• çantamda taşıdığım tıbbi malzemeleri alıp alıp yere atarken 10 kadar polis, bir tanesinin arkadan kulağıma eğilip "gece buraya gelme orospu" dediği eylem. gelirsem ne olacak dedim, görürsün dedi bana. bu polisler normal adamlar değil, normal bir kafa yapısı yok. bir gün bir sokak arasında bir polise rastlarsanız, bakın bu olaylar sırasında değil sadece, kaçın. o adam orada tek başına olsa, bu sahneye tanıklık eden 50-60 kişi olmasa ne yapardı, düşünmek istemiyorum.

    bir gün bir sokak arasında, bir polise rastlarsanız, kaçın.
  • saat 15:00 gibi kızılay'a indik..kocatepe tarafındaydık. kalabalık oluşmadan herhangi bir şey yapma niyetinde değildik çünkü bir gün öncesinde azınlık kalanlara yapılanları bire bir yaşamıştık..

    saat 11:00'dan itibaren liselilerin çatışmaya başladığı haberlerini alıyorduk, meydandan püskürtülenleri görmeye başladık, püskürtüldükçe tekrar aşağı iniyorlardı. kızılay yine gaz bulutuydu. ben bugün meşrutiyetten aşağısını hiç göremedim bile, öyle kararlılardı kızılay'da insanların toplanmasını önlemeye. 10 kişilik grupları bile hemen dağıttılar. odtü ve hacettepe o saatte eskişehir yolunu kapattı, ama bu tarafa şu saate kadar bile ulaşamadılar..

    kalabalığın nerde olduğu haberini almak için uğraştık uzun zaman, sonunda tunalı, bestekar ve kuğulu'da toplanıldığını öğrendik, kuğulu park'a geçtik. kalabalık hakkaten ordaydı. polis bestekar'dan başladı saldırmaya. sivil ve sopalı akp'lilerin haberi geliyordu sürekli ve polisten veya gazından korkan kimse yoktu meydanda, herkes bu meçhul akp'lilerden korkuyordu, herkes birbirine şüpheyle bakıyordu, maskesi olmayan herkesi sivil sandık..

    3 gündür savaşıyorduk ve polisin gelmemesi yemek yememek gibi bir şeye dönüşmüştü artık, anormal bir durumdu.. herkes müdahaleyi bekledi ama gelen giden olmadı,tunalı'da sivil araçlarla toma'lara karşı barikat kuruldu, ve polis gelmeyince sıkıldık.. dikmen tarafından yaklaşık 1000 kişilik bir ekip yukarıdan kuğulu'daki kalabalığa katıldı, ve 10000 kişinin de yolda olduğu söylendi, herkes gaza geldi.. kızılay'ı tekrar almak için yola çıktık. kennedy'de sağlam bir kalabalık çatışmadaydı kızılaya geçmek için.. kennedy'nin başında bildiğin kulübelerle, betonlarla barikat kurulmuştu ve barikatın 50 metre uzağında toma'lar ve akrepler vardı, klasik onlar gaz atıyordu, sonra gaz onlara geri atılıyordu, eğlenmeye başlamıştık yani..

    en öne geçtik, çünkü barikat çok sağlam gözüküyordu, benim de tek derdim bir kapsülü hatıra olarak almaktı, gazın kimse üzerinde hiçbir etkisi yoktu artık, herkes bağışıklık kazanmış, bilmeden militan bir nesil oluşturdular

    derken toma'nın birinin ilerlediğini gördüm, biraz daha yakından atmak istiyor diye düşündüm gazı, ellerim cebimde toma'yı izliyordum, bir de baktım toma barikatı ezdi geçti, bugünden çıkardığım en büyük ders toma'yı küçümsemeyecekmişsin arkadaş hem tazyikli su hem biber gazıyla saldırdılar. kennedy'de yokuş yukarı kaçmaya başladık, ama tabii ki toma yokuş yukarı dinlemiyordu, sürekli tazyik ve yaklaşık 2 saniyede bir biber gazı atıyordu, toma bizden hızlıydı ve bir ara aramızdaki mesafe 10 metreye kadar düştü, neyse ki o sırada yokuşu bitirip ara sokağa kaçabildik, artık yürüyemiyorduk ve bir apartmanın otoparkına sığındık, ve yine neyse ki arkasından çevik gelmedi.

