• mide küçültme ameliyatı olarak bilinir.

    (bkz: sleeve gastrectomy)

    türkiyede son yıllarda ciddi sağlık sorunlarının kökeni olarak kabul edilen obezitenin çözümü olarak yapılan bir ameliyattır. her ameliyat gibi riskleri vardır. vücut kitle endeksi 40 ve üzeri olan hastalar ve bazı özel durumu olan daha alt obez grubu için yapılan ameliyatın sonrasında 7 gün istirahat sonrası sosyal hayata yavaş yavaş dönüş mümkündür.
  • midenize bir mutfak tüpü giydirilir, böylece yemeğe yer kalmaz. sistem bu kadar basit, afiyet olsun. *
  • seçimden sonra olacağım ameliyat.
    bu süreçte toplamda 5 ayrı (bu alanda tanınmış) doktorla görüştüm.
    ve prof. dr. halil coşkun'a ameliyat olmaya karar verdim.

    doktorları iki kategoriye ayırdım.
    şampiyonlar ligi ve 1. lig.
    amatörler ligine hiç girmiyorum onlardan uzak durun.

    halil coşkun'u tercih etmemin nedeni ise kendine güveni, iş disiplini ve kalitesi. ekibinin ilgili, bilgili ve güler yüzlü olması da cabası. sonuçta uzunca bir süremi onlarla geçireceğim. uyum çok önemli.

    hastaya gelir kapısı şeklinde değil de sağlığına kavuşturulacak bir insan olarak bakıyor.
    ki bu tavrı başka doktorda görmedim.

    kendine güveni sizin de ona güvenmenize neden oluyor.

    şimdilik heyacanla bekleme sürecindeyim.
    sonraki süreci buradan aktarıyor olacağım.
  • bugün ameliyatımın 1. haftası bitti. süreci merak edenler içim youtube’a hastanede geçirdiğim sürecin videosunu ekledim.

    burada da detaylı şekilde anlatayım.
    aşırı bir kilom olmadığı için ameliyat öncesi diyet yapmadım. sadece 1 gün öncesinde şu an sıvı dönemde tükettiğim şekilde ayran, su, protein içeceği içtim.

    ertesi gün yani 25 haziran 2018 saat 11’de hastaneye yatışım yapıldı. bu süreçte beni bir an bile yalnız bırakmayan bariatrik lab koordinatörü başak şekerpare’ye çok teşekkür ederim. en az annem kadar ilgilendi benimle.

    yatışım yapıldıktan sonra hemşireler geldi damar yolu açma, ateş - tansiyon gibi işlemleri yaptılar ve serum taktılar. ameliyat saati yaklaşırken önden aşırı karizmatik doktorum prof. halil coşkun geldi. ameliyat sürecini anlattı. prosedürleri imzaladık ve kısa bir süre sonra ameliyat önlüğünü giyerek ameliyathaneye indim. o kısımda hatırladığım şeyler ameliyat masasına uzanmam - arası yok- ve sonrasında beni aşırı kızdıran çiğdeeem hanımmmm sesi oldu. uyanırken bana seslenen erkek hemşireye aşırı öfke duydum. uyandıktan sonra odaya geçişim de hayal meyal.

    odada canım annem beni bekliyordu ama narkozun etkisinden o geceyi genelde uyuklayarak geçirdim. ziyarete gelen arkadaşlarımı silüet şeklinde hatırlıyorum.

    1. gece öyle çok hissedilen bir ağrım olmadı. sadece ilk gece istifra ettim ki bu gayet normalmiş. koyu kanlı ve balgamlı gibiydi. eğer başınıza gelirse endişe etmeyin. sonra bir daha olmuyor. ilk gece uykulu arada istifra ederek geçti. sadece annemin başımda tetikte olması ve hemşirenin inanılmaz ilgili olması kaldı aklımda.

    2. gün sabah aynı tatlı hemşire geldi. serumları çıkardı. idrar kesesini çıkardı. onu görünce şok oldum çünkü hiç hissiyat yoktu. meğer o takılıyken çişi yaparken hissetmiyormuşuz. ama koca kova neredeyse dolmuştu. sonrasında annemle hemşire koluma girdi beni kaldırdılar. o an çok başım döndü ama sadece önüme bakarak durunca o da hemen geçti. burada klik nokta ayaklara bakmamak. neyse ayağa kalktıktan sonra hastane koridorunda ilk turumu attım. sonrası zaten çorap söküğü gibi hızlı bir iyileşme süreci.

    2. gün gelen ziyaretçilerle gayet sohbet ettim. tv’yi açıp seçim sonrası konuşmaları takip ettim. hareketimi kısıtlayan tek şey serumlar oldu ama onlar da olmadan olmuyor.

    gün içinde kontrole gelen doktorum da ameliyatımın çok başarılı geçtiğini ertesi gün kaçak testi yapılacağını ve bir sonraki gün sabah taburcu olabileceğimi söyledi.
    hastanede yattığım süre 3 gün ama sanki 1 hafta orada kalmışım gibi hissediyorum.

    3. gün canım başak ve bariatrik lab. diyetisyeni nida yıldız ziyaretime geldiler. ameliyat öncesi aldığım beslenme eğitiminin üzerinden geçtik. süreci konuştuk.
    bugün yürüyüşlerim hem daha sık hem de annemin desteği olmadan oldu. uzun voltalar atabildim.

    sonrasında beni kaçak testi için tekerlekli sandalye ile bir odaya götürdüler. testi çeken kişi de 2 sene önce tüp mide ameliyatı olmuş. çok destekleyici konuştu. mutlu etti beni.

    test sırasında röntgen cihazı gibi bir aletin önünde tadı hem şerbetli hem de acı bir şey içirdiler hastanede yaşadığım en sevimsiz şey o sıvıyı içmekti. kaçak testi sonrasında doktorum sonuçları gördükten sonra su içmeme izin verdi.

    ilk yudum su içişim hiç hayal ettiğim gibi olmadı. başak’ın tabiriyle şu an tıkalı lavabo gibi. içtiğim suyun vicudumdaki hareketini hissettim ve anında gaz olarak bir kıpırtı oldu. tabii ben biraz ürktüm ama hepsi gayet normal. sonra diğer yudumları içince daha da normalleşti.

    ve bugün ameliyattan sonra çok önemli bir eylemi de gerçekleştirdim. gaz çıkarma ve dışkılama. ne yedin de ne çıkardın diye sormayın hiç fikrim yok.

    4. gün ve büyük gün taburcu oluyorum. giderken en çok gecenin aşırı tatlı melek hemşiresini göremeyeceğim diye üzüldüm.
    bu günün sabahı annem artık pert halde uyuduğu için ona kıyamadım. kendi başıma kalkıp hemşireyi çağırdım ( buton için ayağa kalkmak gerekli) serumları çıkarttırıp lavaboya gittim. o güne kadar temizlik ihyaçlarımda annem yardımcı oldu. dişimi fırçaladım. ilk defa eğilerek yüzümü yıkadım. özetle kendi ihtiyacımı hallettim ve yine tek şekilde koridorda yürüdüm. sonra annem kalktı eşyaları toparlama benim üst değişikliğim vs. derken saat yaklaştı. doktorumun hazırladığı reçeteyi getiren hemşire ilaçlarımı nasıl kullanmam gerektiğini detaylı anlattı. damar yolu çıktı ve özgürlük. hastaneye yatarken de çıkarkan de başak şekerpare hep yanımda oldu. videoda duyulan ses onun.

    saat 11 gibi eve geldim. ve beslenme programımın ilk günü de başlamış oldu. bugünü evde çok hareketli geçirmedim. su, süt, ayran ve ameliyat olanlara özel protein tozunu içtim. eve çıkınca serumlar kesilince ağrım ve açlık hissim olur sandım ama hiç biri olmadı. günde 5 bardak sıvıyı zor tükettim. canım hiç istemese de yavaş yavaş içtim.

    4. gün daha çok evde netflix izleyip arayan eş dostla geçti.

    5. gün
    her geçen gün bariz bir farkla daha iyi oluyorum.
    bugün beni en mutlu eden gün çünkü günler sonra banyo izni çıktı. yara yerlerine su geçirmeyen bant yapıştırarak yıkandım. saçlarım kirden rastalı olmaya başlamıştı. gerçekten insanlarla görüşmeye utanır haldeydim.

    sıvı beslenmenin detaylarından da kısaca bahsedeyim. bu süreçte protein alımı çok önemli olduğu için protein ağırlıklı sıvılar tüketiliyor. süt, ayran, kefir, protein içeceği bu şekilde. günlük toplam alınması gereken 60 gr. ama şu an ben yeterli alamıyorum. çünkü o kadar sıvı içemiyorum.

    bugün ilk defa dışarı yürüyüşe çıktım. annemi yanıma alıp sokakta çok olmamakla birlikte yürüyüş yaptım.

    6. gün
    dediğim gibi her geçen gün kendimi çok daha iyi hissediyorum. artık wc düzenim olmaya başladı. her sabah düzenli tuvalete çıkıyorum ki bu benim için hayal gibi.

    evdeki hayatım biraz emekli gibi ilaç saati takibi ve ona eş zamanlı beslenme düzeni var ama bu kendimi eğlendirmeme engel değil. bugün kardeşim sınava girdi. sınav yeri göztepe parkına yakın olunca ben de peşlerine takıldım. parkta uzun yürüyüş yaptım. tamam biraz yavaş yürüyor olabilirim ama önemli olan mesafe. parkın tamamını 1 tur yürüdüm. halsizlik olmasam biraz daha yürürdüm ama yanıma içeçeklerimi almadığım için halsizlik oldu.

    6. günde artık daha rahat oturmaya başladım. karnımda dikişler olduğu için biraz geriliyordu uzun süre oturur pozisyonda kalamıyordum. insanın iyileşmesini bu kadar net hissetmesi çok keyifli.

    7. gün

    ayran süt içmekten sıkıldım. diyetisyenimin verdiği sütlü kabak çorbasını denedik. normalde olsa burun
    kıvıracağım çorba beni çok mutlu etti. nasıl lezzetli. ağzıma aroması olan lezzet girdi. bu ne büyük mutluluk. sütü ayranı çekilir kıldı resmen.

    7. gün de adımlarım biraz hızlandı. dışarıda yürürken yaşlılar beni yine geçiyor ama biraz daha normalleştim.

    ve 8. gün

    bu sabah tartıya çıktığımda 4 kilo verdiğimi gördüm. hala hayal gibi geliyor. 1 hafta tam dolmadan hem de. bu motivasyonla ben sadece kefirle bile beslenirim.

    bugün daha da normalleştim. ziyarete gelen arkadaşımla yürüyüşe çıktım. ardından tek başıma eczaneye, sonrasında kuaföre gittim. bugün ilk kez dışarıda tek başıma hareket ettim. eve geldim mutfağı bile temizledim. 1 haftada hem kilolar gitti hem de sağlığım iyice düzeldi.
  • (bkz: sleeve gastrectomy)

    obezite cerrahisinde en etkili ve tercih edilen yöntem. henüz türkiye'de çok uygulanmayan yeni yöntemler de söz konusu ama ülkemiz buna henüz hazır değil. hazırlayacağız umarım.

    neyse destek isteyenler yeşillendirsin yardımcı olabilirim.
  • 78771338

    artık püre dönemine geçtim. arada geçen süreyi ve püre döneminde zorlanmamı yeni entryde yazmak istedim.

    merak edenler için ameliyat sonrası 10 günlük raporun ardından işe döndüm. biraz halsizlik vs. oluyor ama gün içinde gereken besini alınca çok da zorlamıyor.

