• sargon'un torunu olan naramsin, enlil'in nippur şehrini yağmalar, yaşanmayacak hale getirir. o zaman büyük tanrılar; sin, enki, inanna, ninurta, ishkur (ve) utu, enlil'in kalbini yumuşatan ve rahatlatanlar, ona bir dua söylemiştir.
    "ah, cesur enlil, senin şehrini yıkan şehir, senin şehrin gibi olsun.
    senin giguna'nı yıkan (şehir) de, nippur gibi olsun.
    o şehirde çukurları kafatasları doldursun, burada hiç yakınlık duyulan kişi bulunmasın.
    kardeş kardeşi tanımasın.
    bakireler odalarında kendilerini dövsün.
    babalar evlerinde kendi ölmüş karıları için acı çığlıklar atsın.
    o kişi çukurunda güvercinler gibi ağlasın, o kişi bulunduğu boşlukta yutulmuş duruma dönsün.
    o kişi dehşet durumdaki bir güvercin gibi telaş içinde olsun"

    aynı tanrılar ikinci kere yüzlerini şehre döndürmüş agade'yi de uğursuz bir beddua ile lanetlemişlerdir.

    enlil'in olduğu ekur'a saldırmaya cüret etmiş olan agade, kutsal ve aynı şekilde yüksek olan duvarlarında, feryatlar yankılansın.
    giguna'n toz gibi öbeklensin.
    dubla'da durmuş olan lahama'n sarhoş olmuş büyük adamlar gibi yere uzasın.
    kilin abzu'suna geri dönsün, bu kil enki tarafından lanetlenmiş olsun.
    tohumların çıktıkları yere dönsün, bu tohumlar ashnan tarafından lanetlenmiş olsun.
    ağaçların ormanlarına geri dönsün.
    bu ağaçlar ninildu tarafından lanetlenmiş olsun.
    boğa kesen kişi onun yerine karısını kessin, koyun kesen kişi onun yerine oğlunu kessin.
    yoksullar değerli çocuklarını suya atsın, fahişeler kendi erkek kardeşinin kapısı önüne uzansın.
    köle anaların, soylu anaların çocuklarını geri versinler, altınların gümüş gibi satılsın.
    agade, güçlü adamların güçten düşsün.
    bu adamlar, deri bir çanta bile kaldıramayacak duruma gelsin.
    güreşçilerin gücünden memnun olmasın karanlık içinde yatsın.
    açılk bu şehri (insanlarını) öldürsün, sadece en iyi ekmeği yiyen prens çocuklar çayırlarda yatsın.
    ilk meyveleri taşıyan adamların; masaların kırıntılarını,babalarının kapısının deri cisimlerini yesin, bu deri sicimleri dişleriyle ısırsın.
    sevinçle kurulmuş olan sarayın acı içinde yıkılsın, kötü kişiler kurtu yerlerin hayaletleri sonsuza dek ulusun,
    törenlerle oluşturulmuş olan usga yerinin üzerinde yıkılmış höyüklerin tilkileri kuyrularını sallasın.
    arazide sıkıca yapılmış olan büyük kapılarında kalbi acı içimdeki ukuku kuşları yuvalrını yapsın.
    tigi-müziği sesiyle artık uyuyamadığın şehrinde eve artık sevinçli bir kalple giremediğin yerde, önceden ahırları doldurmuş olan nanna boğaları kuytu yerlerde gezinen hayaletler gibi ulusun.
    kanaldaki gemilerinin yollarında büyük otlardan başka bir şey bitmesin.
    arabalarının yolları ağlayan otlardan başka bir şeyle örtülmesin.
    dahası kanal gemilerinin yolunda, kanalın en sığ yerlerinde, kimse vahşi keçiler, dağların ısırılan yılanların arasından geçemesin.
    özlü bitkilerinin yetiştiği steplerinde ağlayan otlardan başka bir şey yetişmesin.
    agade, tatlı aka suyun yerine orada tuzlu su aksın.
    "ben burada uyuyabilirim" diyen bir kişi orada iyi bir yerleşme yapamasın.
    "ben agade'de uyuyabilirim" diyen bir kişi orada uyuyacak yer bulamasın.

    ve utu'nun bu günü ortaya çıkarışıyla, bu durumlar gerçekleşti.

    fethullah gülen beddualarını daha yaratıcı hale getirebilir bu sayede. *
  • naram-sin iktidarını sağlamca pekiştirdiği yedi yılda, enlil'in sözlerinin tersine hareket etti: ekur'a ve onun korularına saldırmaları ve harap etmeleri için askerlerine izin vermişti; bakır baltalar ve keserlerle ekur binalarını yıktırmıştı, böylece "ev ölü bir delikanlı gibi cansız yatıyordu.", gerçekten de "bütün ülkeler yere serilmişti." dahası "tahıl hasadı yapılmayan kapı" adlı kapıda tahıl hasadı yaptı. barış kapısını kazmayla parçaladı; kutsal kaplara saygısızlık etti ve ekur'un ağaçlarını kestirdi; altın, gümüş ve bakır kaplarını öğüttürerek toz haline getirdi; yakılıp yıkılan nippur'un bütün malını mülkünü, enlil tapınağının yanı başına yanaşan teknelere yükleterek agade'ye taşıttı... (samuel noah kramer-sümerler)
    enlil'in şehri ekur'a yapılan bu saldırıdan sonra tanrıların bir araya gelip agade'yi lanetledikleri ve bunun neticesinde agade'nin guti istilasına uğradığı söylenir.
    ... öğütler agade'yi terk etti ve agade'nin sağduyusu yerini budalalığa bıraktı. o zaman enlil, rakibi olmayan köpüren tufan, sevgili evine saldırıldığı için felaket getirdi, gözlerini dağlara çevirdi ve hiçbir egemenlik tanımayan bir halk olan guti'leri aşağı indirdi; yeryüzünü çekirgeler gibi kapladılar. öyle ki, güçlerinden kimse kaçamadı. bütün sümer'in karadan ve denizden haberleşmesi olanaksız hale geldi. ulak, yolculuğunu sürdüremedi; denizci teknesiyle açılamadı. eşkiyalar yolları tuttu, ülkenin giriş kapıları balçığa döndü; çevredeki tüm ülkeler, kent duvarları ardında kötülük planlıyordu. sonuçta uğursuz kıtlık sümer'in üstüne çöreklendi. büyük tarlalar ve otlaklar hiç tahıl üretmez oldu. dalyanlardan balık çıkmaz oldu.sulu bahçeler ne bal ne şarap üretir oldu. kıtlık yüzünden fiyatlar o kadar yükseldi ki bir kuzuya ancak yarım sila yağ ya da yarım sila tahıl veya yarım miskal yün alınır oldu...
hesabın var mı? giriş yap