• günümüz futbolunda sıklıkla kullanılan formasyon.

    üçlü defans hattının sadece biri stoper. diğer ikisi genelde bek oyuncusu veya biri bek biri orta saha oyuncusu oluyor.

    orta dörtlünün sağında ve solunda ofansif gücü yüksek kanat bekler kullanılıyor. orta ikilinin en büyük özelliği yüksek pas isabet oranı sağlaması. top dağıtımı ve hücumu şekillendiriyorlar.

    ofansif orta saha olarak ise genellikle 4-3-3'ün kanat forvetlerinde oynayan oyuncular kullanılıyor. bu oyuncular ise serbest oynuyor. bazen sağ sol kanatta hücumu genişletirken, bazen ikinci forvet, bazen 10 numara gibi oynuyorlar.

    forvet olarak ise genelde klasik 9 numara özelliklerine sahip oyuncu kullanılıyor. bitiriciliği güçlü, topsuz alanı ve fiziksel özellikleri yüksek oyuncuları kullanıyorlar.

    bu formasyonun asıl amacı kapanan savunmaları açmak. bizim lig içinde çok uygun olmasına rağmen fenerbahçe'den başka oynayabilecek takım bence şuan ligimizde yok. çünkü kadrosundaki oyuncular bu sisteme çok rahat uyabilecek oyuncular.
  • 2000-2001 sezonunda sampiyon olan mustafa denizli'nin fenerbahcesi de bu dizilisle oynamaktaydi...

    -------------------------------rustu

    ---------z.mirkovic-----m.mirkovic-----mustafa dogan

    ---lazetic----------ogun-----------johnson----------abdullah

    -----------------revivo---------------------rapaic

    -----------------------------andersson

    ***

    hakeza 2002-2003 sezonunda sampiyon olan mircea lucescu'nun besiktasi da bu dizilisle oynamaktaydi...

    ---------------------------------cordoba

    -------------------ronaldo------zago------ahmet yildirim

    ---kaan dobra--------tayfur-----------giunti----------uzulmez

    -------------------tumer---------------------sergen

    -----------------------------------ilhan

    ***

    hatta ayni donemde ersun yanal'in genclerbirligi takimi da zaman zaman boyle sahaya cikmaktaydi...

    -----------------------------------gokhan

    ------------el saka---------umit bozkurt--------deniz baris

    ---okan koc-------serkan balci---------tomas---------------filip

    --------------ahmed hassan------------------youla

    ------------------------------------veysel

    ***

    hatta hatta inanir misiniz, 1980'lerin sonundan 1990'larin sonuna kadar turkiye liglerinde cogu takim 3-5-2, 3-4-1-2, 3-4-2-1 gibi formasyonlarla oynardi... (bugunku uclu savunmalara gore 1990'lardakilerin baslica farkiysa sarkik libero kullanmalariydi)

    ***

    isin komigi ne biliyor musunuz?

    bir yanda bu sistemleri, sanki yeni bir icatmis gibi oven ergenler var... bi tane youtube kanali acip oraya konusunca kendini futbol analisti sanan tipler...

    bir diger yanda da, yasi 20 sene oncesini hatirlamaya gayet musait olan koca koca adamlar var... onlar da yukaridaki grubun aksine, bu sistemlere sanki "eski koye yeni adet" gelmiscesine burun kiviran, muhafazakar tipler... daha da kotusu bu tiplerin cogu ana akim medyada lafazanlik yapiyor...

    ah keske imkan olsa da su iki grubun elemanlarini da tek tutup tutup karsilikli bi kafalarini tokusturabilsek... ulke futbolu da, medyasi da bir anda kalkinirdi...
  • guardiola gibi merkez orta sahalarıyla; klopp gibi kanat forvetleriyle rakibin half spacelerine akın yapmayı sıklıkla tercih eden (genellikle) 4-3-3 takımlarına karşı anti tez olarak ortaya çıkmış dizilim.

    öncelikle bugünkü üçlü savunmalarla 2000ler öncesinin üçlü savunmalarını karıştırmamak gerekir. 2000ler öncesi üçlü savunmalar vahşi sistemlerdi çünkü kanatta oynayan oyunculara aşırı yük biniyordu. hatta bu diziliş aykut kocaman tarafından da antidemokratik olarak tanımlanmıştı. gerçekten de 80 metrelik koridorun çoğunlukla tek bir oyuncu tarafından kontrol edildiği diziliş, rollerin eşite yakın paylaşımını imkansız kılıyordu. bu oyuncular genellikle dörtlü savunmadaki beklere evrildiler ve yükleri bir nebze hafifledi. ancak gelinen noktada şablonlar ezberlendikçe takımların geriden ekstra oyuncularını hücuma katma mecburiyetleri doğdu ve bekler ofansifleşmek durumunda kaldı. hayatın her alanında olduğu gibi diyalektik, futbolu açıklamakta da en doğru rehber. bekler ofansifleştikçe stoperlerle aralarındaki mesafeler uzadı ve rakipler de bu half space denen bölgeye hücum etmeye başladılar. guardiola bunu de bruyne, bernardo silva, foden gibi merkez orta sahalarıyla; klopp da mane ve salah gibi kanat forvetleriyle yapıyor. aynı zamanda guardiola'nın önlem olarak beklerini kendi half spaceine yakın konumlandırdığını da söyleyelim. bu noktada futbolda şablonlar bir kez daha üst üste bindi, tıkanma yaşandı ve anti tez arayışına girildi.

    bu anti tez 3-4-3 veya 3-4-2-1 oldu. üçlü savunmayla half spacelere iki stoper dikilmiş oluyordu. geçen yıl guardiola'nın, tuchel'in chelsea'sine karşı çok zorlanması ve her maç çok çok farklı şeyler denemesinin sebebi de buydu. o aradığı şeyi bir türlü tam anlamıyla bulamaması ve şampiyonlar ligi'nden olması yeni üçlü savunmanın nihai zaferini göstermiyor tabi ki. ama iyi bir anti tez olduğu ortada. ancak tez haline gelmesi için daha çok yolu var gibi.

    peki bugünün üçlü savunması için neden 2000 öncesine dönüş değil de anti tez tabirini uygun buluyorum? çünkü o günün üçlü savunmasıyla arasında çok ciddi farklar var. üçlünün sağındaki ve solundaki stoperlerden stoper görevleriyle birlikte bir dörtlünün bekine yakın bir hücum performansı da bekleniyor. yaptıkları bindirmelerle hücum şablonlarına yeni bir açılım getirme potansiyeli taşıyorlar. bununla birlikte beklerin durumu da büyük farklılık gösteriyor. bekler, 2000 öncesi üçlü oynayan takımların kanatları gibi 80 metreyi tek başlarına kontrol etmek zorunda kalmıyorlar çünkü arkalarında bek görevlerini bilen stoperler, önlerinde de kanat özellikli hücüm oyuncuları görev yapıyor genelde. yani ironik olarak, üçlü savunmadan dörtlüye geçince üstündeki yük hafifleyen kanat bekler/kanatlar, dörtlüden üçlüye geçince de tekrardan rahatladılar. yani eski üçlü savunmalar beraberinde vahşi sistemleri getiriyordu ancak bugünün üçlüleri hiç de antidemokratik sayılmaz.

    kanat beklerin arkasında bek oynamayı bilen stoperlerin, önlerinde de kanat oynamayı bilen hücumcuların oynaması bekleri rahatlattı dedik ama bu tercih, orta sahanın merkezinden minimum bir kişiyi eksiltmiş oldu. ancak buna rağmen üçlü savunma takımlarının kritik maçlarda dahi salt defansif orta saha kullanmadan oynayabildiklerine sıklıkla şahit oluyoruz. misal üstün performansı olmasa aslında tuchel'in kante gibi bir canavarı bile kesme eğiliminde olduğu söyleniyor. tabi bunun için orta sahayla defans arasında havuz oluşmasına engel olmayı becerebilecek alan hakimiyeti çok yüksek oyunculara ihtiyaç var. aynı zamanda forvetin arkasındaki hücum oyuncuları da her iki görevi de kotaracak fizik ve meziyette.

    avrupa kupası'nda birçok takımın tercih etmesine ve chelsea'nin üçlüye döndükten sonra dramatik bir şekilde performansını artırıp şampiyonlar ligi'ne uzanmasına rağmen üçlü savunmaların anti tezden teze dönüştüğünü söylemek için henüz erken. burada takımlar için belirsizlikle beraber fırsat da var aslında. çünkü yeni üçlü savunmaların anti tezi henüz bulunamadı. fenerbahçe de vitor'la beraber bu fırsatı kullanıp ön alabilirdi, hatta düşünülenin aksine kadrosu da buna uygundu ama şimdi burada tekrar uzun uzun anlatmaya gerek görmediğim kendi iç çelişkileri buna izin vermedi. maalesef bu ülke ve özellikle de fenerbahçe futbol takımı, bu kadarcık deneysel işler için bile uygun bir yer olmaktan çıktı. maalesef hayatın her alanında çizgi dışına çıkmaya çalışanlara karşı değişik bir hınç var içimizde. değişime, gelişime inanmıyoruz, hayatla inatlaşıyoruz. çünkü çoğu kişi, hakederek gelmediklerini iyi bildikleri mevkilerin altındaki zeminin kaymasından korkuyor.
hesabın var mı? giriş yap