7th symphony
-
apocalyptica'nın yedinci albümünün adı.
-
ortadaki rock motifsiz normal çellolu beautiful ve ilk bayan vokalli (flyleaf solisti lacey mosley) apocalyptica şarkısı broken pieces sayesinde grubun önceki albümlerinden farklı gözüken 2010 tarihli apocalyptica albümü. ilk dinleyiş sonunda end of me, bring them to light, not strong enough ve rage of poseidon öne çıkan parçalar gibi gözüküyor.
-
reflections tan beri apocalyptica dinlememiş bir adam olarak -ama ondan önce çok pis dinlerdim lisedeyken aldığım kasetleri hala rafımda durur- çok değişmiş buldum grubu.
albümün en güzel parçası diyebileceğim end of me de hiç bir apocalyptica tınısı bulamadım, önde amcam şarkıyı söylüyor, gitar ve davul duyuluyor, cellolar kaynayıp gitmiş. güzel ama apocalyptica değil de farklı bir grup sanki. -
(bkz: beethoven senfoni no 7)
-
ayrıca iki adet bonus tracki vardır.
11. rage of poseidon
12. the shadow of venus
itunes bonus track varmış birde
11. "spiral architect" (finland only)
11. "return game"
her albümde apocalyptica yaptığı gibi daha güzel bir albüm çıkarmıştır, bir level daha yükselmiştir. -
broken pieces ve not strong enough dışındaki parçalar bonus trackler de dahil olmak üzere gayet güzel.. at the gates of manala ve 2010 mükemmel..
broken pieces* ve not strong enough* dışındakilerin prodüksyonunu joe barresi yapmış.. bence howard benson'dan cacık olmaz, apocalyptica'ya gitmiyor.. daha önce de i don't care'e imza atmıştı.. iyi, hoş, zıp zıp; amerikan gençliğine uygun şarkılar ama bi apocalyptica'mız var onu da bize bırakın yahu amerikan gençliği yeterince allayıp pullarsan ne olsa dinler zaten.. -
sıkı bir apocalyptica hayranı olarak yine oha diyorum affınıza sığınarak. albümü dinlerken her bi parçada ayrı bi hava soludum ve albüm ne çabuk son parçaya geldi de bitti anlayamadım. tekrar tekrar durmadan dinliyorum. abileri tebrik etmek lazım yine süper işler başarmışlar (bkz: apocalyptica). hepsi aynı etkide etkilemedi elbet. düetler arasında en çok etkileyen (bkz: gojira)'dan joseph duplantier'in seslendirdiği bring them to light oldu. ayrıca (bkz: slayer)'dan dave lombardo, (bkz: bush)'tan gavin rossdale, (bkz: shinedown)'dan brinth smith ve (bkz: flyleaf)'ten lacey mosely de gruba birer şarkılarda eşlik etmişler, hoş da olmuş. saf apocalyptica parçalarından ise on the rooftop with quasimodo diyebilirm beni en etkileyen parça olarak. ilk çıktıkları albümle bugüne kadarki tüm albümlerini ve yaptıkları işleri değerlendiricek olursak eğer her defasında çıtayı bir değil bikaç basamak yükselttiklerini anlamak hiç de zor değil. biliyolar bu işi ki yapıyolar. saygı duyulası insanlar.
-
hastası olduğum helloween, elvenking ve firewind gibi grupların yeni albümleriyle yaklaşık aynı tarihte çıkmasına rağmen, en çok dinlediğim albüm oldu*
on the rooftop with quasimodo diyorum, ve dahi
piedra ırmağının kıyısında oturdum ağladım a.k. -
hayatımda duyduğum en karizmatik şarkı isimlerinin içinde bulunduğu aşmış apocalyptica albümü...
(bkz: on the rooftop with quasimodo)
(bkz: rage of poseidon)
(bkz: at the gates of manala) -
aynı zamanda brezilya'lı progressive metal grubu.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap