• geçen sene anayasa mahkemesinin verdiği tmk 187'nin iptal edilmesi kararı yürürlüğe girmiştir nihayet. bu kararla birlikte kadın artık kocasının soyadını almak zorunda kalmayacaktır.

    kaynak:
    https://www.resmigazete.gov.tr/…023/04/20230428.pdf
    https://www.anayasa.gov.tr/…ongoren-kuralin-iptali/

    kadınların soyadı özgürlüğü açısından ve toksik eril hakimiyetin sarsılması açısından gayet olumlu bir gelişme olmuştur. öncelikle bu kadar basit bir hakkın - evlenince kendi soyadını tek başına kullanabilme hakkının- kadınlara şuana kadar layık görülmemesi rezalettir. medeni kanunumuz avrupalı ülkelerin medeni kanunlarının gerisinde kalmıştır. ancak hemen sevinmeyin, ak parti bu oluşan kanun boşluğunu aynı şekilde dolduracaktır maalesef ki, umarım yanılırım (gerçi bu durumda "kazanılmış hak" tartışması ileri sürülebilir). neyse şuanlık kadın kocasının soyadını almak zorunda değildir. tmk 187 yürürlükte değildir.

    buna karşı deliren, kuduran, hayatlarında kadınlara ulaşamayan muhafazakar genç erkekler tarafından savunulan bazı komik argümanlar da var:

    kadın erkeğinin (!) soyadını almadığında aile birliğinin bozulabileceğinden bahseden mağarasından yeni çıkanlar... birlikte evlenmeye karar verip kendi soyadını kullanmak isteyen kadın ve bunu kabul eden koca, dolayısıyla anlaşarak evlenen çiftlerin aile birliği nasıl bozulabilir ? mantıken çöküyor zaten argüman, evleniyorsan birisiyle zaten a priori olarak anlaşmışsındır anlamına geliyor. soyadı kadar basit bir şeyi anlaşmazlık konusu yapmak evliliği çok yanlış anladığınızı gösteriyor.

    soy babadan gelir demişler öyle mi cidden... ben de anadan geldiğini iddia edebilirim. çocukla tek ve kesin soybağını kuran çocuğu doğurduğu için ve çocuğun doğumu fiziksel olarak görülebildiği için anadır. hiçbir şüphe yoktur. hangi çocuğun hangi anadan doğduğu kesinkes belirlenebilir. ancak çocuğun babayla olan soyu değişebilir, karışabilir, çocuk başkasından çıkabilir. kesin değildir. bu sebepten medeni kanunumuzda "babalık karinesi" vardır. kısacası soybağı yürüyecekse anadan yürümesi daha sağlam ve doğru olur. dolayısıyla bu tartışmaya girmenin bir faydası yok. girsek bile soy anadan yürür demek gerekecektir.

    evet gelelim "karım soyadımı alamayacaksa hiç benle evlenmesin" diyenlere. evlenmeyi erkeğin kadın üzerindeki hakimiyeti olarak tasavvur ettiğiniz sürece asıl o evlilikten bir hayır gelmeyecektir. şunu açıkça kabullenin bari: siz kadına hükmetmek, onu güçsüzleştirip kendinize bağlamak, ezilmiş duygularınızı kadının karakterini silikleştirerek tatmin etmek isteyen kişilersiniz. bunu itiraf edin de masum kadınları onlara önem verdiğinizi söyleyerek kandırıp mutsuz evliliklere yol açmayın. (kendi düşüncenize razı kadın bulursanız ne ala.)

    sonuç olarak: bağımsız olmak isteyen kadın evlense bile kendi kimliğini korumalı ve bunu tartışmaya açmamalıdır. toplumsal cinsiyet açısından kadın erkek eşit diyorsak kadın da erkek de evlenince eşit statüde olmalıdır. nokta. bunun dışındaki her aksi söylem kadın-erkek eşitliğine karşı olacak, kendi cinsine üstünlük tanımak isteyen, hayatta cinsiyetinden başka özelliği olmayanlar tarafından savunulacaktır.

    not: sırada evleninceki kütük meselesi ve erkeklerin zorunlu askerlik meselesi de gündeme taşınmalı ve tartışmaya açılmalıdır. erkekler de feministler gibi bilinçlenirse ve erkek hakları çerçevesinde birlik olursa değişim yaratabilirler.

    edit: evet süresiz nafaka da yeniden ele alınmalı. ancak boşanma protokolü ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmamayı kararlaştırabilirsiniz. çocuklar içinse madem bakmak istemiyorsunuz yapmasaydınız, yaptıysanız da ben çocuğuma bakmaktan kurtuldum diye bir olay yok. çocuk için nafaka vereceksiniz kusura bakmayın. yine evlenmeden önce veya sonra mal rejimini kararlaştırabilirsiniz, mal ayrılığı rejimi de uygulayabilirsiniz. (tmk m.203).