    şu an esat caddesinde evdeyim ve hala gaz atılma seslerini duyuyorum bir yerlerde, polislerin gözü dönmüş durumda ve insanlar belli bir saatten sonra sarhoş oluyorlar, saçma sapan kahramanlıklar yapıp, 30-40 kişiyle kızılay'ı almaya gidiyorlar o cesaretle.. eylemi amacından saptırmayın, içki içmeyin, yapmayın etmeyin..

    bu arada kolej'de, ziya gökalp'de çatışma hiç durmamış bugün, kolejde bir itfaiye aracı işgal edilip, polise hortumla su sıkıldı.. hepimize geçmiş olsun.. direnişe devam..
  • bana facebooka aşağıdaki yazıyı yazdırmış direniştir.

    "direnişin 4. günündeyiz.

    bir kaç gündür yaşadıklarımızı sizinle sosyal medya üzerinden paylaşıyoruz. kızılay'da en ön saftan size yayın yapıyoruz. maalesef ki özellikle dün akşam herkes sakinleşti derken, polis bir anda orantısız güç kullanımını abarttı. yakalayabildikleri arkadaşları gözaltına aldılar, bazılarına şiddet kullandılar bazılarını ise durmaksızın gaz sıkarak etkisiz hale getirdiler. revirleri bile bastılar. biz direnmeye devam ediyoruz.

    son yediğimiz gazların artık ne olduğunu bilemiyoruz. portakal ya da biber fark etmiyor, alıştık artık. üzerine süt sürüyoruz ya, cilde de iyi geliyormuş. bir gerildi bu aralar cildim botokslu gibiyim. arkadaşlara tavsiye arada gelin gaz yiyin cildinize gerçekten iyi geliyor. gazı yedikten sonra 2 dakika nefes alamıyorsun o anda arkadaşlar hemen gelip yüzüne ilaç sıkıyorlar. (işte o biraz can acıtıyor) sonra tekrar yürüyoruz. arada hep beraber zıplıyoruz falan(zıplamazsanız başbakan olursunuz diye korkutuyorlar sizi) böylece biraz daha motive oluyoruz. barikata doğru yürümeye başlıyoruz. hiç bir taşkınlık yapmamamıza rağmen direk kafamıza hedef alınarak gönderilen biber gazlarından artık çok rahatlıkla kaçabiliyoruz. arkadaşlarımız gelen bombaları hemen tutup suya 3 saniye içerisinde atarak rekor kırıyorlar. bombayı bir gelirken görüyorum, bir de insanların onu almak için üşüşmelerini. " abi gözünü seveyim, az öncekini de sen aldın, lütfen bunu ben atayım suya" ya da “beyler; bireysel olmayalım lütfen” gibi. ankara belediye başkanını (hani şu bıyıklı olan) ilk defa takdir ettik. kızılay’ın her yerine koyduğu o havuzların bir gün işe yarayacağını biliyormuş kendisi. iyi ki yapmış kendisi bunları çünkü atacak yer bulamazsak gaz bombalarını polise geri atmak zorunda kalacağız ki biz onların canını yakmak istemiyoruz. biz alıştık artık ama onları biraz kötü etkileyebilir. tahminimce polis arkadaşlar da dün akşam; “ artık geç oldu; evinize gidin uyuyun” demek isterlerken biraz ellerinin ayarı kaçmış. yoksa neden istesinler ki bizim kötülüğümüzü. biz ne yaptık ki onlara?

    arkadaşlarım, son günlerde sosyal medyada bizi destekleyenlere teşekkür etmek isterim. bazıları bizi alanda yalnız bırakmadı kızılay’da hep aynı yerlerde olsak da bir türlü yan yana gaz yiyemediğimiz sevgili ..., kızılay’ı ayrı sokaklardan fethetmeye çalıştığımız ... ve maalesef adını veremeyeceğim yardımsever arkadaşım ile bu akşam hep beraber gaz yiyeceğiz. bu arada canım kardeşim ... ve arkadaşları da gece nöbetlerinde süperdiler. kendilerini fazlasıyla tebrik ediyorum. tomaya taş atmak her yiğidin harcı değildir. bize online destek veren ... ve fransa takipcimiz ... iyi ki varsınız. bunların yanında ulusal ve uluslararası alanda bize destek veren herkese çok teşekkürler. (şimdiden teşekkür ediyorum ki, akşama orantısız güç yersek sonra teşekkür etmeden gitti demeyin.)

