• tamam, bu bir şekilde kabul edilebilir, ticari amaçla bunları kullanan ve şarkıları üzerinden para kazanan varsa tabii ki hakkıdır.
    amma velakin söylemek istediğim bir şey var.
    erkin koray'ı çok severim, hemen hemen tüm 45liklerini de topladım, yani öyle böyle değil ilgim.
    pandeminden önceki yıllarda iki kere de konserine gitme şansım oldu.
    her iki konserde de zırt pırt durup " telefonla çekmeyin, beni videoya almayın, kameraları kapatın, güvenlik kameralara müdahale edin" demesi canımı sıktı.
    akabinde bir 33lüğünü ( benden sana) imzalatmaya yanına gittim, imzaladı ama "bu korsan" dedi. ahah, "yav 82 baskısı" bu dedim, " haa ben yenilerden sandım " dedi.
    bunadın mı abi sen? bırak çeksin çocuklar, seni ileriki yıllara aktarsınlar. bilsak günlerindeki erkin baba nerede, şu hallerin nerede.
    az sal ya.
  • hukuken de vicdanen de haklı olan kişidir.
  • kendisi arakladığı şarkıların telifini versin önce diyebilceğimiz olay. iki gram dil bilip almanya'ya falan gidip müzik dinleyen adamlar yıllarca sömürmüş bu ülkeyi çok müthiş sanatçıyız öyleyiz böyleyiz diye şimdi de yapsanıza o şarkılardan bir tane çok iyiyseniz nah yaparsınız.
  • çok ilginç ya.

    erkin koray'ı sever, arada youtube'dan açıp şarkılarını dinlerdim.

    abi ne yapalım gidip kaset mi alayım illa? sen yükle o zaman youtube'a üstünden geliri sen elde et senden dinleyelim. çoğu kişi seneler önce paylaşmış üstünden 1 kuruş kazanmıyor zaten, sen paylaş sen kazan işte dinleriz.

    böyle yapıp kendinize olan sevgiyi bitirmeyin.

    edit: kendi kanalı zaten varmış ama birçok kişi böyle durumda youtube'un kazancı telif sahibine verdiğini yazmış.
  • amacı telif hakları olsa doğrudan youtube üzerinden işini görebilir. tek bir şikayete bakar. youtube bu tip işlere büyük önem verir ve anında o videoları yayından kaldırırlar. ayrıca öyle sürekli olarak uğraşıp efor harcamasına da şarkıları yayından kaldırmasına da gerek yok. bir kez yapması yeterli. youtube algoritması bu şarkıları algılayabiliyor. şarkını kim yüklerse yüklesin reklam gelirleri sana geliyor.

    ama internet çocukları ile uğraşırsanız bir iki aya 1970 bilmem kaç yılında bir yerden arakladığınız şarkıyı şaak diye önünüze koyar. bence çok uğraşmasın.
  • bizzat erkin koray'ın açıkladığı yaptırım.

    “youtube veya benzeri ortamlarda; benim müziklerimi öyle kafalarına estiği gibi koyan kişiler, bundan sonra ekibim koyduğunuz videoları rapor edecek. sakın, ‘ekmek param’ filan gibi saçma sapan savlarla gelmeyin. ‘benim ekmeğimi ve emeğimi çalıp yemek mi senin ekmek paran oluyor?" demiş.

    erkin koray bir zamanlar yaptığı gibi tavuklu reklam da çeviremediği için paraya sıkışmış olabilir.
  • "halk vicdanı" dediğimiz şeyin ülkeyi getirdiği nokta ortadayken son derece haklı bir harekettir. müzisyenlerin en zor zamanında sesini çıkarmayan halkın vicdanına kaldıysak işimiz zor.
  • öz kizini okula göndermeyip arabasinda konser konser dolastiran, uykusu geldiğinde sahnede uyutan, ilkokul diploması bile adlirmayan bir adam bu erkin koray. burda . yani gençliğinde de şarkı araklamak dışında bir cacık değilmiş.

    adam haklı makli değildir. karikatürcüyü itin gotune sokup bu adamı savunmak iki yuzluluktur. hatta karikatürcü, bu amcadan yüz kat daha haklıdır. sonuçta o adamın karikatür dışında geliri yok ama erkin bey'in şarkıları ne kadar bilinirse o kadar para kazanır. youtuber misin sen? bu adamin (evet artık gözümde bu adam) youtubedaki üç beş kuruş telifin peşine çok itici değil mi ya? bu kadar da ufakci olmayın be kardeşim.
  • youtube'a yüklenen tüm şarkılarının reklam ve tıklanma bedellerini o videoları kaldırmadan da alabilecek olan müzisyenin açtığı davadır.
  • plak basma işlerinin az çok içinde olduğum için konuyu az çok biliyorum. erkin koray'ı da çok severim, konserine gidebildiğim için kendimi şanslı sayarım.

    şimdi erkin baba yıllardır aynı şeyi söyler durur. bunu yeni sananlar, sadece işin geldiği son yeri görerek saldırmasınlar. telif konusuna çok büyük takmış vaziyettedir ve çok haksız da değildir (anlatacağım). bir yerlerde esinlenme veya aranjman yapmış olması kendi haklarının hepsini yiyebileceğiniz anlamına gelmez. adam ortaya kaya gibi müzik koymuş, ufuk açmış, memleketin müziğini zamanın ilerisine taşımış. sen bu sanatı ne yapsan küçültemezsin.

