artık yeter
-
ey sevdigim ile ba$layan mektuplardan, du$uncenden, sensizlikten, yokluktan, yalnizliktan, hasretten, dort duvardan, acidan, cigliklardan, ic kanamadan, rezeke gecelerden, insomin*'den, halusinasyondan, yakari$larimdan, soguktan biktigim bi anda, agzimdan cikmasiyla, gozumden akan damlanin hareketinin senkronizasyonuna hayran biraktiran laf...
-
(bkz: yeter artik)
-
1 ilk* icin muhte$em 1 egoist albumu ve albume adina veren $arkisi.
meltem ta$kiran vokalde, kardesi eser* ise piyanoda dokturuyor.
artik yeter
dinsin ofkeler
ellerimde yuregim
sana geldim
yalansiz
1 gece
ansizin... -
sozlerinin tamami soyle olan sarki:
gozyaslarim dinmedi dun gece
haketmedim
bu ayrilik bir bilmece
ne var ne yok almissin giderken
bir not bile yok
hasretin bile hep icimde
gel yeniden sar beni tum gucunle
yenilme bir anlik ofkeye
gel gunesim ol, isit beni atesinle
bekleme, gel!
su anda karar ver!
artik yeter
dinsin ofkeler
yeminler anlamsiz
biterse ask zamansiz
bir gece ansizin
artik yeter
dinsin ofkeler
ellerimde yuregim
sana geldim
yalansiz
bir gece
ansizin... -
anlatmaktan anlamayana, karşısındakini tüketmekten bıkmayana, zamanı gelmiş hatta gelmekle kalmayıp coktan geçmiş ve hatta coktan defalarca kovulmus olmasına ragmen insanın hayatından bir türlü çekip gitmesini bilmeyene söylenebilecek bir isyan cümlesi. kısaca defol git olarak da açıklanabilir.
-
muhtesem bir vokale sahne olan gaz egoist parcasi. her yonu ile oldukca kaliteli, hararetli sarki.
-
"ayyyyyyyhhhhhhhh" diye başlayan uyanışlar sinsilesi. * daha fazla ileriye gidecek alanın kalmaması.
-
1996'da deniz muzik'ten cikan ilk egoist albumu.
albumdeki sarkilar:
artik yeter
hakkin yok
bilene sor
bir tek sen varsin
beni unutma
yasak ask
neden ben
universiteli
insan olmak
(kasette ilk dort sarki a yuzunde) -
erken bunamadiysam zerrin özer'in de böyle bir sarkisi vardi, oldukca da güzel sarkiydi...
artik yeter, yeter artik yeter gecmiyor saatler
artik yeter, beni benle birakin hayaller
bitsin bu ayrilik
bitsin bu yalnizlik
yeter artik yeterrrrrrr
edit: bunamamisim, iste ben albümündeki güzel sarkilardan birisiymis kendisi. -
tutunamayanlardan bir kesit. yalnız o kadar olsa iyi:
"mahkemede, suçlu sandalyesinde, bilerek ya da işledikleri suçları bilmek zahmetine katlanacak kadar dahi düşünmediklerinden bilmeyerek, eziyet eden, hor gören, aşağılayan, ihmal eden, aldırmayan, unutan, kötüleyen, alay eden, ıstırabı paylaşamayan, insanlar arasına duvarlar çeken, küçümseyen, çaresiz bırakan, yalnız bırakan, terk eden, baskı yapan, istismar eden, ezen, cesaret kıran, iyilik etmeyen, değer vermeyen, kalbi temiz olmayan, doğruyu yanlış gösteren, yanlışı doğru gösteren, samimiyetsiz, insafsız, korkutan, yanına yaklaştırmayan, başkasının yaşama hakkına saygı duymayan ve kendinden memnun olabilmek için her davranışı meşru sayan onlar, yani bizim küçük kalabalığımızı hava sızdırmayan tabakalar hâlinde üst üste saran, nefes almamızı dahi engelleyen, yani mahallemizin bütün bileği kuvvetli ve içi boş küçük kabadayıları ve onların büyük ortakları, yani esasında sayıca üstün olanlar, yani her zavallıdan daima bir kademe bir sınıf yukarıda olanlar, yani şekilsiz hüviyetleriyle daima vuran ve kaçınabilenler, yani hem ezip hem de ezdiklerini kabul etmeyenler, yani bir mertebe aşağıdayken ezilen ve bir derece terfi edince ezenler,
(...)
bilgisizin bilgisizliğini suratına çarpan ve ondan bir kelime fazla bilen bilgiçler, yani öğrenmek isteyen herkese eziyet eden öğreticiler ve onlarla birlikte bilgisizlerin bilgisizliğine gülen onlardan daha bilgisizler ve cahillerle birlikte her değişik davranışa saldıran şekilsiz kalabalık ve kalabalıkla birlikte onlara alkış tutanlar ve onlarla birlikte her tartışmada en bayağı usullerle haklıyı haksız çıkaranlar ve onlarla birlikte her savaşta kazananı tutanlar ve onlarla birlikte kimseye zararı olmayan zayıfları ezerek kuvvetli olma duygusunu tatmin edenler ve onlarla birlikte her zaman ve her yerde, her sınıftan ve her ideolojiden ve her düşünceden insanlar arasında daima ön safa geçerek aslan payını kendilerine ayıranlar ve ayırır ayırmaz insanlarla aralarına aşılmaz duvarlar örenler ve böylelerine her zaman haklı çıkarıcı bahaneler sebepler yasalar kurallar sınıflamalar bulup çıkaranlar yani her zaman insanları insanlardan ayıranlar ve onları birbirlerine düşman edenler ve onlara körü körüne uyan kalabalıklar ve gerçeği boğanlar ve onlarla birlikte insanı bu koca dünyada yalnız bırakarak arkadaşlık, dostluk, sevgiyle uzatacakları sıcak bir elleri olmayanlar, yani elsiz gözsüz akılsız kalpsiz ve kansız gerçek sakatlar yani onlar onlar onlar onlar onlar onlar... karşımıza oturacaklar.
ve biz onlara diyeceğiz ki:
hesaplaşma günü geldi. şimdiye kadar yalnız din kitaplarında yargılandınız. biz fakirler, zavallılar, yarım yamalaklar, bu kitapları okuyup teselli olurken içinizden güldünüz. ve çıkarınıza baktınız. hatta gene sizlerden, sizin gibilerden büyük düşünürler çıktı ve bu kitapların bizleri uyuşturmak için yazıldıklarını ileri sürdüler. biz zavallılar, ya bu düşüncelerden habersiz kaldık, ya da bunları yazanları bizden sanarak alkışladık. yani uyuttular alkışladık, uyandırıldık alkışladık. her ne kadar bugün siz suçlu, biz yargıç sandalyesinde oturuyorsak da gene acınacak durumda olanlar bizleriz. esasında, sizleri yargılamaya hiç niyetimiz yoktu; sizin dünyanızda, o dünyayı bizlerin sanıp yaşarken, hepinize hayrandık. sizler olmadan yaşayabileceğimizi bilmiyorduk. ayrıca dünyada gereğinden çok acıma olduğuna ve bizim gibilerin ortadan kaldırılmamasının sizlerin insancıl duygularına bağlandığına inanmıştık. bu çok masraflı dünyada bir de bizlere bakmanız katlanılması zor bir fedakârlıktı. arada bir bize benzeyen biri çıkıyor ve artık yeter diyordu. onunla birlikte bağırıyorduk: artık yeter!
bazen kazanıyorduk, bazen kaybediyorduk ve sonunda her zaman kaybediyorduk.
..."
sf. 223/224/225
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap