• hayatta bazen açıklayamadığın ilginç şeyler yaşarsın. mesela çok alakasız bir konuyla ilgili bir yazı denk gelir açar okursun. başlık "bilinçaltımız hakkında bilinmeyenler"

    başlığı içinden okudun ve yazının içeriğine geçeceksin tam. başlığı okuyalı 2 saniye filan olmuş. karşında oturan iş arkadaşın birden yanındaki kişiye "bilinçaltı da çok ilginç bişey lan" gibi bir cümle kurar. oha oha oha. kardeşim bu nasıl bir denk gelmedir?

    veya tam aklına birisi gelir eline telefonu alırsın tuşa bile basamadan o seni arar bir anda.

    apaçık bug işte, peeeh

    glitch in the matrix
  • can sıkıntısından google maps'te türkiye'yi karış karış gezerken çorlu'da fark ettiğim esrarengiz hadisedir. glitch in çorlu
    (bkz: klon yaptırıp işe onu yollamak)
  • 1999 yapımı "the matrix" adlı filmde "dejavu"nun açıklanış biçimi. neo aynı kedinin 2 kere kapının önünden geçtiğini görünce matrixte bir glitch keşfetmiştir. bu glitchler ise makinelerin matrixi değiştirmesi üzerine ortaya çıkmaktadır.
  • simülasyon teorisini inceleyen belgesel. 5 şubat 2021'de gösterime girecek.

    trailer
  • "are we in fact living in a simulation? this is the question postulated, wrestled with, and ultimately argued for through archival footage, compelling interviews with real people shrouded in digital avatars, and a collection of cases from some of our most iconoclastic figures in contemporary culture."
    you can watch
  • hayalgücünden yoksun, ihtimalleri fazlaca düşürüp yaşadıkları kofti deneyimleri "abi simülasyon bu, holi mother of sweet cizıs matriks bu" diyen birçoğunun eski bağımlı olduğunu düşündüğüm amerikalıların toplandığı sözde belgeseldir.

    argümana bak hele :turuncu balık düşünüyorum ve sokağı döndüğümde turuncu balık logolu restoran çıkıyor karşıma.. bu ihtimal çok düşükmüş.

    nesi düşük bu ihtimalin. simitçi düşünmekten azıcık daha zor.

    astronot kıyafetli ve zombi makyajlı bir zeki müren taklidi cüce tiyatrocu düşün, elinde de kıymalara denk gelen yerlerde kırmızı ledleri olan plastik bir lahmacun olsun.

    sokağı döndüğünde bunu görürsen eyvallah inan simülasyon olduğuna inan, düşük ihtimal buna denir.

    yoksa vay turuncu balık, yok meksikalı federaller falan.. bunları ispat diye anlatamazsın.
  • (bkz: idealar teorisi)

    günümüzden yaklaşık 2400 sene önce yaşamış olan (bkz: platon)'un idealar kuramından esinlenen fikirlerin başlangıcı/kaynağı/mihenk taşı olarak matrix'in refere edilmesi ilginçtir.

    bunu ilginç kılan, bu konuyu başarılı bir şekilde ele aldığı şüphesiz olan, matrix'in popüler kültür olarak ön plana çıkması değil, platon'un korkunç derecede zekasıdır. 2400 sene önce yaşamış bir adamın düşünceleri günümüze etki ediyor, şekillendiriyor, esin kaynağı oluyor.
  • bu filmin yönetmeni biraz komplocu bir arkadaştır. freud’un teorilerinin toplumu etki ve kontrol altına almak için nasıl kullanıldığını anlatan the century of the self belgeselinden de etkilendiğini açıklamıştır ve o belgeselde de ucundan da olsa matrix’i oluşturan yapı taşlarına değinilir. ancak the century of the self bana göre çok daha açıklayıcı, çok daha şok edici bir yapımdır. bu yapım için aynı şeyi söyleyemem ama nasıl algılarımızla oynandığı, tüketim toplumunun nasıl oluştuğunu idrak edebilmek için o belgeselin de mutlaka izlenmesi gerekir.

    a glitch in the matrix, yaşadığımız dünya aslında simülasyon mu sorusunun cevabını arıyor. başlıkta da yer alan ve glitch dediğimiz olay ise matrix filminde neo’nun yaşadığı dejavu’nun neden olduğunun açıklanma biçimi.

    beni en çok şaşırtan ise philip k dick’in yani total recall, minority report, blade runner filmlerindeki ana fikrin yaratıcısının the man in the high castle kitabını yazarken böyle bir dünyanın gerçekten var olmuş olduğuna inanmasını ve rüyalarında gördükten sonra bu eserleri kaleme almasını itiraf etmesiydi. bunca muhteşem eserin sahibi gerçekliğimizin 2. dünya savaşı sırasında değiştirildiğini düşünüyor ve bu öylesine bir düşünce de değil, hayatını bu fikrin etrafında şekillendiriyor.

    ben henüz ilkokula giderken matrix filminden etkilenip, william iriwin’in matrix ve felsefe kitabını okumuştum. o yaştaki bir çocuk için konusu itibariyle ağır bir kitaptı ancak beni etkileyen bazı bölümler ve örnekler hala aklımda. bu yapımda da kitaptaki örneklerin kullanıldığını görüyorum.

    genel itibariyle benim için çok ufuk açıcı bir yapım değil. tartışılan konunun iknası için verilen örneklerin çoğu yetersiz kalmış. eğer yaşantımız bir simülasyon ise bunu kabul edebilmemiz için yeterince ikna edici bir belgesel olmamış.
hesabın var mı? giriş yap