    şimdi bu telif işleri şöyle, plak firması sanatçıyla anlaşır ve genellikle basım yayın hakları plak firmalarındadır. sanatçı "bu plağı tekrar basmayın" diyemez genellikle sözleşme buna göre yapılır. erkin koray'ın sözleşmelerini bilmiyoruz ama şimdiye kadar pek çok dava ile uğraştığı halde sonuca ulaşamaması bize bazı ip uçları veriyor.

    şimdi diyeceksiniz ki madem öyle, ne var bunda? şu var:
    plak firmalarının birçoğu, plak satışlarının ülke ve hatta dünya genelinde arttığını görünce sırf plak basmış olmak için plak basar hale geldiler (ülkemizdekiler böyle sadece). plak nedir? analog müziktir. yani mp3 ve cd'den falan farklıdır, derinlemesine incelemek isteyen yazdığım şu yazıdan farkını okuyabilir. plak analogdur, diğerleri dijital. analog kayıtların, orijinal master bantlardan plağa aktarılması gerekir. ses kalitesi o zaman iyi olur ve plak denilen şey anlam kazanır. şimdi bu bizim şark kurnazı plak şirketlerinin çook büyük bir çoğunluğu ne yapıyor peki? çamur gibi sese sahip dijital kayıtları alıyor, plağa basıyor. yani kayıplı ve görece kalitesiz bir sesi sırf plak satılıyor diye plağa basıp satıyor. bu bildiğin düpedüz dolandırıcılık. master bantlar nerede? yok. nereden plağa aktardın bu müziği? mp3'ten, kasetten... haydaa. ama işte şaşırmayın, plak dinlemeye özenen kitlenin büyük çoğunluğu göstermelik dinlediği için bu plaklar deli gibi satılıyor. büyük para kazanıyorlar. kaset kalitesizliğinde bir sese sahipler ama kaset yerine plak gibi daha büyük ve hantal bir şeyi alıyor insanlar, çünkü ucuzundan hava atacaklar. bu yüzden erkin koray'ın 70'lerde basılan bir plağının 2. el fiyatı 1500 tl iken, aynı albümün yeni basılan tertemiz sıfır olanı 100 tl. çünkü eski olan gerçek analog kayıt. plak olan eskisi. yeni olan dolandırıcılık ürünü, şark kurnazlığı.

    ben dinleyici olarak bu dolandırıcılığı gördükçe deliriyorum, esas eser sahibi nasıl kafayı yemesin? bile bile s*kiliyorsunuz diyor adam, s*ikiyorlar sizi diyor, yıllardır bunu anlatıyor yeni değil, ama anlamıyor millet.

    peki bunu engelledi diyelim, yapıcı olarak ne karar aldı bu adam? kimse erkin koray plağı dinlemesin mi istiyor? hayır. kendisi kaliteli işler sunmaya çalışıyor. gerçek bir sanatçı gibi. eserinin kıymetini bilen bir sanatçı gibi. 2011 yılında abd'de bir plak basıldı. plak şurada bu plak erkin koray'ın onayı ile, kendi elindeki en temiz kayıtların derlenmesiyle basıldı. kapak kalitesinden tut, plağın yapıldığı plastik malzemenin kalitesine kadar üst kalite bir albüm oldu bu. ses kalitesi zaten muazzam. uzun süreli plak dinleyicisi uzaktan baktığında bu işin kalitesini anlar.

    peki bizimkiler ne yapıyor? şöyle dandik tasarımları kapak resmi diye koyuyor. allı güllü ince bir kağıt kapak, içerisinde nereden kaydedildiği belli olmayan bir plak. bas gitsin, bu millet zaten plağı çin malı plakçalardan dinliyor. dönereken dostlar görsün yeter. alan memnun veren memnun. e kardeşim ben ortaya bir sanat eseri koymuşum, hayatım boyunca en iyi olanı temsil etmeye çalışmışım, ömrümün son demlerinde beni temsil eden kalite anlayışı bu mu olacaktı? adamın böyle düşünmesi çok normal. ortaya bir eser koyabilmiş herkes bunu anlar, uzaktan sallayanları zaten biliyoruz.

    şimdi erkin koray bunu ilk kez açıklamıyor. kendi ağzından bunu sürekli söyledi, bu tarz dandik işlere aldanmayın, bunlar plak falan değil, ben size kaliteli şekilde sunacağım söz veriyorum dedi. diye diye de bu açıklamaya kadar geldi. sürekli davalarla uğraştı ama sonuç elde edemedi çünkü yasal anlamda plak basanlar açısından pek sorun görünmüyor. yasal olanın yanında bir de bu duyguları anlamaya çalışın sadece, adamın derdi de bu.

    edit: bugün debe'ye giren entry'de "şu şu plakların üzerinde söz-müzik erkin koray yazıyor ama aslında değil" denilmiş ve fotoğraf konulmuş. ama bir detay var, arkadaşımızın koyduğu fotoğraflar korsan plaklara ait. haha. yani tam da erkin koray'ın karşısında durmaya çalıştığı plaklar. almanya'da türküola ismiyle basılıp kaçak yollarla ülkeye sokulup satılan bandrolsüz plaklar. işte memleketin hali. debe'de olan entry sahibine bunu mesajla bildirdim ama umursamadı. çünkü o debe'deydi ve çin malı oyuncak plakçalarla plak dinlediğini sanan popülist arkadaşlar da memnundu, kendi de memnundu. fıkra bu kadar. bu entry'yi de bir ara silerim. sanat falan size çok, bokunuzda boğulun amına koyayım.
hesabın var mı? giriş yap