• arkadaşı korna ile girmedikleri macera kalmamıştır.girgirin agır toplarındandır.
  • okan bayulgen'in tip olarak dogustan benzemesi nedeniyle guzel bir diziydi ama nedense tutmadı
    oyuncunun oynadıgı seye bu kadar benzemesi anca safak sezer kotu kedi serafettin'i oynadıgında gerceklesecek. zaten bu da yakındır.
  • yönetmeni, senaryo yazarı ve başrol oyuncusu abdurrahman palay olan 1963 yapımı siyah beyaz türk filmi. konusu vasat . felakete uğrayan, dağılan ailesini arayan, bu sürede zengin olan bir adamın öyküsünü anlatsa da birçok yönüyle ilginç ve izlenilesi bir filmdir.

    meraklısı dışında, ilk önce bu filmin yeni kuşaklar için en ilginç gelebilecek yönü filmde sadri alışık'ı, gazanfer özcan'ı ve türkan şoray'ı sinemaya girdikleri ilk halleriyle, toylukları, gençlikleri ile izleyebilmeleri. sadri baba öyle yakışıklı ki aman aman. gazanfer özcan bir delikanlı, sesi gür, saç stili o zaman da aynı ve yine başını yukarı kaldıra kaldıra rol kesiyor. türkan ablanın da kaşları kalın mı kalın .zaten o dönem seyirci kendisine kara kız diye tezahürat yapıyor o yıllar.

    --- spoiler ---
    abdurrahman palay felakete uğrayan, dilencilik yaparak zengin olan ahmet said bey rolünde. gündüzleri ak saçlı sakallı bir dede kılığında dilencilik yapıyor. bu sırada sokakta tanıştığı gazanfer özcan'a da dilenciliğin inceliklerini öğretiyor ki bu sahnelerdeki diyaloglar çok ilginç.

    yalnız başına akşam vakti mum yakmaya gelen bir kadına önce gazanfer özcan yanaşıp "allah rızası için bir sadaka" diyor , kadın oralı olmuyor. ardından ahmet said bey "allah seni sevdiğine kavuştursun" dediğinde kadın para veriyor. zengin görünümlü bir insandan para istemenin yolunu " allah işinizi rast getirsin" demek olduğunu, fakir görünümlü insanlara "çok açım" demenin bir fayda sağlamayacağını, açlığın onları ilgilendirmeyeceğini de ekliyor.

    ilerleyen sahnelerde ahmet said bey, beş parasız halime'ye * borç taktığı otelde daha uzun süre kalmanın yollarını da öğretiyor. ona "sen bağırıp çağıracaksın, polis müdürünün gönderdiği çiçekleri nasıl kaybettiniz diyeceksin " diyor. halime de bu yöntemin işe yaradığını görüyor. "şeytan zayıf yaradılışlı insanların çevresinde döner" gibisinden bir özlü sözü de armağan ediyor bize.
    --- spoiler ---

    sadri babanın canlandırdığı karakter de cengiz han. o da zengin bir fabrikatörün kumarbaz oğlu. zaten ahmet said beyin felekatine sebeb olan da onun babası. cengiz ile halime sevgililer.

    anne rolünde lale oraloğlu oynuyor.

    (benim anlatmam oldukça yetersiz kaldı farkındayım, bu yüzden sabahları trt1 takip etmenizi tavsiye edebilirim.)
  • hüseyin rahmi' gürpınar in özalist anlayışın 30larda da yaşandığına dair romanı.. fassbinder gibi, balzac gibi hüseyin rahmi'nin de bütün karakterleri kötü...ve hepsi iş çeviriyorlar... yaralı gönülleri teselli klubü kurup propsikanaliz mi yapıyorlar?
  • oğuz aral'ın çizgi roman kahramanı. çocukluğumda 1979-1982 arasında abimin eve almasıyla okuduğumuz fırt dergisinde yayınlanıyordu yanlış hatırlamıyorsam. bir seride geçen bir sahne var ki hala zihnime kazılmış halde diridir. bir gün utanmaz adam amerika'ya gider. bir bara girer. birine kızar ve (kovboy filimlerinden de esinlenerek) etrafı dağıtmaya, ortalığı kırıp dökmeye başlar. tam garsonlar müdahele edecekken, barın sahibi: "durun ilişmeyin istediğini yapsın" der. utanmaz adam barı dağıtır, masaları indirir, tabakları ve bardakları kırar. ve yorgundur. barın sahibi yaklaşır ve şu veciz sözü söyler: "burası amerika, bayım. özgürlükler ülkesi, istediğinizi yapabilirsiniz. ama parasını ödemeniz şartıyla. kırıp döktüklerinizin parasını ödeyecekmisiniz yoksa sizi yamultalım mı?" bence amerika'yı (ve kapitalist sistemi) en iyi özetleyen cümledir bu.
  • utanmaz adam, fenomen mizah dergisi gırgır'in semboluydu. ozellikle ilk donemlerde derginin yaraticisi olan oğuz aral tarafindan en cok one cikarilan cizgi roman utanmaz adam'di.

