• (bkz: acil servis)
  • bütün büyük üniversite hastaneleri gibi günün 24 saati kalabalık olan acil servis. çok ciddi birşey yoksa geri gönderirler veya yarım saat ile üç saat arasında bekletirler.
  • izmirin en rezil acil servisi. kesinlikle kullanılmaması gerekir. yakınlardaki hastanelere gitmek çok daha mantıklı. pazar yeri gibidir burası , şansınız varsa ve kolunuz bacağınız kopmadıysa 2-3 saatten önce doktor bulamazsınız. kapıdaki güvenlikler tipinize bakıp acil olup olmadığınıza karar verir.
  • sanırım hakkında yazılanları ve söylenenleri doğrulayan bir acil servistir. ülkemizin en gelişmiş şehirlerinden birinde bulunan tıp fakültesi hastanesinin acil servis birimininde insan hayatının önemsemiyor oluşu büyük bir ironi.

    http://www.sabah.com.tr/…1/burcuyu-ihmal-mi-oldurdu
  • haziran ayı itibarı ile ege tıp ismine yakışan bir acil servis oldu.

    20 mayıs 2015 edit: evet, bu sabah helikopterle yine bir yolcu geldi.. yakında yanık için türkiyenin ilk unite de buraya açılacak. ama bugünkü yağmurda içini fena hasar gördü. feci su bastı ve hala yoğun bir yer bu acil.. kaza gibi vs çok önemli durumunuz yoksa tercih edilmemesi gereken yer.
  • geçtiğimiz günlerde gıda zehirlenmesinden ötürü, ulaşımı çok rahat olduğu için can havliyle buraya başvurdum. benim de bi zamanlar övmekten yorulduğum hastanenin durumunu görünce açıkçası karamsarlığa kapıldım. hemen anlatalım efendim.

    kendisine kampüs girişinde hayvan gibi büyük bi bina yapıldı. buna rağmen içeride yeterli yatak yok! ulan koskoca üniversite hastanesisin, öss birincilerinin ilk tercihisin ama acilde yepisyeni binanda gelen hasta için verecek yatağın yok! hadi yatağı geçtim, yarı baygın yaşlılar için tekerlekli sandalyeleri bile yok. gelen hastaları tekerlekli sandalyeden kaldırıp başka bi yere oturtup aynı tekerlekli sandalyeyle başkalarını taşıyorlar. ulan koskoca bina yaptırmışın da içini doldurmayı unutmuşsun!

    neyse efendim, bekledik bir buçuk saat kadar. tabii nasıl kıvranıyorum anlatamam, sabahtan beri bir şey yiyemiyorum, saat olmuş üç. en son seri bi şekilde kusmaya başladım ama midemde de bişey kalmadığı için artık çıkaramıyorum, mide krampı geçiriyorum. sağolsun, en sonunda acilde bekleyip sırası gelmiş olan teyzeler dayanamadı da "evlat geçsin fenalaştı" dediler de gaz verdiler, yoksa beni hala kimsenin çağıracağı yok.

    neyse, geçtik efendim içeriye. genç ve tecrübesiz olduğu belli olan bi pratisyen geldi yanıma. bir şeyler soruyor ama sorduğu şeyin rahatsızlığımla uzaktan yakından alakası yok. en sonunda vereceği ilacı yazdı. eczaneden gelmesini bekledik. o arada da hemşire geldi damar yolu açmaya. sol koluma dadandı. orada adam gibi bi damar bulamadı. bulduğunun içinde de iğneyi sürekli sağ sol yaptırmaktan damarımı iyice yara yaptı, orası hala mor. canımın acısından bahsetmiyorum bile. neyse efendim sonrasında baktı olmuyor sağ kola geçti, orada damar bulma maceramız daha kısa sürdü. sonrasında damar yolu açık olan ben, yarım saatlik beklemenin ardından çük kadarlık serumuma kavuştum. ve bi yirmi dakika kadar serumun bitmesini bekledim. o esnada da ufaktan ufaktan etrafı kestim. personel yetersizliğinden ötürü hastalar ya benim gibi damar yolu açık bekliyorlar ya da yataklarında doktor gelip ilgilenene kadar can çekişmeye devam ediyorlar.

    en sonunda taburcu oldum. iyileştim mi derseniz? tabii ki hayır! o genç doktorun halimden anlamadığı pek açıktı. yaptırdığı serumun bi faydası olmadı. eve gittim yine iştahım yok, yemek yiyemiyorum. ishal desen devam. allahtan hastanede ataklar halinde kustum da midem biraz rahatladı, yoksa evde kusmaya devam edecektim. sonunda da kendimi özel bi hastaneye attım. orada adam gibi tetkiklerimi yaptırdım. daha evvelden de tecrübe ettiğim kallavi bi serum abiyle sağlığıma sıhhatime kavuştum.

    özetle, acillik işiniz varsa asla ve asla ege'ye gitmeyin. trafik hastanesi veya şifa hastanesi işinizi görecektir. ege'ye gidip de rezil olmayın. zaten iyileşemiyorsunuz da.
  • bir arkadaşımız da bu birimin yavaşlığından, işlevsizliğinden yakınmış. şöyle demiş;

    "demek ki yeri tavanı granit yapmakla olmuyormuş"

    evet, işin özeti budur. umarım rektörümüz candeğer hanım bunları okuyordur. öyle havalı havalı binalar heykeller yapmakla olmuyor.
  • cumartesi gecesi poliklinikten aldığım doktor tavsiyesi ve ilaçla derdime derman bulamadığım halde pazar akşamüstü 19:05 sularında girip 21:30 sularında terk ettiğim acil servis.

    teşhis: ürtiker halk dilinde kurdeşan (poliklinikle aynı teşhis)
    tedavi: kaşıntılar için serum ve etken ilaç.

    tedavi süresi: kapıdaki güvenliğe derdimi anlatmak 22dak. poliklinikten ilaç almışsın onu kullan dedi. aldığım ilaca rağmen böyleyim dedim-sadece sağ kolum kırmızıya boyanmıştı,belimi açamadım o an malum--. içeri alacak mısın başka yerlerimi de göstereyim mi dedim de girebildik.
    derdimi anlatmak 1saat sonra kısmet oldu.serum bağlanması ise devam eden yarım saat sonra.acilde telefon çekmiyor,annemin dışarda bu kadar saat kafayı yediğini söylememe gerek yok galiba.

    özetle,gitmeyin.trafik hastanesine gidin,özel polikliniğe gidin.sağlam giren hasta çıkar burdan hem de ruh hastası!
  • aciliyeti olmayanlarca tercih edilmesi gereken acil servis.
    8 entry beklemiyordum acikcasi. destan yazilabilir adina zira. anlat anlat bitirilmez de anlatacak yerlerimde problem var. hem de onulmaz problemler. burada sikayetlerinizden mutevellit degil de enfeksiyon riskinden olebilirsiniz zannimca.

    ıs bu entry yazar tarafindan acil servisten zor sartlarda karalandi.
  • her başın kıçın ağrıdığında değil , kafan parçalandığında yada bir yerlerinden kan fışkırıyorken gidilmesi gereken eğitim kurumu-hastane . buyük olduğuna bakmayın, neredeyse tüm ege bölgesinden dengesizce sevk alır kısacası ota boka gitmeyin orası 3. basamak hastane, ot bok için devlet hastaneleri ve sağlık ocaklarını kullanın.
hesabın var mı? giriş yap