• *üniversitenin aslen okul olmadığı

    *yurt kelimesinin sadece vatan anlamına gelmediği

    *üniversite mezunlarının bir çoğunun sadece meslek(!) öğrenerek mezun olduğu ve bunlara kültürlü beyfendi bile denilebildiği

    *rektörün iktidar poposuna bayılan kişi olduğu, pek de sizi sallamadığı

    *mezun olunca şahane işlerin beklemediği

    *transkript kelimesinin türkçe karşılığının olmadığı

    *lisede yediğinin içtiğinin ayrı gitmediği kankeytoların üniversite kapısından girer girmez "burda her koyun kendi bacağından agaaa" tiplemesine dönüşmesi.

    *lisede kendisine inek denilen tiplerin, sınıfın zibidi, serseri çocuklarının amirine dönüşeceği
  • bir başkadır senin memleketin
  • aslında tüm eğitim hayatına yayabileceğimiz bir gerçektir.
    (bkz: eğitim cehaleti alır eşeklik baki kalır)
  • üniversiteden sonra, bir çoğunun aslında tam olarak gerçek olmadığını fark ediyor insan da işte bunu yaşamak gerek, buraya yazınca anlaşılmıyor.
  • girmesi okuması yok vizesi yok bütü derken mezun olmanın dert olduğu aslına bakarsan okul dışında her yerden bişey öğrenmek
  • her girenin çıkamadığı.
  • "üniversiteye girmek zor, bitirmek kolay" sözü.

    tabi bu sözün gazı ile ders asmalar, kısa sınavlardan "aman be vizede, finalde geçeriz" muhebbetleri sonucunda gerçeği öğrenmek.

    asıl gerçek ise dersleri sürekli takip edip, kısa notlar tutarak işin çözülmesi. bunu idrak eden bünyeler üniversiteyi 4 senede veya daha erken bitirirken idrak edemeyenler 5,6,7 senelere kadar uzatabiliyorlar.

    bu aralar ikinci üniversite planları yapıyorum ve bu dediğimi bizzat erkenden uygulayacağım bakalım sonuçları ne olacak.

    bu arada "english is must, german is asset".
  • üniversitenin son 1 ayına girildiğinde tanıdığını sandığın kişilerin gerçek yüzlerini görürsün. üniversite boyunca en yakın arkadaşların saydığın kişilerin nasılsa üniversite bitiyor diye en ufak fırsatta nasıl seni satabileceğini, kendi çıkarlarını düşünebileceğini görünce hayret edersin.
  • her şeyin çıkarlarımızla ilgili olması. birine aşık olduğumuzda bile asıl hoşlandığımız şeyin, aşık olduğumuz kişinin bizde yarattığı his olması. en basitinden bir iyilik yaptığımızda duyduğumuz tatmin, 'ne kadar da iyi insanım ben' hissi. her şeyin aslında tamamen kendimizle alakalı olduğu. ne kadar bencil olduğumuz.
hesabın var mı? giriş yap