avukat müvekkil diyalogları ^*

• borçlu avukatı olduğunuzda daha da ilginçleşen diyaloglardır.
  müvekkil, nakit sıkıntısı olan, şimdilerde ekonomik krizden etkilenmiş, büyük bir şirkettir. haliyle bankalar tarafından takibe alınmış ve aleyhine icrai işlemler başlatılmıştır. olaylar gelişir:
  
  - yahu izale, 18. icra müdürlüğünden haciz koymuşlar bizim araçlara kim bu dallama?
  +xbank o y bey, genel müdürünüze söylemiştim, haberi var.
  -hem de yakalama koymuşlar, niye öyle bir şey yapmışlar ki, haczini koysun geçsin.
  +evet, daha önce yakalama istememişlerdi, sıkıştırmaya çalışıyorlar heralde.
  -ama neden yakalama istiyorlar anlamıyorum ki. niye yani?
  +(iç ses: eşeğin zikinden dolayı töbe töbe)ben bir konuşayım avukatıyla, kaldırtabiliriz belki yakalamayı.
  -konuş konuş, hemen kaldırsın o yakalamaları sanki kaçıyoruz mınakoim.
  +(iç ses: ulan niye kaldırsın adam yakalamayı, sıkıştırmış seni) tabi tabi halledelim onu.
  -götveren bunların hepsi ya, bi yakalansın o araç gösteririm ben onlara.
  +(iç ses: lan bi get uğraştırıyon beni boş yere, ödesene adamların parasını) hehe gerek yok halledicem ben.
  -tamam, haberdar et beni.
  +(iç ses: nah kalkar o yakalama) iyi çalışmalar y bey.
• alacaklı avukatı olduğunuzda da garip hadiselere yol açan diyaloglardır... müvekkil olan şirketin ufak bir alacağı inatlaşma neticesinde icralık olmustur, legem en sonunda işin kendine kaldığını anlar, düşer yollara, varır (bkz: kandıra)' ya ... ufak bir yer olması sebebiyle ,icra müdürüyle çaylar içilir, nolcak bu galatasarayın hali geyiği çevirilir.. borçlu müdürlüğe gelir, iş tatlı tatlı hallolurken legem'in telefonu acı acı çalar...
  
  müvekkil- avukat bey naaptınız haber bekliorum ben sizden?
  
  legem- x bey hallettim durumu ben az önce , ödemeyi az sonra yapıcak...
  
  müvekkil- tamam da avukat bey ben ödeme istemiorum , neyi varsa kaldırıcam evinden işinden o dallamanın!!! ( anlaşılan o ki müvekkil haricen tahsilat olgusunu bilmemekte ve devlete fazladan harç ödemeye kararlıdır.)
  
  legem- bakın hiç gerek yok fazladan masraf ve zaman kaybı olucak bıdı bıdı... ( dert anlatmaya çalışmakta burda)
  
  müvekkil- avukat bey ben aşağıdayım!!!
  
  legem- nası yani??!!??
  
  müvekkil- sizden haber çıkmayınca kamyonları gettüm gapının önüne koydum!!!( müvekkil adliyeye nakliye getirmiştir..)
  
  legem- ( dayanamaz artık) ama x bey napıyosunuz siz , adliyeyi mi kaldırıcaksınız??? eh peki siz bilirsiniz , buyrun devletle hesaplaşın!!!
  
  (bkz: oha)
• gerçi bu müvekkil değil, zira ben kendi adıma vekaletname alamıyorum maraba olduğum için.
  adana'dan bir "aile dostuymuş" -ama bizimkilerin bu "dostluktan" pek haberi yok- yardım istiyor. evlat edinme dilekçesi yazılacak sadece, iş bu.
  
  - dagnyciğim, bitanem, şimdi açık konuşalım, annenle baban benim arkadaşım değil dostum, o yüzden seninle de açık konuşabileceğimi düşünüyorum canım.
  - tabii cıvık hanım buyrun
  - canım bizim açıkçası avukat tutacak paramız yok şu günlerde, çok sıkışığız.
  - rica ederim cıvık hanım, ben zaten dilekçenizi yazacağım sizin sadece, nasıl başvuracağınızı anlatırım, eğer bir aksilik çıkarsa da haberleşiriz zaten.
  - çok teşekkür ederim bitanem, görüşelim o zaman konuyu, nerede oturuyorsun?
  - kadıköy'de.
  - öyle mi, yakınız, ben de suadiye'de bağdat caddesi'nde oturuyorum.
  - ya...
  
  durumu yok tabi lan, yazık, akasya'da hillside'da filan mı oturuyor sanki. bağdat caddesi'nde oturuyor. ben de ondan dilekçe yazma parası almayı düşünüyorum. hakkat lan şu avukatlar ne şerefsiz oluyo di mi lan benjamin?
• hakimin gereğini düşünüp kararı açıklamasının ardından duyduğu kelimelere bir anlam yükleyemeyen müvekkil ile avukat arasında geçer.
  
  m: ne oldu ? kazandık mı davayı ?
  a: davayı değil ama temyiz hakkını kazandık.
  m: tebrikler !
• benim değil de bir arkadaşımın yaşadığı diyalog.
  
  m= müvekkil
  a= arkadaş
  
  arkadaşım avukat. babası da avukat ve birlikte çalışıyorlar. derken babası kalp krizi geçiriyor ve yoğun bakıma kaldırılıyor. ben de geçmiş olsun demek için ofislerine gidiyorum. telefon çalıyor ve diyalog başlıyor.
  
  m- ahmet beyle görüşebilir miyim? ben hede hödö...
  
  a- hede hödö bey babam kalp krizi geçirdi. şu anda da yoğun bakımda.
  
  m- hmmm. peki o zaman söyler misiniz yoğun bakımdan çıkınca beni bi arasın!!
  
  a- !!!&@€@&€&'v
• - tanık bey merhaba, biliyorsunuz yarınki duruşmada bulunmanız gerekiyor, önceden de görüşülmüştü sizinle bu konuda...
  - ya evet biliyorum ama gelmesem olmaz mı?
  - gelmemeniz sakıncalı olur, hakkınızda polis zoruyla getirme çıkar ya da hakim sizi dinlememeye karar verebilir.
  - ya diğer tanık bey ifade vermedi mi zaten?
  - verdi evet.
  - e tamam ben de aynı şeyleri söylicem zaten gelmesem olmaz mı?
  - ....
  (sabırla açıkladım.)
• m: müvekkil
  a: avukat
  
  m: avukat hanım benim avrupa insan mahkemesi'ne(aihm) başvurma hakkım var mı?
  
  a: sözleşmede tanımlanan haklardan birinin ihlal edildiğini iddia ediyorsanız var tabii.
  
  m: sizin baktığınız davadan bahsediyorum orada var mı öyle bir imkan
  
  a: hani şu x beyi kasten yaralayıp 3.000 tl para cezası aldığınız dava mı?
  
  m: evet, o dava.
  
  a: hangi hakkınızın ihlal edildiğini düşünüyorsunuz? ben bir hak ihlali göremedim de.
  
  m: davaya bakan hakimi ve davayı açan savcıyı satın aldılar.
  
  a: kimler?
  
  m: ergenekon terör örgütü.
  
  a: bu davada siz x beyin işyerine gidip adama yumruk atmışsınız. bunu siz de ikrar ettiniz.
  
  m: evet ama önce o bana vurdu, ben bunu polise, savcıya anlattığım halde dinlemediler çünkü ergenekoncular onları satın aldı.
  
  a: anlıyorum. tabii tabii başvurabilirsiniz o halde aihm'e. yalnız kararın kesinleşmesini beklemeniz gerekecek biliyorsunuz usuli bir sebepten bozuldu. yakında duruşması var.
  
  m: anladım, bir de aynı sebeple hakimi reddetmek istiyorum. duruşma da reddi hakim yapın.
  
  a: duruşmaya gelip kendiniz yapın reddi hakim talebini. çünkü ben cmk'da sayılan sebeplerden birinin oluştuğunu düşünmüyorum.
  
  m: bakın, bu örgüt onbeş yıldır beni takip ediyor, amaçları beni öldürmek.
  
  a: onbeş yıldır sizi öldürmek için takip ediyor ve hala başaramamışlarsa korkmaya gerek yok sanırım.
  
  m: ben şimdi ofisinize gelip size onbeş yıldır olan her şeyi anlatmak istiyorum o zaman bana hak vereceksiniz.
  
  a: siz şimdi ofise gelin ben size vekalet ücretini iade edeyim, siz kendinize yeni bir avukat bulup ona anlatın.
  
  telefon görüşmesine şahit olan arkadaş yorumu: gözün aydın nur topu gibi bir delin daha oldu.
• m: avukat bey benim davam ne oldu? sonuçlanmıştı değil mi?
  a: dava görüldü, elimizde ilam var, o ilamı da takibe koyduk
  m: ee yani? paramı ne zaman vereceksiniz bana?
  a: işte ne zaman öderlerse, ödemezlerse hacze gi...
  m: avukat bey bana bunları anlatmayın, parayı veriyor musunuz şimdi bana
  a: bakın bende değil paranız henüz borçlu ödeme yapmadı, icra müdürü ile...
  m: ee hani dava bitmişti, paramı almıştık?
  a: beyefendi parayı değil, davayı aldık, kazandık yani şimdi borçlu da ödemeyince...
  m: ya bak murat'çığım şimdi biz parayı ne zaman alırız sen bana onu de
  a: ....... (içinden: yedim lan paraları bastım oraya buraya! ya 1 dk murat'çığım mı dedi lan o bana?!)
  
  kısır döngüdür. avukat, bazılarına ya anlatamaz ya da onlar anlamak istemezler veya işlerine geldikleri gibi anlarlar. sabırlık meslek!
• (daha muvekkil olmamis bir musteriyle gecen bir diyalogdur aslinda, aradim mamafih daha uygun bir baslik bulamadim.)
  avukat kardesimin basindan geciyor, gecen sene
  yer: rize
  mekan: kardesin ofisi
  
  m: avukat hanim, ben aileme dava acmak istiyorum
  k: konu nedir?
  m: evlatlik oldugumu ve bunu benden gizlediklerini dusunuyorum.
  k: bunu ailenizle paylastiniz mi?
  m: evet soyledim
  k: ne dediler?
  m: oglum gerizekali misin? 5 cocuktan sonra neden seni evlatlik alalim?
• - çocuğumun babası kocam değil
  
  + hangi çocuğunuzun?
  
  - üçününde
  
  + eşiniz bunu biliyor mu?
  
  - hayır. öğrenemeden öldü. şimdi çocuklarımın gerçek babasıyla soy bağının kurulmasını istiyorum.
  
  kocanın bunu öğrenemeden ölmesine sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.