    öncelikle güzel haberi vereyim 2. haftanın sonunda diyetisyen kontrolümde 5,7 kilo verdiğimi öğrendim ve 2.5 kilosu yağ ^^

    sıvı dönem için bu çok iyi bir kayıpmış çünkü aldığım serumlardan vs. vücudumda ödem oluştuğunda kilo kaybı az oluyormuş yağ kaybı ise daha da az oluyormuş.

    şunu da belirteyim sıvı dönem benim için çok kolay geçti. hattta mümkün olsa hep sıvıyla beslensem. püreyi hiç sevmedim.

    bugün püre döneminin 2. günü. dün sabah blenderdan geçilmiş mantarlı tavada yumurta yemeye çalıştım. (bu dönemde yine protein değeri yüksek besinler tüketiliyor) yanında yoğurtla.
    1 ya da 2 çatal yedikten sonra mideme oturdu. birazcık daha yesem istifra edecek gibi oldum. diyetisyenim nida yıldız'ın uyarısıyla doyma hissim gelince bıraktım.
    püre dönemi ve bundan sonraki dönemlerde dikkat edilmesi gereken diğer kural ise katı sıvı kuralı. yemeklerden yarım saat önce ve sonra sıvı tüketilmeli. yemeğin yanında ya da daha erken değil.

    bu mideme oturmuşluk hissisinin su içince rahatlamasını bekledim. kısmen rahatladı ama sanki halaa dünyaları yemişim de sindirememişim gibi şişkin kaldım.

    öğlen de kıyma ve yoğurt yemeye çalıştım. bu da sabahtan farklı olmadı.
    yeterli protein alamadığım için arada ayran içtim. en azından biraz dengeler umuduyla.

    aralardaki su içmemde hiç bir sıkıntı olmadı.

    akşam da hafif kabızlık hissi ve süregelen şişkinlik sebebiyle kaçamak yapıp protein tozunu içtim.

    bugün sabah ise kabuğu ve çekirdeği çıkarılmış domatesli melemen yemeğe çalıştım. yine 2 çatal ve azıcık yoğurtla tükettim.

    ve o an farkettim ki yediklerimin kokusu burnuma aşırı geliyor. lezzeti desen o da öyle. sonra biraz modum düştü. bundan sonra yemek yiyemeyeceğim diye :)

    bu panikle diyetisyenime yazdım. o da sağolsun hemen aradı. koku ve aşırı tat alma durumu olurmuş. 1 ay içinde geçiyormuş. eğer ameliyat olmayı düşünyorsanız sonrasında paniklemeyin :)

    besin alamama durumumda çok normalmiş ama ana öğünleri atlamamam yiyebildiğim kadar yememi söyledi. dün akşam yaptığım gibi kaçamak yaparsam alışmam daha uzun sürer.

    aralarda yine süt, ayran, protein içeceği ile almama gereken besine takviye yapacağım.

    şimdilik bu kadar. devamı sonra...
  • 2. ay güncellemesi

    giden kilo 18
    97'den 79 kiloya düştüm.

    öncelikle birinci ay kontrolü öncesi detaylı kan tahlili yaptırdım. sonuçlara göre doktorum vitamin takviyesi verdi. (demir - multivitamin, b12 iğnesi)

    bu dönemden sonra katı beslenmeye alışmak için sıvı gıdaları azaltmam hatta mümkünse tüketmemem gerekiyordu. açıkçası bu biraz zor oldu. katı gıda yemeye alışmak zaman aldı.

    1. ay kontrolünden sonra hafif kardiyo ve yüzme için onay çıktı. ben de çok yormayacak şekilde spora başladım.

    bu süreçte 15 günlük kadar kilo vermem durdu. bir süre 84 kiloda sabitlendim ama bu konuda daha önce diyetisyenim ve doktorum bilgi verdiği için herhangi bir panik durumu olmadı. yeme düzenim de spor da aynı şekilde devam etti. sonrasında kilolar yine azalmaya başladı zaten.

    pek çok kişi ağrı, halsizlik gibi soruları soruyor.
    ameliyatın 20. günü gibi ağrım geçti o da öksürürken, gülerken vs oluyordu. regl sancısının yanında bu ağrının lafı bile olmaz :)

    halsizlik de ilk 1 hafta oldu. o da olsun artık sonuçta büyük bir ameliyat.