    sosyal medyayı takip edipte, kalabalığa uyan barbie bebek arkadaşlara da selam gönderiyoruz buradan. siz olmasanız boykotun modasıyla ilgili kimse bilgi sahibi olamayacaktı. attığınız tweetler sayesinde sarı saçın bu sene çok moda olduğunu ve gaz maskelerinin hangilerinin yüzümüze uyduğunu öğrenmiş olduk. bira içip taşkınlık yapan erkek arkadaşlarınızı biraz sakinleştirirseniz söz veriyorum biber gazından losyon yapıp sizlere vereceğiz.

    sevgili dostlar, biraz işlerim var benim de. çalışmam lazım. sonuçta maaşlı personelim. şimdilik öpüyorum hepinizi. akşama görüşürüz.
    k.i.b.
  • öğleden sonra eskişehir yolu'ndan kızılay'a yürüyen odtü öğrencilerine mta* önünde gazlı müdahale ile başlayıp az evvel 100. yılda toplanan ve sayısı binlerden müteşekkil mahalleli+öğrenci kitlesi üzerine akrep sürerek sonlanan kolluk hayvanlığının görüntüleri:

    https://www.facebook.com/photo.php?v=4973109093666

    (bkz: ankara'da polisin kask numaralarını bantlamaları)

    not: ayaklanma başladığından bu yana internette uzun süre vakit geçiremiyorum, fakat ankara'daki durumu kısaca özetleyecek olursam iki şey göze çarpıyor:

    1- kızılay'daki direngenlik takdire şayandı, neticesinde de meydanı kazandık. fakat bunun dışında ankara'nın neredeyse bütün mahallelerinde her gece sokağa çıkılıyor ve yüz-iki yüz kişi değil, her mahallede binler, onbinler sokakta. her gece! sokağa inemeyen kitlenin çoğu ise mutlaka camda tencere tava şaklatıyor.

    bir dönüm noktasından geçtiğimiz kesin. yirmi küsur yılını apolitik olarak geçirmiş birçok arkadaşım gayet efendi, işini bilen direnişçilere dönüştü bu birkaç günde.

    2- polisin "dur" tuşu yok. her türlü çakallık, sivil araçlarla tek yakaladıkları eylemcileri tehdit, yalan haber, pusu, gaz bombardımanları, kitleye hedef almalar vs. vs. vs. say say bitmez bir fütursuzlukla saldırıyor.
  • dün ki haddinden fazla yediğim gazdan ve aldığım darptan ötürü çatlamış bir bilek, şişmiş bir kaş ve boyun ağrısından dolayı bugun katılamayacağım eylemdir.