    sonraki yillarda aral, bir baska tiplemesi olan avanak avni'nin cocuklugunu anlatmaya baslayinca, naiflikle reel hayatin ve yetiskinlerin dunyasinin karsilasmasindan dogan tezatliklar okurdan ozel ilgi gordu ve avni, girgir'in en sevilen karakterine donustu. oyle ki, girgir satildiktan sonra aral'in cikardigi yeni mizah dergisinin adi "avni" olmustu.

    utanmaz adam ise girgir'in ilk doneminin ve o yillarda olusturulmak istenen mizah anlayisinin en basarili ornegiydi. aral, girgir'da erotizmi kullanarak cinsel acligi komiklestirmeye calisiyor, derginin siyasetle iliskisini dahi bu yonde istifliyordu.

    utanmaz adam, neseli bir dolandiricinin seruvenlerini anlatiyordu. utanmazligiyla tezat bicimde "şeref haktanır" isimli genc dalavereci, zenginleri dolandiriyor, surekli para ve mucevher hirsizligi yapiyordu. butun seruvenleri kosklerde, buyuk otellerin pahali odalarinda, kur yaptigi guzel kadinlar ve avladigi milyonerler arasinda geciyordu.

    girgir, 1972 yilinda cikmaya basladiginda basarili olup olmayacagi belli olmayan bir dergiydi. ara, cok dar bir kadroyla calismaya baslamis, gunluk bir gazetede ayni isimle yayimlanan mizah kosesini dergiye tasimisti. epeyce bir sure, girgir daha once yayimlanmis calismalari yineleyen ve derleyen bir yayin olarak cikti. dergide yeni olan bir kac istisnadan biri aral'in cizgi romanlariydi. onlar kismen yeniydi, cunku aral, yillar once yayimlanan cizgi romanlarini revize ederek, hem oykulerini gelistiriyor hem de yeniden ciziyordu.

    ilk utanmaz adam nasildi ve ne yonde degisti diye sormak gerekiyor cunku ilk yayimlarinin uzerinden bir on bes yil gecmis, mizah ve hikaye estetigi degismis, oguz aral'in cizgisi cok gelismisti. ellili yillarin sonunda, kismen siyasal baskilardan kismen de satis artiran magazin gazeteciliginin etkileriyle (bugun ucuncu sayfa dedigimiz) hirsizlik ve cinayet haberleri on cikartiliyor, "arkasi yarin" biciminde buyutulerek gunbegun aktariliyordu. gazeteler yakalanamayan hirsizlari, bulunamayan katilleri haber yapiyorlar, bu populerlik mizahcilari ister istemez etkiliyordu. mizah, sokagi ve zamani yakalayarak yasar cogunlukla. altan erbulak'in "kibar hirsiz", suavi süalp'in "capkin hirsiz" cizgi romanlari hep bu donemde gazete haberlerinden ve gercek hirsizlardan ilham alinarak uretildiler. utanmaz adam da bu modanin bir parcasiydi ve yine bir hirsizin dolambacli seruvenlerini resmediyordu.

