*

  • muhtemel akapenin kuracağı hükümet. gerçi mehepe ve deyepe ile koalisyon kurmak durumunda kalabilirler. yine de başkan recep, türkiye ... ah bi de cumhurbaşkanı filan olucak beyfendi falan filan. abdullah abi mi olur yoksa sonraki başbakan yoksa pek dahi parlak çocuk ali babacan mı bilmem, bilemem, bilmek istemem.

    edit: temenni deil tahmin idi ama geçen senenin. yeni tahminleri veriyorum. akp %42, chp %24, mhp %12, dyp %11, gp %10, bağımsız %1 vekil çıkarır meclise. kelle sayıları buçuklu çıktı diye şaşırmayın. atmasyon bu oranlar.
  • dtp'nin kendisini fes edip, bağımsız milletvekilikleriyle 20+ sandelye kazanıp mecliste grup kurmasıyla ak parti en fazla oyu alan parti olmasına karşın ana muhalefette yer alacak.

    ve 60. hükümet dyp-mhp koalisyonuyla kurulacak, chp'nin dışarıdan destek vereceği hükümet olarak tarihteki yerini alacak.

    edit: flash tv'de bi' dönem çok popüler olan şişko ve bıyıklı "analist-startejist" bir herfi vardı; göksel bilmem ne, erhan göksel olabilir. onun yandan yemişi yorum yapmışım. pek de bi' kendimden eminmişim.
  • (bkz: aynı nakarat)
  • efendim nezaket ile işgüzarlık arasında belirgin bir fark vardır.

    eğer ki bir kabine listesini yeni cumhurbaşkanının onaylamasını isteyen herhangi bir ülke cumhurbaşkanı iseniz, kendinize böyle bir liste gelmezden evvel, kurumlar arası iletişimi kullanarak, ya da basın aracılığıyla mesaj vererek bu şekilde "kapıdan çevirme" olayına girmezsiniz.

    ha eğer ki "ben senin hükümetini onaylamıyorum, zorla seçtirdiğin cumhurbaşkanı onaylasın" diyecek olup da, halkın büyük tepkisinden çekiniyor iseniz, son dakikaya kadar ses etmez, kapınıza gelen ve "hükümet kurmakla görevlendirmiş olduğunuz" milletvekilini kapıdan çevirmekle yetinirsiniz.

    bir insanı kabine kurmakla yetkilendirdikten sonra, eğer ki "yetkiyi ben verdim, onayı yeni cumhurbaşkanının vermesi mantıklı ve sağlıklı olur" düşüncesi varsa, son dakikaya bırakılmaz bu işler.

    piyasalar kabine bekliyor, kabine beklentisi ile insanlar yaşamlarını riske atıyorlar, birikimlerini riske atıyorlar. 60ıncı hükümeti bu şekilde kapıdan çevirip, kaç tur süreceği belli olmayan cumhurbaşkanlığı seçiminden sonraya sallamak, bu ülke için olumlu bir tavır sergilemek ya da nezaket göstermek değil, bilakis, kaos yaratarak rakip yıpratmak, danışıklı dövüşle adam vurmaktır.
  • yıpratılmaya çalışıldıkça daha çok prim topluyorlar. yıpratmak için daha doğmadan önü kesilmeye çalışıldıkça, kurucularına bir sonraki seçim için daha çok oy kazandırılıyor.

    daha önce "halkın attığı tokada doymayıp sol yanağını da çevirenler var" diyordum, meğer devletin her kurumunda varmış bu kişilerden.

    60ıncı hükümet, en az 3 hafta daha geciktirilmiştir, en az 3 hafta daha işimiz gücümüz boka sarmaya devam edecek anlamında bu. kimse ev almayacak, kimse araba almayacak efendiler. kimse yatırım yapmayacak. kimse girişimde bulunamayacak. 60ıncı hükümetin önünü kesmek için uğraşırken ülkenin içine "sıçan" zihniyete ne desem, ne kadar sövsem az artık.
  • 59'uncusundan temelde bir farkı olmayacağı için (durmak yok, yola devam??) gecikmesinin kaos yaratmayacağı, yaratırsa da %47'nin neye oy verdiğini bilmediğinin ortaya çıkacağı hükümet.

