• kendini satanist olarak tanımlayan bebetoların kurban, kan içme vs ayinlerinin her akşam ana haber bülteninde yer aldığı dönemler. bu dönemin puştları yüzünden ana babamız akşamları dışarıda rahat rahat gezmemize engel oldu, metal dinleyemez saç uzatamaz olduk. o değil siyah kıyafet dahi giyilemiyordu lan ülkede.
  • bu zamanlar 11-12 yaşlarındayım, o zamanlar icq var, mirc var. mirc'de kanal kanal dolaşıp chat yapıyordum, baya da arkadaşlarım olmuştu oradan, hala da bazılarıyla görüşürüm, sevgili bile yapmıştım lan hatta.

    neyse, #satan diye bir kanal vardı, adamın biri op orada '' @ '' böyle işareti vardı hatta. onla konuşmaya başladık, bana voice verdi '' + '' bilenler bilir. ben çocuk aklımla sevindim, neyse gel zaman git zaman herifle muhabbet sapıttı amk.

    bir akşam oturup konuşuyoruz, adama abi diyorum. bana dedi ki gece 3'te seni ziyarete gelecekler, kim diyorum, görürsün diyor. ısrar ettim, bana şeytanın çocukları gelecek dedi. ananskm dedim, bir telaş sardı anlatamam.

    o sıralarda da her akşam ana haber bültenlerinde birinci konu bu satanistlerin ayinleri, nerede ne yaparlar falandı, ikinci konu da murat kekilli'nin '' bu akşam ölürüm '' şarkısı yüzünden intihar edenler falandı. psikoloji tamamen gitti benim, satanistler gelecek beni kesecek, bana zarar verecek triplerine girdim.

    gece hiç uyuyamadım lan, ertesi gün okul var, ebem sikildi bildiğin. gece 3 oldu, tir tir titriyorum, tam 3 oldu saat, aşağıda bir araba sesi duydum, kapılar açıldı kapandı falan. kendi kendime şizofrenik hareketler sergilemeye başladım. evde uyuyorlar, ben gittim kendimi tuvalete kapattım kapıyı kitledim 1 saat çıkmadım.

    ne var halbu ki, caddede adam arabasını park etmiştir, kapıyı kapatıp evine girmiştir.

    o anasını sevdiğimin herifi ne biçim trollediyse beni. çocuk aklımla travma yaşadım, her gördüğüm uzun saçlı metalciden kaçtım.

    aklıma direk bu anımı getirdi o zamanlar. ne salakmışım valla.

    azalarak bitmiş, bana komik bir çocukluk travması yaşatmış furyadır. *
  • dedem beni satanist sanmasın diye masaüstü duvar kağıdımı mekke fotoğrafı yapmak zorunda kaldığım furyadır.
  • "deşifre miydi yoksa arena mıydı hangi programdı hatırlayamıyorum ama bu programlardan birinde bu satanistlerin ayin yaptıkları evleri gösteriyolardı. duvarlarda da bir takım yazılar var tabii haliyle. bir de telefon numarası yazmışlar bunlar. abim salağı da numarayı aklında tutmuş ertesi gün meraktan aramış hemen.

    sonra babam bunu yakalamış nasıl olduysa artık, bunu bi dövmüştü bi dövmüştü. lan ne kadar güzeldi ya; altımıza sıçmıştık ablamla gülmekten. "

    velhasıl kelam, bende güzel anıları olan furyadır.
  • o dönemlerde ilk iş yerime başlamıştım. kolay kaynaşan biri zaten değilken o ortamda hepten yabanileşmişim, kimseyle konuşup arkadaşlık etmiyorum. oldum olası komple siyah giyen insandım, o dönem hele hiç çıkarmadığım siyah kapşonlu bi hırkam var, kulaklıklar görünmesin diye kapşonu kafama çekiyorum paso, o kulaklıklardan da müzik taşıyor dışarıya cazır cuzur. üniversite sonrası iş hayatı beyin mıncıklaması yaratmış, geceleri uyumayıp sabaha kadar oyun oynuyorum, ertesi gün işte göz altlarım mosmor geziyorum. kimseyle arkadaşlık etmeme + siyah kapşon + metal müzik + atık benbeniz mor göz altı faktörleri yetmez gibi bir de bir optimizasyon programı yazma işi vermişlerdi bana ilk, bilgisayar programı yazarken 300 km dibe konsantre oluyorum, kendimin falan hiç farkında değilim. tuvalete falan gidip gelirken ofislerin arasından elimle duvarı takip ederek mırıl mırıl konuşa konuşa yürüyormuşum sonradan söylediklerine göre. bütün bunlar o dönemki gündemin de etkisiyle milleti tırstırmış ve benim horoyinman bi satanist olduğumdan ciddi ciddi şüphelenen bir kitle oluşmuş. işçilerden biri edememiş aynı bölümde olduğum birine sormuş bunu. o da densiz bi tip, evet gerçekten satanist bize söyledi kendisi diye aklınca dalga geçmiş, ondan sonra hepten coşmuş zaten bu söylenti. sosyalleşip biraz arkadaş edindikten sonra bi freak olmadığıma ikna olanlardan öğrenmiştim ardımdan dönen söylentileri. olm başıma iş miş gelecek sizin yüzünüzden diye gidip kırmızı dallı güllü bi bluz almıştım. hala da sapasağlam duruyor, arada giyerim "valla satanist değilim" bluzumu.
  • show tv' de izmirli siyah giyimli uzun saçlı elemanın birine sokak röportajında sormuşlardı da " satanistler bakire kız kurban ediyormuş" diye ; elemanın cevabı aklımda kalmıştı: " yok be abi ya izmirde bakire kız ne arar". reha muhtar haberciliği yüzünden sokakta rockerlar rahat yürüyemez olmuştu.
  • ulan ne çektim be?! ne baskılar, ne yasaklar gördüm?!
    sabah ekşi şeyler manşeti ile görünce kabuslarım resmen geri döndü.
    hayatımızı siktiniz ulan! ergenliğimizi çürüttünüz!
    şimdiki yandaş medya ne kadar bilinçli suçlu ise, o dönem bilinçsiz ve mahalle dedikodusu tadında haber yapan medya da o kadar suçludur!
    yaşıtlarım bilir, adliye arkası metalci gençliği vardı 90'ların sonu 2000'lerin başında bursa'da. hepimiz tertemiz çocuklardık, tek yaptığımız eski adliye arkasında (heykel arkası) toplanmak, kendi gruplarımız ile oturmak, gitar çalmak, en uç noktada da sigara içmekti. bu haberler çıkmaya başladıktan sonra önce ailelerimizin, ardından polisin ve hemen arkasından bursa insanının hedefinde olduk. tek suçumuz metal müzik dinlemek, siyah giyinmek ve siyah ruj sürmek. kendi ailelerimiz tarafından yediğimiz baskı, arkadaş ailelerimizin de arkadaşlarımızın bizimle konuşmamaları ile onlara yaptıkları baskı ile taçlandı. kendi ailemden başlayayım;
    ortaokulda ilk kez metallica ile tanıştıktan sonra, arkadaşımın abisinin kasetçi dükkanı olması hasebiyle, çok pahalı olan kasetleri oldukça ucuza almaya başlamıştım. yaşadığım semtte yılmaz morgül, sinan özen, dönemin efsane nostalji albümlerini yapan muazzez ersoy ve en iyi ihtimalle barış manço'nun çıkardığı best of kasetlerinden başka kaset bulmak mümkün değilken, sipariş ile getirirdi arkadaşımın abisi istediğim kasetleri. satanizm haberleri çıkmaya başladığında önce arkadaşımın abisi "o kız ile konuşmayacaksın! satanist o!" diye bir güzel yaftaladı beni, ardından annem çift kasetçalarlı teybimizden dinlediğim kasetlerimi kırdı attı.