    o donem icin olumsuz nitelikli birini kahramanlastirmak tepki cektiginden aral da bunu normallestirecek ve aciklayacak bir tur neden-sonuc iliskisini katmisti isin icine. seref haktanir o kadar temiz, o kadar hisli ve mahcuptu ki surekli somuruluyor, kandiriliyor, iyi bir insan olarak toplumda yasayamiyordu. bir gun, nasil oluyorsa, alninda bir damar catliyor ve utanmazlasiyordu. kendi ifadesiyle "bu dunyada refah icinde yasamanin utanmak kelimesiyle bir arada yurumeyecegini anlayacak kadar zeki biri"ne donusuyordu. bu dunyada koyunlar ve cobanlar vardi. seref zekasi, kabiliyeti ve hergeleligle ornek bir cobandi, "koyunlari gutmeliydi". insanlarin arkasindan konusuyor, arsizca "pakizeler" dedigi kadinlarin pesine dusuyor, her gittigi yerde hirsizlik yapiyor, yalan soyluyor, riyakarca davraniyordu. surekli av pesindeydi, gazeteyi aciyor, haberleri okuyor, gozune kestirdigi parali bir vakaya damdan duser gibi dahil oluyordu.

    ilk hikayelerinde papyonlu, bastonlu, ince biyikli, ayhan isik'i andiran, esmer biri olarak tiplestirilmisti. baston sonradan unutuldu ama papyon, utanmaz adam'in alametifarikasiydi.

    bugun uzak gecmisin, sunnet cocuklarinin ve eksantrik beyfendilerin aksesuari olan papyon, bir donem icin inceligin, okur yazarligin veya avrupaliligin gostergesiydi. utanmaz adam, papyon ve bastonla, zengin muhitlerinde ve elegant mekanlarda oynadigi oyunlarina kendini farkli biriymis gibi gostererek basliyordu. mesafeli ve incelikli bir konusma diliyle kendini tanitirken cevreyi gozleyen, niyetini gizleyen, turlu pozlarla paranin pesine dusen biriydi utanmaz adam.

    bir seruveninde zengin bir isadami olmus, geride buyuk bir miras, dul bir kadin ve guzel kizi ortada kalmisti. seref, dul anneyi bir romantik asik gibi kandirirken, evin guzel kizinin taliplilerinden, kizla aralarini yapmak icin para sizdiriyordu. aslina bakilirsa herkesten para tirtikliyordu, gittigi lokantalardan catal bicak dahi caliyordu. para edebilecek her sey ilgisini cekiyordu. para ve kadinlar en buyuk zaafiydi. parasi icin cirkin zengin kadinlarla birlikte oluyor, genc kadinlara asiliyor, kalabalik yerlerde onlari elle taciz ediyor, numaralar ceviriyor, her defasinda herkesi yari yolda birakarak kacip gidiyordu.

    parayi ne yapiyordu? parayi zengin olmak icin saklamiyordu. evi, arabasi, gelecegini garantileyecek bir maddi dayanagi yoktu. caldigi paralari kisa surede, delice bir arzuyla tuketiyordu. en buyuk zevki harcamakti. pahali otellerin en luks dairesini tutuyor, kadinlarla icerek dagitarak, kontrolsuz bir sehvetle elindekini avucundakini bitiriyordu. utanmaz adam'i sevimli kilan yani da buydu. parayi elde edince para sanki cazibesini yitiriyordu. elindekini sifirlayana kadar harcayip sokaklara dusuyor, karni guruldayarak, aylaklik ederek dolaniyordu. hemen her seruven, o sefahatin sefalete donusmesiyle basliyordu. bazen tesadufen bazen bilerek ucunda para olan bir entrikaya karisiyor, tekrar seruvene surukleniyordu.