    ama sosyal medyadan sürekli bilgilendirme yapacağım eylemdir.
  • ankaradaki polis hareketlerini takip etmek için; https://maps.google.com/…2d26a9994c4487d&dg=feature
  • yalnız gezen herkesin üstünü, çantasını aradı çevik kuvvet. tam 3 kez aradılar beni. ilkinde arkamdan koştu bi tanesi, çantamı aradı. hazırlıksız gitmiştim, antiasitimi aldı, başka bir şey daha bulsa gözaltına alacaktı, belki dayak yiyecektim, onun yanına bir başkası daha koştu, bırak gitsin işte bi şeyi yok dedi, çantamda hakikaten kitaplarım falan vardı. ikincisinde yüksel'deki çevik geçen herkesi arıyordu, çantamı açtırdı, baktı bir bulamayınca devam ettim. arkasında sıralananlardan birisiyle göz göze geldik, ben ters ters bakınca "sıktırtma lan kafana" dedi, böyle bi halledeler işte..
  • öğlenden 19.30 a kadar falan kızılaydaydım, mesai saati olduğu için genelde liseliler vardı. güvenpark, demirtepe ve ziya gökalp olmak üzere 3 farklı noktanın birleşmesine izin vermedi polis. her eylemde olduğu gibi yine provake etmeye çalışanlar vardı ama sağ duyulu insanlar ellerinden geldiğince engellediler. taş atanları durdurduk, etrafa zarar verenleri engelledik falan.. saatlerce polisin bi kovalayıp bi geri çekilmesiyle devam etti olaylar. saat 6 ya dogru atatürk bulvarına çıktım, ziya gökalp tarafındakiler taş yağmuruna tutmuşlar, orada bulunmak istemedim. bulvara gittiğimde polis yine gruba gaz atıyordu, biraz sonra polis biraz geriye çekilince çevik kuvvet amiri yanımıza geldi, taş atmazsanız gaz atmayacağız dedi. karşılıklı anlaşıldı, yaklaşık bi 10 dakika sloganlarımızı attık polisle aramızda sadece 10 metre vardı. kendini bilmezin birisi bi şişe fırlattı polise ama biz tepki gösterince ve çevik kuvvet amiri de polisi durdurunca bir şey olmadı o an. grubun en önünde olduğum için, eylemcilerin kaldırım taşlarıyla yola kurduğu ufak barikatı kaldırmaya başladım, bir çok kişi de geldi hemen yardıma, taşları kenara kaldırıyorduk. derken güvenpark tarafından bir bomba atılma sesi geldi, bu sesle birlikte yanımdaki çatışma meraklısı provakatör yerden aldığı taşı atıyordu ki elini tuttum. ben onu durdururken başka birisi taş atmaya başladı, onla birlikte polis de bomba yağmuruna başladı tabi.. o kadar yakın mesafeden atıyorlar, yanımdan geçen kapsüllerin sesini duyuyordum, başımı koruyarak sakaryaya girmeye çalışırken bi bomba bileğime çarptı, sendeledim, düşecekken tekrar ayağa kalkabildim diye sevinirken tamı tamına aynı noktaya bir bomba daha geldi.. bu sefer öyle kolay kalkamadım.. 3 adım kadar önümdeki arkadaşım beni izliyordu, gözlerindeki çaresizliği gördüm, yanıma gelmek istiyo ama o kadar çok bomba geliyordu ki gelemedi. allahtan yerde kalmadım, kalkabildim. seke seke kenara geçtim. beni izleyen arkadaşım, polisin üzerime nişan alarak yaklaşık 5 metre mesafeden attığını söyledi. orda kalkamasaydım muhtemelen şu an çok büyük yaralarım olacaktı, belki ölüm. şu an yürüyemiyorum, ayağım yere basmıyor. çok daha kötü yaralılar var, allah onların yardımcısı olsun..
  • lütfen sokak hayvanlarını da göz ardı etmeyelim!

    lütfen uygun yerlere onlar için de su ve yemek bırakın! ancak bulunduğunuz yer gaz müdahalesine uğruyorsa gaz dağılana kadar bekleyin mama ve su vermek için çünkü yemekleri ve suyu zehirliyor gaz. gaza maruz kalmış su ve mamaları da atın.

    biber gazından etkilenen hayvanlara ilk müdahale için:
    gözler bol suyla yıkanacak, suyla suratı temizlenecek
    %50 sulandırılımış sıvı talcid içirilebilir
    akciğer ödemini gidermek için dextonetozon veya anhistaminik enjeksiyonla yapılabilir, ya da yine antihistaminik tablet, şurup da olur

    ankara'da yaralanan hayvanlara ücretsiz müdahale edecek veteriner kliniği:
    arcadia veteriner kliniği
    taşkent caddesi, (eski 1.cadde) tel: 0312 221 09 44
  • polis şiddetinin çok azdığı eylemler silsilesi. eşeğin amına iyice su kaçırdı bunlar. diren ankara!!!

    lütfen dikkatler buraya çekilsin. rezil olaylar oluyor. biber gazı gırla gidiyor. ne stokmuş ya, bitiremediler vicdansızlar.
hesabın var mı? giriş yap