    şu an ameliyat öncesi halimden çok daha dinç ve sağlıklıyım. evden çıkmamak için bahane uyduran ben eve girmiyorum.

    en önemlisi uyuduğum süre zarfında kaliteli uyku çektiğim için yorgunluk olmuyor. sabah zorlanmadan uyanıyorum.

    şuraya before - after fotoğrafımı da koyayım merak edenler için :) https://i.hizliresim.com/lz6bjr.jpg

    buradan ya da sosyal medyadan halil hoca'yı soranlar oluyor.
    şunu söylemeliyim ki kendinizi gözünüz kapalı emanet edebilirsiniz.
    zaten gördüğünüz an demek istediğimi anlayacaksınız.
    görgüsüyle, bilgisiyle, donanımıyla, ekibiyle bu sektördeki en iyi doktor kendisi...
  • son zamanlarda salgın gibi yayılan ameliyat. estetik ameliyat sınıfında gibi değerlendirilmeye başlandı. etrafımda o kadar çok kişi oluyor ki bu ameliyatı resmen bir salgın gibi. hatta tlc'de (bkz: dr nowzaradan) izleyenlerin sayısı arttıkça ameliyatı olan ya da olmaya niyetlenenlerin sayısı salgın gibi artmakta. bu arada ben de resmen dehşete düşmekteyim. nedenini anlatayım.

    bu ameliyatı benim liseden çocukluk arkadaşım oldu. kendisini bildi bileli obezdi ve yaşı ilerledikçe kilosu arttı gitgide. sonra bu ameliyatı oldu bu arkadaş. olmadan hemen önce konuştuğumuzda (ki 4 yıl falan öncesidir - bu operasyon o zaman çok yaygın değildi) bana doktorunun anlattıklarını anlattı. adam normalde kesinlikle karşıymış operasyona çünkü sağlığı çok ciddi riske sokan yanları varmış - ki ileride bazılarından bahsedeceğim. o zamanlar da bu ameliyatı yapmasını isteyen bir çok hastası olmuş ama yapmamış. arkadaşıma yapma sebebi ise kırk yaşından sonra kalp problemleri yüzünden ölme riskini %100 gibi bir şey görmesiymiş.

    evet arkadaşım şimdi hızla kilo veriyor ama ameliyat sonrası konuştuğumuzda "içtiğim suyu, sıçtığım boku, herşeyi hesaplamak zorundayım çünkü midemi kolaylıkla yırtabilirim ve iç kanamadan daha hastaneye yetişmeden ölebilirim" demişti.

    size basit bir estetik ameliyat gibi anlatılan bu operasyondan biraz daha bahsedeyim. tüp mide ameliyatı bir iç organınızın yapısıyla geri dönüşü olmayacak şekilde oynamak demektir. bütün vücut tetkiklerinizin ve taramalarınızın çok uzun bir süre ve çok dikkatli bir şekilde yapıldıktan sonra operasyona ve detaylarına karar verilmeli. günümüz sağlık endüstrisinde ise işler bir kaç kan tahlili bir kaç film ile geçiştirilip "tamam tamam yaparız - siz arpadan haber verin" tadında yürütülmektedir.

