• smmm yeterlik kursundayız ders vergi hukuku; hoca bize sorar:

    hoca:daha önce borçlar hukuku dersi aldınız mı arkadaşlar?

    biz: aldık hocam.

    hoca : o zaman söyleyin bakalım, eksik borç nedir?

    biz: almadık hocam.

    hoca ve biz: puhaahahhahaha.

    soru ters yerden gelince bütün sınıf olarak "borçlar hukuku mu, o ne ya? ilk kez duyuyorum" moduna girdik tabi.asdaffdsadfsa.
  • arkadaş fırsatını bulup, 1 senelik hem dil hem de proglamcılık eğitimi kazanmıştır amerika'da. yeni gelmiştir.

    ben: nasıldı amerika?
    ark: iyidi de abi sürgün gibiydi benim için.
    ben: niye lan? new york amerika'nın doğusunda kalıyor diye mi?
    ark: (çling) -jeton düşer- ahahahah. geldiğimden beri durumla ilgili duyduğum en güzel espriydi.
    ben: (göt kalkması) kehkeh.
  • sunucu saba tümer ve konuğu murat kazgan arasında;

    - kafes dövüşçüsü ne demek?
    - kafes içinde dövüştüğümüz için öyle deniyor.
    - kafesin içinde biriyle mi dövüşüyorsun?
    - ??
    ...

    - kafesteyim kafeste kafeste*... öyle bi şarkı vardı değil mi ahahahah* .
    - ??
  • yer: çekmeköy'de bir otobüs durağı
    henüz 18-20 yaşlarında bir genç, durakta sigarasını yakan adama yaklaşıp "abi, versene bir tek. bakkalda tek satmıyorlar" der. adam, gence bir sigara uzatır, ateş uzatır. genç bir nefes çeker, sonra adama sorar:

    - abi, ne zamandan beri buradasın?
    - 97'den beri.
    - *
  • taksi durdurup durdurup; ''abi orası kısa mesafe'', ''köprüyü geçemem, uzak'' laflarına maruz kalan dayım ile, durdurduğu başka bir taksici arasında geçen diyalog:

    dayım: (kapıyı açar) nereye gitmek istersin?
    taksici: !? anlamadım abi:/
    dayım: nereye gitmek istersin dedim? taksi durduruyorum yarım saattir, yok o mesafe kısa, yok o uzun deyip duruyorlar. sana en uygun nereyse orayı söyle de, ben de oradan giderim artık bir şekilde.
  • işe yeni başlayan biri ile beraber çalışmamızı gerektirecek bir durum oldu. ve bu kişiyle henüz tanışmamıştım. yöneticimiz konu ile ilgili konuşmak için hepimizi çağırdı bir odaya.. tanıştırma faslını gerçekleştiriyor..

    +merena hanım eczanemizde mesul müdür... kendisi hacettepe eczacılıktan mezun..

    yeditepeden mezun olduğumdan ve bunları söyleyen yöneticinin de vakti zamanında bizzat kendisi hocam olmuş olduğundan ve biraz da garip bir espri anlayışı olduğundan şaka yapıyor sanıp yüksek sesle ıhıhıhıhı diye güldüm. (yaran kısım burası ama yarılan sadece ben)

    hoca devam eder: +kendisi mezun olduktan sonra yüksek lisansını amerika'da yapmış doktorasını ise kozmetoloji üzerine kanada'da tamamlamıştır. (ben hala ''ilahi hocam neler de uyduruyor hahaha'' yüz ifadesiyle aptal aptal gülüyorken birden hocanın beni tanımlamayı ilk cümleden itibaren bitirdiğini idrak ettim. herhalde kendisi demeden önce de fatma hanım da dedi ama ben farketmedim, duymadım bilemiyorum.)

    öyle işte. aslında rezil olunan diyaloglar falan varsa ona yazacaktım da.. böyle kendiyle dalga geçebilen insan gibi yapayım dedim.

    zöge: yine yarmadı..
  • araba ile yanlış yöne giren arkadaşım ile polislerin diyaloğu ;

    polis - hooy nerden geliyon birader ?

    ark - abi valla billa evden geliyoz.

    polis - yalan söyleme lan , biliyorum ben nerden geldiğini.

    ark - abi yemin ederim evden geliyorum , allah belamı versin bi şey yapmadım ya ühühü

    *polisler kopar , ortam şenlenir.
  • kafaların dumanlı olduğu bir an:

    - millet benim kimlik kayıp lan. n'apmam gerek şimdi?
    + gazeteye ilan vereceksin.
    - gazeteye ilan verince noluyor ki?

    (o sırada tribe girmiş olan ev arkadaşımdan ses gelir)
    + bulan getiriyor oğlum.

    belki komik değildi ama ben buna bi saat kadar güldüm abartısız. hatta bi ara gülerken öleceğimi falan düşündüm.
  • şehrimin en merkezinin en işlek caddesinde yürürken hafifçe yaşı geçmiş köylü olduğu belli olan amcamın yanıma yaklaşarak;
    - kızım burada damızlık keçi bulunur mu ?
    - :? :?
    diye sorması
hesabın var mı? giriş yap