    liseye başladım, dönem dönem ateşlenen satanizm haberlerine bir de uyuşturucu müptelası gençlerin haberleri eklenmeye başlayınca iş bizim evde çığrından çıktı! siyah levi's 501 pantolonum yırtıldı önce (zaten 1 tane pantolonum vardı!!!), ardından siyah tshirtlerim, kazaklarım ve siyah-kırmızı-yeşil göz kalemlerim çöpe atıldı. sıklıkla kollarımı sıyırıp kontrol etmeye başladı annem. "gözaltların neden mor?" sorguları ile okul çıkışlarımda peşime beni izlemek için takılan adamlar ile de devam etti. lisedeyken aile dostumuzun oğlu ferit ile aynı okuldaydım, ben hazırlık ya da 1. sınıf iken o 3. sınıftaydı. ibne ferit!!! gitmiş anneme "akck satanistlerin takıldığı lokantaya gidiyor." demiş. ulan satanistlerin takıldığı lokanta mı olur? kurtuluş caddesini bilenler için, lisenin karşısındaki 2 katlı lokantadan bahsediyor ve zaten benim harçlığım ile o lokantada anca çorba içersin o da az çorba! ibne ferit yüzünden ancak yarım ekmek tavuk döner ve ayran alacak kadar olan harçlığım da bir güzel kesildi, bütün gün okulda aç meyil aç geziyorum! okul çıkışında da en iyi ihtimalle adliye arkasına yürüyüp iki gitar tıngırdatıp eve dönüyorum. gitar da bir güzel kırıldı tabi, hem de sırtımda! haberler çıktıkça kontroller, baskılar ve yasaklar da artıyor, haberler durulunca biraz nefes alabiliyorduk.
    ardından bursa'nın ilk rock cafesi açıldı altıparmak'ta zeppelin. grup kemikleştikçe para durumunu da kendi içimizde ayarlayıp zeppelin'de zaman geçirebilecek düzeye geldik. bu sefer de polis baskınları! ulan 16-17 yaşındaki insanlar oturmuş çay içiyor nesini basıyorsunuz amk? ama yok basılacak! çünkü gazetede satanist haberleri çıktı. bir de o haberlerde black sabbath ve led zeppelin dinliyorsa çocuğunuz dikkat edin demesin mi? vay efendim sen satanistlerin yuvasına gidiyorsun diye de yedik bir posta dayak annemden bir güzel.
    bir de okul kısmı var bunun. ben senin amk serpil hoca! annemi okula çağırıp "akck ve sınıfından 2 arkadaşı daha farklı müzikler dinliyor akranlarından, sürekli siyah giyinip, kendi aralarında farklı dilden konuşuyorlar (hangi farklı dil amk?)" diye gazlayıp, beni ve diğer 2 arkadaşımı sınıftan çıkarıp diğerlerini bize karşı uyardın ya, damgalı eşek gibi bizi hem sınıf arkadaşlarımızdan ayırıp hem de ailemizden gördüğümüz baskıları bin kat daha arttırdın! amacın neydi? nasıl bir kafa ile bunu yaptın bu yaşta düşünsem yine anlayamam!
    bunlar hatırlanabilir olanlar, hatırlanamayan ya da hatırlanmak istenmeyen anıları da yazsam dönemin ergenlerinin yediği baskıyı hayal dünyanız bile almayacak!
  • hey gidi hey metalciliğin metalcilik olduğu dönemlerdir çiçeğim. sokakta yürürken esnafın yarısı metalci sürünüze hipnotize olmuş gibi bakmıyosa adamdan sayılmazdınız. hele o arkadan "bu agşam kedi mi yiyok necatiii? ehahaha" diye bağıra bağıra espri yapan mahalle gençliği. yaptığımızın kıymeti varmış gibi hissederdik. napıyosak artık? adını bile duymadığımız ülkelerin en ünsüz iskandinav tabanlı thrash speed -?!?- gruplarını dinleyip "abi yææ" diye mal mal konuşuyoduk.
  • akmar pasajı'nı bitiren furya olmuştur. her satanizm haberinde pasajı göstermek mecburiydi sanırım. sonra pasaj bitti tabii ki.
  • (bkz: satanizmin satanizm olduğu yıllar)
    domuz bağlı, depremli ve daha birçoğuyla kapkaranlık yıllar...

    düzeltme: yapılmış en aptalca dalgınlık türünden bir bilgi yanlışlığı giderildi.
hesabın var mı? giriş yap