• şunu da belirtmekte fayda var, bunlar normal piyasa fiyatlarından çok daha yukarıda fiyatlar. şuan uçakta aldığınız suyu düşünün. trenin yemekli vagonu da, dışarıya göre daha pahalıydı.
  • öğrenci halimizle sırf keyif olsun diye istanbul-ankara seferini yaptığımız günlere denk gelen fiyatlardır.
    önce koltuklara güzelce bir yerleşilir daha sonra yemek vagonuna geçerdik. mutlaka ama mutlaka karşı koltuklardaki insanlarla muhabbete girilirdi. yani bu bir gelenek gibi bir şeydi. hiçbir zaman kavga çıktığını görmedim ben bu vagonlarda. herkes güler eğlenir ya da efkar dağıtıp gece servis kapanınca koltuklarına döner uyurdu.
    öğrenci halimizle bile bir çok masaya içki veya meze ısmarlardık. velhasıl çok güzel günlerdi.
  • derin bir ‘of’ çektirmiştir.
  • siz cafe de nescafeyi kaç liraya içiyorsunuz 1 lira mi? 3u bir araradayla karıştırıyorsunuz sanirim.
    nescafeyle bira aynı para günümüzde de
  • 20 yıl önceyi bilmemde 2008'de devletin treninde 35cl rakı ve 3 meze 50tl idi.
  • istanbul'a gidip gelirken sırf yemekli vagonda muhabbet edip yiyip içmek için tren tercih ederdik, vagon aralarında insanlarla tanışıp muhabbet ederdik müzik yapardık şarap içerdik ne güzel günlerdi rüya gibi geliyor şimdi kimsede gürültü yapmayın ne yapıyorsunuz demezdi. hatta gelir alkış tutardı insanlar çünkü insanlar neşeliydi, neşemiz yok oldu lan bundan daha ağır bir şey olabilir mi ?ülkece mutsuzuz artık sadece yemekli vagonları elimizden almadılar mutluluğumuzu da elimizden aldılar. çok hüzünlendirdi sabah sabah bu menü
  • yaşanmamış günlerin hasretini çektiren fiyatlardır. şimdi ise elimizde sinyalizasyon yapamayan, rayların altını düzgün doldurmaktan aciz bir (bkz: tcdd) kaldı.
  • iki çay parasına bira içilen günler...
  • 98 de doğduğum için tam anlamıyorum bu hesabı ama çok daha değerli bir paramız varmış onu anlıyorum. şimdi 40 kuruşa sakız alınmaz eğer 40.000 bu anlama geliyorsa...
    insana bi kere söyleniş açısından bile zengin hissettiriyor milyon filan denince. 7 numara izlerken de şok oluyorum mesela: 2 milyon kira veriyorlar, bu 2 lira demek sanırım şaka gibi.
  • kadıköy civarında dolaşırken canım sıkılıp aklıma esince haydarpaşa'ya kırardım rotayı. saat 16:55'de pamukkale ekspresi kalkardı. öğrencinin ne kadar parası olabilirse o olurdu sadece cebimde, en fazla bugünün 50-60 lirası diyin.
    gişeye yanaşır delikli numarasız bileti alırdım, yeşil... numarasız olduğu için acele ederdim binmek için, trenin en son katarları idi çünkü numarasız vagonlar. derdim de sürekli oturacak bir yer bulmak değil, 20:00'de yemekli vagon çay-bira servisi açılıncaya kadar oturacak yer bulmak, genelde de bulamazdık ayakta binerdik gerçi ayrı konu...
    numarasız vagonun içinde erken gelip yer kapmış genelde yaşlı köylüler kompartımanda, arada ise ayakta ellerinde sepetlerle bir başkaları, benim gibi gençler, astsubay/subay okulu öğrencisi tıfıl çocuk sayılabilecek üniformalı olanlar...
    illaki biriyle tanışırdın o nuri bilge ceylan filmi sahnesinde... kafana göre bir arkadaş bulup onunla muhabbet etmeye başlardın.
    sonra saat 20:00 oldumu pullman'a kulak kabartırdın çan sesi geliyor mu diye, çünkü ağzına kadar dolu numarasıza girmezdi kondüktörler bilet kontrolü haricinde, belki de yemekli vagona gelmesin isterlerdi...
    pullman'dan çan sesini duydun mu yemekli vagona seyirtirdin, ya yeni bulduğun arkadaşla ya da yalnız olarak...
    yemekli vagona hızlı gitmek önemli yoksa yer bulamayabilirsin. gidip otururdun boş bulduğun yere, biranı söylersin paran fazlaysa çerez de istersin. bira 33'lük ama çabuk biter yavaş yavaş içeceksin ama yavaşlığı abartıp da sidik gibi yapmayacaksın...
    tren gider sen gidersin, biraların biri gider biri gelir, hava kararmıştır camdan yerleşim yeri ışığı harici pek bir şey göremezsin ama zaten içinde gezinti başlamıştır, çok da şeetmezsin, insanları incelersin, muhabbet edersin, biranı yudumlarsın...
    yemekli vagon bazen eskişehir'e gelmeden kapanır bazen de eskişehir'e kadar açık kalır... zaten eskişehir'de geceyarısı epeyce inen olur, içeride pulmmanda boş koltuk %90 bulursun. yemekli kapanırken önünde duran bira şişeleri ile yapılan hesabı ödersin, paran yeter cebindeki öğrenci paran...
    sonra yürümeye başlarsın en sondaki numarasıza doğru pullmandaki boş koltukları keserek... boşaldığı her halinden belli üstünde de bagaj olmayan koltuğu gördün mü olay tamamdır... oturursun ve sızarsın, sabah goncalıda açarsın gözünü, çöp şişçiler hücum ettiğinde...
    bir süre sonra son durağa girer tren inersin ve eve gidersin, evdekiler şaşırır seni görünce...

    geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer...
hesabın var mı? giriş yap