    utanmaz adam seruvenlerinin ilginc bir noktasi seyahatlere dayanmasiydi. dunyanin globallesmedigi, uzak ulkelerin bilinmedigi donemde, seruven romanlari belirli kliselerle ilerler, kahramanlar kutuplardan collere, uzayin derinliklerinden denizler altina savrulur dururdu. ulkeler, iklimler, mekanlar ve onyargilar seruvenlerin arka planini olustururdu. bu durumu, seruven romanlariyla sinirlamak dogrusu yanlis olur, gazeteler ve gazeteciler, gezilere gider, bilinmeyen yerlerle ilgili uzun gezi yazilari yayimlarlardi. yabanci ulke ve hayatlar merak ediliyordu. tiraj getiren gezi yazilariyla nam salmis gazeteciler vardi. utanmaz adam, ayni mantigi parodici bir tutumla izleyerek dunya turu yaparcasina seruvenler yasiyordu. onu paris'te, londra'da veya zaman makinesiyle teksas'ta, kovboylar arasinda gorebilmek mumkundu. seyahat duygusunu pekistiren bir hareketliligi vardi utanmaz adam'in. bir yerden bir yere gitmek, kacmak, kovalamak, kacirilmak butun seruvenlerin ana motifiydi. tek bir duran karesi yoktu hikayelerin. utanmaz adam'a dek bu kadar harekete dayali cizgi romanimiz olmamisti dense yeridir. sayfalar butunuyle aksiyona dayaliydi, karelere arasi ardisiklik hic kesilmiyordu.

    utanmaz adam, bir model olarak butun girgir cizgi romanlarinin seyrini belirledi. karmasa, kovalamaca, her karede one cikan hareketlilik ceyrek asir boyunca butun girgir anlatilarinda varligini korudu. oguz aral, şarlo estetigini ve walt disney devamliligini girgir'a tasimisti. tiplemeleri oyle bir cizgiyle kuruyordu ki her zaman hareketli gorunuyorlardi. mimikler, jestler hep bir olaganustuluk icindeydi. buna dile dayali bir mizahi eklemek gerekiyor, argo iceren, yesilcam komedilerini en cok da suavi sualp diyaloglarini andiran ozel bir dili vardi dizinin.

    utanmaz adam'in yan karakterleri, arkadasi olan korna'nin hikayeye dahil edilmesiyle, her fiili ve sifati, "düt" ve "vanki"yle degistiren konusma bicimi kullaniliyordu. düttür git! diyordu mesela veya tadi vankiydi (guzeldi). korna, utanmaz adam'in yan karakteri olarak farkli bir isleve sahipti. cizgi romanlarda yan karakterler, hele ki utanmaz adam'in uretildigi yillarda komedi unsuru olarak seruvenin ciddiyetini sevimlilestirirdiler. korna, zaten mizahi olan seruven icinde baska bir anlami, seref'in vicdani veya yazarin sesi olmak gibi farkli bir islevselligi tasiyordu. korna tipki seref gibi vur patlasin cal oynasin bir hayati seviyordu, onun duzenbazliklarindan haz aliyordu ama icinde bir yerde masumiyet barindiriyordu. pismanlik duyuyor, nedamet getiriyor, utanmaz adam'i uyariyordu. "bir gun boyle olacagi belliydi. abicim caldik, cirptik, dolandirdik. haram uckur duttuk. kimsenin gozunun benzinine bakmadik."

    mizah pek pedagoji ve ogretmen hassasiyeti kaldirmaz. oguz aral, girgir cok satmaya basladigi yillarda, muhtemelen sorumluluk duyarak, populer kulturun isleyisi hakkinda elestirel dusuncelerini hikayeye katiyordu ama isin dogrusu utanmaz adam, bu elestirilerle degil, oyunbazligiyla, suratiyle ve sevimli kotuculluguyle hatirlandi hep. bu kotuculluk sonraki kusak karakterleri etkileyerek mizahi cizgi romanlari bastan ayaga degistirdi. bu bakimdan utanmaz adam, anlatim dili ve iddiasiyla radikaldi, cigir acti.
    ---
    (alıntı: levent cantek / hortlak s.2)
  • bu romanı (hüseyin rahmi gürpınar'ın olanı) okumaya yeni başlayan biri olarak diyebilirim ki, mutlaka sözlük yazarlarının okuması gerek. ayar vermek ne ki, felsefe ne ki adam(avnussalah) yıkıp geçiyor ortalığı muntazaman.
  • (bkz: seref) (bkz: okan bayulgen)'inde oynadıgı, başarılı olamamış bir dizi.
  • okan bayülgenin herseyi bu kadar rahat elestirmeden önce açip tekrardan izlemesi gerektigini düsündügüm dizi..
  • jeneriği türk televizyon tarihinde bambaşka bir yerdedir gözümde
    utanmaz adam jenerik
hesabın var mı? giriş yap