    edit2: sonunda evliliğin miras bırakmak çerçevesinde yapay bir ekonomik kurum olduğu ve bu kurumun çökmesinin kaçınılmaz olduğu anlaşılmış. olumlu gelişme... onun dışında nasıl da rahatsız olmuşlar ama toplumun onlara yüklediği erkeklik (!) rolünün sarsılmasından, amaç bu olm zaten. saçma sapan cinsiyet rollerini özümseyip başkasının üzerinde otorite kurmaya çalışanlar elbette rahatsız olacak. elbette zorlarına gidecek. düşünsenize kendini geliştirmemişsin, entelektüel olarak sıfırsın, toplum seni nasıl şekillendirmişse öyle yaşıyorsun, kendini ruhsal olarak tatmin etmemişsin, kadınlar senin için ilginç varlıklar, küçüklüğünden beri kadınlardan uzak tutulmuşsun, evlenmekten başka kadına ulaşma umudun yok hayatında. yalnızca evlenmeyi umut etmişsin ama biri geliyor diyor ki z kuşağıyla beraber evlenmek senin için bir hapis olacak, evlilik sandığın gibi pembe değil, sırtına binlerce ton sorumluluk yükleyecek... tabii ki rahatsız olursun çok normal. belki bu durum sizi bilgi, zeka ve yaratıcılık çağında olduğumuzu tekrar düşünmeye sevk eder de boş boş konuşmak yerine kendinize yatırım yaparsınız, gerisi gelir zaten. zekasıyla öne çıkıp yaratıcı işler yapan insanlar, toplumlar ve ülkeler için bu dünya dönüyor şuanda.
  • feminizmin zaferidir. akp döneminde yaşanmıştır.

    edit: ayroni.
  • eş soyadını almaya gerek kalmadi diye sevinmeye gerek yok. şimdiki soyadınız da annenizin kocasına yani yine bir erkeğe ait. insanlar soyadlarını 18 yaşına gelince kendisi seçmeli, nesil denilen saçmalık bitmeli.
  • kadınların artık kocasının soyadı yerine babasının soyadını kullanabilmesini sağlayan gelişme.

    kudurmalar üzerine edit: isteyen elbette ki istediği soyadını kullansın, hatta çocuk annesinin veya babasının soyadı ve kütüğü arasında seçim de yapabilsin. bunlar olağan şeyler. benim asıl sinirimi bozan şey şu konuyu bile "toksik erkeklik, eril hakimiyet" gibi sikko terimlere sığdırma çabanız. böyle beyni üç gram etmeyen feminist zırvası terimler görünce kendimi tutamıyorum sadece.

    edit 2: halen özel mesaj atıp "daha çocuklar annelerinin soyadını alacak siz de kuduracaksınız" gibi şeyler yazıp tahrik etmeye çalışanlar var. tekrar ve tekrar kanaat getirdim ki feminizm bir nefret suçudur, akıl hastalığıdır, bağnazlıktır, yobazlıktır.
  • hay eril diyen ağzınızı.....

    (bkz: hayırlı olsun)
  • başlığı açan arkadaş hayali karakterler, kişiler uydurmuş, sinirlenmiş öfkelenmiş argümanlar sunmuş kendi kendine bu fikir savaşını kazanıp zafer ilan etmiş. bir de entry'ye "deliren, kuduran" gibi ifadeler yazmış :d

    bir karar he he deyip geçin bu kadar üzerine düşünmeye, öfkelenmeye gerek yok. sakin olun. böyle yapan insanların çoğu da bekar ya da sevgilisi olmayan kişiler oluyor. her boku biliyorsanız gidip ilişki yaşayın.

    habere gelirsek de normal karar, benim çok umrumda değil. çoğu kadının da pek umrunda değil. bir kaç fenomen çıkar evlendim ama kocamın soyadını almadım diye 2-3 video çeker, ömürleri instagramda geçen kadınlar da bunu popüler yapar 2-3 sene gündem olur sonra unutulur gider.
  • hazır eliniz değmişken şu nafaka olayıda bi kalksa güzel olur.
  • darısı nüfus aile kütüklerinin başına.
  • zannedersin ki bu yasayla, kadınlara yapılan haksızlıklar, zulümler bitti.!! elinizden gelse davul zurnayla kutlaycaksınız.
  • altından nasıl bir çapanoğlu çıkacak çok merak ediyorum. hala akp kadının lehine bir şey yapar zannedenler var. 22 yılda hiç mi akıllanmadınız lan...

    zorunlu edit:
    akp'nin değil anayasa mahkemesi'nin kararı diye çok mesaj geliyor. biliyorsunuz ki anayasa mahkemesi'nin akp'nin işine gelmeyen kararları yok hükmündedir. buna ses etmedilerse bi çapanoğlu vardır...
hesabın var mı? giriş yap