*

  • üsküdar'dan doğancılar'a çıkan yokuşta, sol kolda kalan pastanedir. tunusbağı'ndan geçen üsküdar kadıköy dolmuşları bu pastanenin önünden geçer. üsküdar'a inerken ise doğancılar parkını geçtikten sonra sağ kolda diye tarif edebilirim. hiç girmedim. ama her geçtiğimde bakmadan edemiyorum. 1970'lerden kalma turuncu tabelası bir hoşluk öncelikle. ayrıca iç dekorasyonu da güzel. sade zaten, hiç özelliği yok. üç-dört masa var, öylesine oturup dışarı bakılabilecek. konumu da hoş. yerden iki-üç metre kadar yüksekte bir yerde vitrini var. dolayısıyla manzara açısı da iyi. ismini bir türlü ezberleyemedim. ha bir de köşede bir yerde televizyon var. sürekli açık. yıllar önce bir kış gecesi yine dolmuşlla geçerken içeri bakmıştım. loş hatta neredeyse karanlık pastanede tek bir müşteri oturmuş dışarıyı seyrediyordu. televizyon açıktı ve mesut yılmaz konuşuyordu. kimse televizyonla ilgili değildi. zaten tek eleman da tezgahın arkasında bir şeylerle meşguldu. pastanede müşteri, eleman ve mesut yılmaz'dan başka kimse yoktu. manzara çok güzeldi. edward hopper'ın meşhur tablosu (nighthawks) geldi aklıma, hani bir akşam vakti üç beş kişinin bar tezgahına tünediği. "türkiye'nin tablosu da budur belki" diye düşündüm, o an içerde olmak istedim, hopper'ın tablosuna her baktığımda istediğim gibi.
  • o pastahane üsküdar müsahipzade celal sahnesi'nde oyun izlemek için gelenlerin sık sık uğradığı bir mekandır. zira o sahnenin yakınında oturup çay içilebilecek, sohbet edilebilecek başka bir yer yoktur. çok tatlı bir sahibi vardır. yiyecekleri orta karar bir pastanenin tadında da olsa, hoş bir yerdir. ben de nazmiye gibi adını bir türlü hatırlayamadım şimdi, o kadar gittiğim halde. ruhu olan bir yerdir ama...
    bu arada nazmiye demirel'i de böyle bir güzel detaydan dolayı kutlarım doğrusu...
  • avşar pastanesi imiş bu pastanenin ismi. geçerken aklıma nakşettim bu sefer.
hesabın var mı? giriş yap