• james bondun amca oglu. "bond, edward bond" diyebilmesi pek muhtemeldir.
    (bkz: james bondla bir akrabaliginiz var mi)
  • (bkz: saved)
  • "biz, iyi ve kötü olarak değil, her ikisinin de potansiyelini taşıyarak dünyaya geldik. ne olacağımız ise başlıca toplumumuzun ve toplum içindeki yaşantımızın bir sonucu. hidrojen bombası, ölüm kamplarından insan doğası sorumlu tutulamaz. bunlar toplumsal düzenin sonuçlarıdır." diyen ingiliz oyun yazarı (sanırım hala yaşıyor).

    yazarların şiddet konusunda yazmasını istemeyenlerin onları bizler ve zamanımız konusunda yazmaktan alıkoymak istediklerini, şiddet konusunda yazmamanın ahlaksızlık
    olacağını söyleyen bond, içinde yaşadığımız toplumun şiddet tarafından biçimlendirildiğini, ve şiddetin varolduğu sürece geleceğimizin olmayacağını savunur.

    bond’un şiddet anlayışı, şiddetin insan doğasında doğuştan varolduğunu savunan içgüdücü görüş ile, şiddetin toplumsal süreç içinde palazlanıp geliştiğini savunan görüşün (toplumcu bakış açısı ağır basan) bir sentezi gibidir. şiddet -veya saldırganlık- insanda doğuştan varolan bir kapasitedir, insanlar saldırgan olabilir, şiddete başvurabilir, ama şiddet açlık veya cinsellik gibi sürekli doyurulması gereken bir içgüdü değildir. insan türünün uyguladığı şiddetin, hayvanlarda -o da belli bazı özel durumlarda- görülen
    şiddetten ayrılması gerekmektedir: “tehdit altındayken, ve başka seçenekleri de yoksa, hayvanlar yaşamlarını tehdit eden şeye karşı son çare olarak saldırgan davranışlar sergileyebilmektedir. bunun ilkel hayvanlar için işlevi açıktır: hayatta kalmak ve türün devamını sağlamak. fakat insanlar için tam tersi söz konusudur. şiddet, türümüzün devamını -en azından medeni yaşamımızı- tehdit etmektedir. (...) buradaki ayırım çok önemlidir. insan türünün şiddete gereksinimi yoktur. yiyecek ve sıcak bir barınak bizim için birer ihtiyaçtır, ama şiddet bizde yalnızca bir kapasite olarak vardır. bir köpek suya
    girdiğinde yüzebilir, fakat köpeğin yüzmeye gereksinimi yoktur çünkü, her şeyden önce, suya girme gereksinimi yoktur. köpekler ne kadar yüzücü hayvanlarsa, insanlar da o kadar
    saldırgan yaratıklardır.”

    (bütünüyle kuşkudayım!)
  • theatre of cruelty öncülerinden ingiliz oyun yazarı

    lear adlı oynunu sergilendiği sırada seyircilerden bazıları dayanamayıp bayılmıştır (bkz: orada olabilirdim)

    sahnede göz oyma, kol bacak kırma, tecavüz ve cinayet olağan şeylerdir bond için, ancak ne yaptığının gayet farkındadır yazarımız. toplumun içine işlemiş olan şiddet duygusunun acımasız bir eleştirisidir bondun oyunları. royal theather'ın ana salonunda şekspir'in kral lear'ı oynanırken, küçük sahnelerden birinde (hemen hemen bir oda büyüklüğünde) bond'un lear'ı aynı anda oynar, ilginç bir deneyimdir.
  • (bkz: bingo)
  • 1934 doğumlu ingiliz oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve şair. oyunları yoğun bir şiddet içerir, komedi olarak sunduğu bir çok oyunu da dahil olmak üzere. methuen yayınevinden sekiz kitaplık bir seri halinde tüm oyunlarını okuyabileceğiniz yazar. beyoğlundaki yabancı yayınevi kitabı tedarik eden kitapçılarda bulunuyor çoğu zaman.
  • 1934 doğumlu oyun yazarı ve tiyatro yönetmeni. savaş oyunları üçlemesi olarak bilinen, red black and ignorant, the tin can people, great peace ile yaz, saved,lear, kırmızı siyah ve cahil'in de aralarında bulunduğu 50 civarında oyun yazmış.
hesabın var mı? giriş yap