• henüz başıma gelememiş olay..
    önce unutmuş gibi yapıp sonra süpriiiz diye bağıran bi arkadaşım olmadı amk.
  • çok süründüreni çok güzel olmuyor. aradaki bağlantının mantığını kuramadığımdan pek sık sürpriz de yapmam. yani bir olayı yokmuş gibi yapıp yapıp sonra birden var edip deyim yerindeyse adama kayıp eşeğini buldurtma mutluluğu pek bana göre değil.
    düşünülmek, sizin için caba harcanması hosuna gidiyor insanın elbette ama gerek yok bu tarz alengirli islere.
    ben sürprizleri sevmiyorum yea, sorun dogum gunünde degil bende.
  • sayısız kere başıma gelen olay. yapmayın artık şunu, her sene her sene aynı şey. yapmacık davranabilen biri olsam sorun olmayacak ama yapamıyorum işte. her seferinde suratımda aptal bir gülümse ile "ay bak ya neler hazırlamışlar, ne zahmet ettiniz bu kadar, aşk olsun, bla bla" diyebildiğim lakin iç sese kulak verildiğinde "te allahım başladık yine, ulan yıl olmuş 2013 hala çikolatalı pasta alıyorsunuz, arkadaşım çikolata sevmiyorum ben ne zaman kabul edeceksiniz bunu, yarın da erkenden iş var şimdi bunlar 2'ye kadar kitler beni" serzenişleri duyulur. hayır gel adam gibi "pasta aldık, hadi doğum gününü kutlayalım" de. ne gerek var bu kadar aksiyona, beni de şaşırmış gibi yapmaya çalışırken şebeğe çevirmeye.
  • geçen hafta doğum günümdü, eski sevgilim (şuan için barışma çabası içinde kendisi, yani ne olduğumuz belirsiz, en iğrenç ötesi durum, ne düşüneceğimi bile şaşırmış durumdayım) aradı sabahtan. hiçbişey yokmuş gibi konuştu konuştu, kapattı.

    gün içinde ailem çiçek göndermiş, arkadaşlarım başka hediyeler göndermiş, ben de bekliyorum kutlayacak mı acaba diye. saat dört oldu, arayan soran yok. içimden de düşünüyorum, yani hem barışmak istiyor, hem de doğum günümü bile kutlamıyor. (gerçi kutlasa kutlamasa çok mu fikrim değişecek bilmiyorum ama işte insan bekliyor bi şekilde)

    böyle böyle düşünürken mesaj geldi, güzelce bir mesaj yazmış kutlamış, müsait olduğunda arar mısın diye yazmış sonra da. yani ben de sevindim ne yalan söyleyim, zaten önemli olan kutlamasıydı benim için. sonra aradım, arkadaş bana hediye göndermiş, safım başka adrese göndermiş, senin adresin bu değil miydi diyor, dedim orası diğer binası, bütün gündür de beklemiş, kızgınmış bana, niye alıp da teşekkür etme zahmetine girmedim diye. sonra kargoyu aramayı akıl etmiş, onlar da kişi adresinde bulunamadı diye iade edilmiş, geri dönüş yolundaymış.

    sürpriz yapmak isteyip de yapamayan bir arkadaşa (sevgili değil, arkadaş değil, ortası bişey işte) ve de geçen haftadan beri halen gelemeyen bir hediyeye sahibim.
  • simdi görmediğim küs olduğum eski bir dostuma yapmıştım eşi ile birlikte bu sürprizi.
    helali hoş olsun çok da eğlenmiştik. eşi bana anahtar verdi ve bir şekilde evden eski dostu çıkardı yemek bahanesi ile. hemen tealightlar, evde bulununan incik boncuk ve pasta ile eve gittim. bulduğum tum mumları yaktım salonda, beyaz örtü buldum evde bir yerden ve ortasına pastayı yerleştirdim. bir kaç arkadaş daha geldi ve hepimiz mutfağa saklandık karanlıkta.
    arkadaş bir saat sonra bir şekilde eve eşiyle geldi ve ilk bir şaşkınlıkla eşinin boynuna atladı.
    iste ondan sonra biz mutfaktan ''süprizzzzzzzzzzz'' diye firlayinca hem kendi hem de bu süprizden haberi olan eşi bile korktu.
    eğlendik, güldük falan hatta ''en kötü günümüz böyle olsun'' dedik ama en kötü günümüzde küstük.
  • 15-16 yasindan sonra dogum gunu kutlamanin anlamsiz oldugunu ve kendi dogum gununu bile facebook tan hatirlayan biri olarak, surpriz dogum gunu yapmak icin bin bir turlu maymunluga giren kisileri gercekten anlamiyorum. hani o coskuyu nerden buluyorlar, zamani nerden buluyorlar..
  • hiç mazhar olmadığım ve böyle giderse olamayacağım hadise.

    hatta 'sürpriz mi, o da ne'. ne biçim arkadaşlarım varsa artık sözlükteki çizgimden çıktım şu an. *
  • 40. doğum günüm için arkadaşların bana yaptıkları şey.

    genelde doğum günlerimi birkaç hafta geçtikten sonra hatırlarım.

    başka bir ilde oturan arkadaşım cumartesi günü bana uğradı önceden haber vermişti geleceğini beraber dışarı çıkıp, ankarada bulunan diğer bir arkadaşla buluşup, bir alışveriş merkezine gidecek ve vakit geçirecektik. genelde bu şekilde yaparız. arkadaş bana geldi ama ben her zamanki gibi wow oynuyordum ve boss fightındaydık (bölüm sonu canavarı ile dövüşüyordum yazarsam anlam bozulacağından bu garip kelimeyi kullandım). arkadaş hadi çıkalım artık diyordu ancak wipe yeyip durduğumuzdan bir türlü ayrılamıyordum oyundan. ben ona bekle dedikçe o ısrar ediyordu ki buradan biraz kuşkulanmam gerekirdi aslında ama oyuna çok daldığımdan fark etmedim bir şey. sonunda ısrarına dayanamadım ve bıraktım oyunu çıktık. ne bu telaşın filan dedim ama öylesine konuştuğumuzdan yanıt beklemedim başka konulardan konuşarak alışveriş merkezine geldik. kafe gibi bir yerde beklediğini cep telefonu aramalarından anladığımız diğer arkadaşın olduğu kafeye girdiğimde sürprizle karşılaştım. 6 ayrı şehirden toplam 9 arkadaşım toplanmışlardı ve sürpriz dediler. doğum günü pastam geldiğinde gözlerim ıslaktı. bu kadar duygulanacağımı düşünmezdim ancak gerçekten çok güzel bir sürprizdi. doğum günü hediyesi olarak ipad de almışlardı ancak sürpriz o kadar güzeldi ki ipad umurumda bile olmadı. insan kendini harika hissediyor günlerce ağzım kulaklarımda gezdim.
  • bazen de ağıza yüze bulaştırılandır. üniversite zamanlarında tayfamızın has adamlarından birine sürpriz doğum günü hazırlama işine girdik(ne alakaysa). plan onu evinden çıkartmak ve bizdeki yedek anahtarıyla girip döndüğünde karşılaşacağı sürpriz bir doğum günü yaratmaktı.

    herneyse bu planda benim rolüm "doğum günü adamını dışarı çıkartacak arkadaş" karakteriydi. ben de mesaj attım ve dedim ki;

    "birader acil görüşmemiz lazım 15dkya ordayım sahile in, inince de haber ver"

    fakat onu mu alalım, bunu mu yapalım, öyle mi, böyle mi derken mesaj trafiğim normal günlerin kat be kat üstüne çıktı. kafa davul oldu ve beklenen mesaj geldi. ben çıktım nerdesin vs gibi bir şeydi.

    bunu görürü görmez cevapladım. "beyler kuş yuvadan uçtu, operasyon başlasın"

    peki kime yolladım tabi ki reply şeklinde dışarı çağırdığım candosta. gönderir göndermez buz kestim. iletildi raporunu görünce yavaş yavaş ısınmaya, hararet yapmaya başladım. sonra gittim hiçbirşey olmamış gibi aman şöyle derdim var, birader ben ne yapam ne edem gibi sayıkladım elemana. o da sırıtarak sürekli hadi eve gidip içelim modunda. yani iki yakın arkadaş birbirimize oyun oynamaya çalışıyoruz herşeyin farkında olarak. sonuç olarak tabi ki sürpriz olmadı. evde sürpriiiz diye bağıran hergeleler karşılarında sakin ve şaşkınlık yaşamayan bir doğum günü adamı buldular. güzel oldu hoş oldu ama manalı olmadı sayemde. halimize ve özellikle bana güldük.

    hamurumuzda yok belki bilemem. morardığımı bilirim, utanırım hala üzerinden yaklaşık 8 sene geçmiş olsa da.
hesabın var mı? giriş yap