    tanımı yaptık, şimdi bir senaryo yazalım: 22 temmuz'da chp (ya da mhp, anap, dp v.s., akp dışındaki bir parti) %47 ile iktidara gelmiş olsun. ''uzatmalı'' cumhurbaşkanı da hasan mezarcı olsun (hoşuna gitti değil mi? merak etme imitasyonu geliyor). sayın mezarcı, işgüzar a.n. sezer'in tavrını iktidardaki partiye göstersin. ne olurdu? ev-vet bildiniz! siyasi nezaket! şimdi ne oldu? işgüzarlık!

    yaa tamam, nalıncı keseri iyidir, hoştur, bir şey söylemek zorunda bırakmaz adamı da, bu kadarı kasaba kurnazlığını da aşıyor. ne demeli bilmem ki?
  • varsayımlar üzerinden, sırf laf sokmuş olmak adına hasan mezarcı örnekleri ile okula gidip arkadaşlarını iğneleyen ilkokul çocukları için ülkenin kaybettiği yaklaşık birbuçuk ay pek önemli olmayacaktır elbette. 22 temmuz'dan bu yana geçmiş olan zamana, 3 tur kadar sürecek bir cumhurbaşkanı seçimine gereken süreyi de eklerseniz, hatırı sayılır bir zaman aralığı ortaya çıkıyor.

    "ne varmış, eski hükümet devam etsin" demek kolay. inşaat sektörünün aktif olduğu, elle tutulur yatırımlardaki aktif safhanın hızlı olarak sürdürülmesi için en uygun olan dönemde, icra konusunda söz sahibi kişilerin halef/selef devrini yapmasına çıkarılacak sağlam bir engel, söz konusu işlerdeki aksaklık ve yavaşlamalar için çok sağlam ve başarılı bir yatırımdır. bu sayede rakiplerinizin -halkın çıkarına olması önemli olmaksızın- yaptığı ve yapacağı her şeye rahatlıkla ket vurabilir, enkaz oluşmasına yol açmada kariyer yapabilirsiniz. başkalarının kaybetmesi üzerine kurulu politikalara prim veren katastrofik bir yapıda olmanız tabi ki şart bunun için.

    rekabet varken işin içinde (ki illa ki olacak), rakiplerinizin başarısızlığı için icraatların 1-2 ay kadar sallanmasını doğal karşılayabiliyorsanız, yani o kadar karaktersizseniz, zaten hiç muhatap almaya dahi gerek yoktur efendiler sizleri.

    60ıncı hükümet, bahtsız bir hükümettir bu bağlamda.
  • üzerinden veto tehlikesi kalkmış hükümettir. hükümeti kurmakla görevli milletvekili listeye istediği ismi yazabilir artık, istediği ekiple çalışabilir.

    bırakmıyolar ki çalışalım, bırakmıyolar ki atayalım, ekibimizi kuralım, engel oluyorlar, köstek oluyorlar mazeretleri ortadan kalkmıştır. buyurun yazın listenizi, istediğinizi istediğiniz bakanlığa getirin, kurun ekibinizi, kadronuzu. nasıl olsa yeni seçeceğiniz cumhurbaşkanı da sizinle aynı fikriyattan, sorun çıkarmadan onaylar. ondan sonra çalışın istediğiniz kadar.
    bitsin artık bu mağduriyet sömürüsü....

    milli iradeye bundan daha büyük saygı olabilir mi ??
  • en geç 29 ağustos'ta yeni cumhurbaşkanı tarafından onaylanacak hükümettir. 12 gün içinde çökebilecek bir ekonomimiz varsa da bunun sorumlusu elbette ahmet necdet sezer'dir canım, başka kim olacak? ayrıca yanılmıyorsam 25 temmuz'da aldı erdoğan görevi. 20 günden fazla bir süre, o tarikat ağabeyi senin bu parti içi denge benim diyerek listenin gecikmesine de yol açmıştır sezer, görüldüğü yerde yüzüne tükürülmelidir.
    (bkz: hey allahım)
  • veysel eroğlu'nun tayyip erdoğan ile birlikte inanılmaz yükselişine devam ederek, çevre ve orman bakanı olduğu hükümettir.
hesabın var mı? giriş yap