• eskiden nadir de olsa imsak vaktine 10 dakika kala kıldığım oluyordu.

    zamanında kılınız efendim.
  • toplam 13 rekattır.

    ilk dört rekat ilk sünnet
    ikinci dört rekat farz
    sonraki iki rekat son sünnet olarak kılınır.
    son olarak kılınan 3 rekat da vitir namazıdır.

    namazın bitiminde amenerrasulu okunur. *

    edit: imla.
  • eğer camide cemaatle kılınırsa bütün gece ibadet etmiş kadar sevabı olan namaz.
  • hadis-i şerif:

    "yatsı namazında cemaatte bulunan kimseye, gecenin yarısına kadar namaz kılmış gibi sevap vardır. yatsı ve sabah namazlarında cemaatte bulunan kimseye ise, bütün gece namaz kılmış gibi sevap vardır."

    (bkz: tirmizî, salât 165)
    (bkz: ebû dâvûd, salât 47)
  • itiraf ediyorum, bir süredir bütünüyle kılmakta oldukça zorlandığım namazdır. nefsime o kadar ağır geliyorki hiç kılamayacağımdan çekinip farzını bari kılayım diyorum. bir ibadeti layıkıyla yapmamak üzücü ve utanç verici, fakat bu yüzden ibadeti terk etmekten de allah'a sığınırım.

    rabbim namazlarımızı dosdoğru kılmayı nasip etsin.
  • salatın vakti olmaz, vaktin salatı olur sözü uyarınca;

    girinen ruh hali ile günü tamamlamanın göstergesidir. tıpkı sabah namazının günü selamlama olması gibi.
  • 18 yaşına kadar sabah namazları dışında farz namazlarını kılan biri olmadım.

    allah affetsin ama o yaşa kadar namazın neden gerekli olduğunu tam idrak edebilmiş ve alışkanlık haline getirebilmiş de değildim.
    zaten toplasan 4-5 sure biliyordum, onlarla da ancak sabah kılınabiliyordu. yani istesem de diğer namazları kılabilecek donanıma sahip değildim.
    tabi yatsı namazı kılmamamın bir diğer haklı(!) sebebi ise kunut dualarını bilmiyor oluşumdu. bu duaları okuyamadığım için namazım zaten kabul olmayacaktı.
    bir namazı yanlış olduğunu bile bile niye kılayım ki değil mi?
    çok saçma ve cahilce bir bahane olduğunu biliyorum. ama dediğim gibi o zamanlar inançlı olduğumu iddia ettiğim halde namaz şuurum olmadığı için ibadetleri terk etmek benim için zor bir şey değildi.

    sonra bir gün sırf ortalamamı yüksek tutmak için okul derslerinde ne kadar gereksiz konuları, formül ve tabloları ezberlediğimi fark ettim. ertesi gün unutucağımı bile bile ızdırap verici formülleri ezberlerken inanıyorum dediğim kitabın bir sayfasını dahi bilmemek utanç vericiydi. bu durum ben de müthiş bir vicdan azabına dönüştü. öyle ya birçok saçma şeyi iddia uğruna dahi ezberleyebilen biriysem, bu benim kunut dualarını da ezberleyecek kapasitede olduğumu gösterirdi. oturdum ve internetten ajandama kunut dualarını latin harfleriyle yazmaya başladım. 2 gün sonra ezberlemiş ve ilk yatsı namazımı (teravih’de imamın kıldırdıklarını saymazsak) kılmış bulundum.

    o zamanlar ne hissettiğimi tam hatırlamıyorum ama bir lezzet almış olmalıyım ki uzun bir dönem namazlarımı hiç ara vermeden kılmıştım. öyle ki bazı günler, yorgunluktan yatsıyı kılmadan uyuduğum zamanlar, rüyamda pencereden giren siyah bir dumanın ağzıma burnuma dolduğuna gördüm.
    defalarca boğularak ve öksürerek uyandığımı hatırlıyorum.

    sanki biri beni ikaz ediyor gibiydi. sabah namazlarını kılmadığım zamanlarda aynı şekilde rüyalarımda ya kedilerin saldırısına uğruyordum ya da çok önemli bir yere gitmem gerekiyor oluyor ve ben bir treni, kaçırıyor oluyordum. mesela 7.30 trenine yetişmek için terler içinde koştuğum bir rüyada aniden uyanıp saatin 7.30 olduğunu ve sabah namazı için vaktin geçmesine 5 dakika kaldığına şahit oluyordum.

    ilk başlarda olan bu ikazlar -biraz mazoşistçe bulabilirsiniz- benim hoşuma gidiyordu.
    insan sevdiği, iyiliğini istediği kişiyle uğraşır ya hani...bu yüzden ben samimiyetine güvendiğim kişilerden gelen tehdit ve cezaları severim.çünkü böyle kişilerin benim iyiliğimi istediğini bilirim.

    sonradan sonraya ise artık rüyalar, dumanlar, saldırılar bitti; namazları unutmak, sünneti terk etmek, namazı geciktirmek, şaşırarak kılmak benim için sorun olmamaya hatta rutin bir hale dönüşmeye başladı.
    ve ben bu boşvermiş hallerimden rahatsız olmaya başladım.

    uyarılmadığım için de son zamanlarda kendimi çok başıboş hissediyorum. sanki kimsenin umrunda değilmişim gibi, gözden çıkarılmış gibi...
    ya da ben artık bazı yeteneklerimi kaybetmeye başladım.

    kendimi bu namazlar konusunda nasıl disipline alacağım, nasıl eski bilincime kavuşacağım bilmiyorum ama kendim için bir şeyler yapmam gerektiğine eminim.
    ve kararlıyım bu önümüzdeki birkaç gün içinde kendimi toparlamaya başlıyorum.

    bu entry de burada kendime verdiğim sözün bir nişanesi olarak kalsın.
  • eğer ezan okunduğu ve vakit girdiği anda hemen kılınmadığı takdirde insan nefsine fevkalade ağır gelen allah affetsin farz vacip seklinde eda edilen günün son vakit namazıdır.
    müslümanlar için kıyamet ve hesap vaktini hatırlatır. rekat bakımından on rekat ile öğle namazı ile en uzun namazdır. arkasına 3 rekat vacip olan vitr namazı da eklenebilir. hemen arkasına değilde biraz geciktirerek kılmak hanefi mezhebine göre müstehaptır.
  • süleymaniye vakfı'na göre eğer okunan ezanlara uyulursa vakti çıktıktan sonra kılınan namazdır.

    http://ramazan.milliyet.com.tr/…1734583/default.htm
  • günü güzel bir şekilde sonlandırma şekli
    (bkz: pastanın üstündeki çilek)
hesabın var mı? giriş yap