    şişmanlığın çoğunlukla sebebi çok yemektir. çok yemenin sebebi ise çoğunlukla psikolojiktir. özellikle depresyonda olan kişiler dopamin (kısaca beynin ödüllendirme ve haz salgısı) arayışına girer. herkes bunu değişik yerlerde bulur. kimisi uyuşturucuda, kimisi sekste, kimisi kumarda, kimisi de yemekte. bahsettiğim şey lezzetli yemeklere düşkün olmak değil, o tip insanlar tamam şişman olurlar ama sağlığı tehdit eden obezite sınırlarına ulaşmazlar. dopamin salgılamak için gittikçe ama gittikçe daha sağlıksız ve daha çok yemekten bahsediyorum. bu tür insanların ameliyat olması obezite sorunlarını çözmeyecektir zira psikolojik sorunları hala orada duruyor olacak ve ameliyat sonrası yiyebildiği kadar sağlıksız besini yemeye devam edecektir. ve bir kilo bile veremez bu insanlar - aksine daha da kilo alır. artık mide de olmadığı için vücut fonksiyonları allak bullak olur. ben bunu yaşayan iki insan tanıdım. berbat haldeler. mide ameliyatı olmak yerine psikolojik tedavi görselerdi hem depresyon sorunları çözülecek hem obezite sorunları çözülecek idi. ama şimdi bütün problemlerine ek olarak ciddi sağlık riskleri var.

    diyelim ki psikolojik sorununuz yok ama yemek yemeyi çok aşırı seviyorsunuz. gittiniz bu ameliyatı oldunuz. durum daha da vahim. bu zevkinizle baş etmeyi öğrenemezseniz bu sefer sizi çok sağlam bir depresyon bekliyor. düşünün artık kilo alma korkunuz yok ama en büyük zevkinizi bir türlü tatmin edemiyorsunuz. çok sevdiğiniz yemeklere erişiminiz var ama iki lokmadan fazla yiyemiyorsunuz. depresyonunuz hayırlı olsun. mental olarak kendinizi hazırlamadan bu ameliyatı oldunuz ve artık geri dönüşü de yok. mecburen psikolojik destek alıp bu zevkinizle baş etmeyi öğreneceksiniz. bu desteği ameliyattan önce alsaydınız bunca sıkıntıya ve riske girmenize de gerek kalmayacaktı.

    kolaycı olmayın ey insanlar. her nimetin bir de külfeti vardır diye boşuna söylememişler. doktorların çizdiği pembemsi tablolara hemen kanmayın. bu iş ticaret, talebi var dolayısıyla arzı da olacak. ticaretin olduğu her yerde hile vardır unutmayın. sağlığınız üzerine hile yapmaya değer mi? birazcık savaşın, zor yolu seçin. ama öyle yalandan iki diyet yapıp bırakarak değil. hem beslenme hem de psikolojik danışmanınız olsun. merak etmeyin ameliyattan yine ucuza gelir. evet kolay değil, ama hiç bir şey sağlığınızdan önemli değil. kolayı seçmek adına iç organlarınızı kestirip atmayın, yeniden büyümüyorlar. siz kendinizi bu ameliyata ihtiyacınız olduğuna inandırdıktan sonra sizi kesip biçecek doktor çok, bunu unutmayın...
  • bu ameliyati olanlarin (buyuk) bir kismi, etrafindakilerin ruh sagligi icin kesinlikle psikiyatrik destek almali. ameliyati olup da delirmedigini gordugum sadece birkac insan sayabilirim (ki etrafimda su an ameliyat olan en az 10 kisi var). buyuk cogunlugu, cok buyuk bir kibir problemi yasiyor ve gunun sonunda "onlarin ne kadar da mukemmel insanlar olduklari" disinda konusabilecek hicbir seyiniz kalmiyor. birinin ne kadar mukemmel oldugunu dinlemekten sikilmayan baska insanlarla arkadaslik etmeyi tercih ediyorlar ve bunun sonunda da hepsi kucuk birer tayyip oluyor. gerek sosyal medyada gerek sivilde, surekli insan kotulemekle, boburlenmek ve kibirlenmekle geciyor omurleri...
  • günümüzde bayağı yaygınlaştı. kimse spor yapmak için kıçını kaldırmadan, diyet yapmadan oluyor ameliyatı. sonra derisi sarkmış bir şekilde buruş buruş dolanıyorlar ortada. çok kişinin hayatını kaybettiğini de gördüm.
hesabın var mı? giriş yap