• "yok yok unutulmuş o günler efenim, başlık neyin bilem açılmamış" diyerekten hatırlatmak maksatlı bir tarif edelim hakkında hemen.

    şimdi sadece ekmek dediğimiz, uğruna adam öldürülen bu vazgeçilmez besin maddesine bir zamanlar fırın ekmeği denirdi efenim, ekmek demek yetmezdi çünkü.

    ekmek evde ya da bahçedeki tandırda yapılana denirdi, biz çocuklar pek sevmezdik, ille de diğeri olsun isterdik, baba eve fırın ekmeği getirdiğinde "fırııııııın ekmeğiiiiiiiii" nidalarıyla koşar eldeki poşeti kapıp bir an evvel eve girerdik.

    bu arada unutulmuş falan dedik, hiç yaşanmamış olması da çok muhtemel tabii, belirtmeden edemedim.
  • artık eski tadında eski kıvamında olmayan ekmektir.ama esas fırın ekmegi yani o çocuklugumuzdaki ekmek candır,kandır. tereyağına,bala, reçele kankadır. migdeye fabrikasyon ekmeğe oranla daha dosttur.tabi bunlar benim görüşlerim sevgili ekmekseverler. ayrıca duyduguma göre artık ekmege bile boya girmiş.kepekli,mısır unlu vs. diye yedigimiz ekmeklere normalde olması gereken rengi vermek için boya kullanıyorlarmış dostlarım.ben çevremin yalancısıyım.
  • "... daha beyaz, daha pofuduk ekmek yeme konforunun sermayenin kâr hırsı ve hükümetlerin popülist uygulamaları ile buluşmasının muhteşem sonucu: t.c. avrupa’da en obez, en fazla şeker hastalığı olan ve doğal olarak ömrü kısalacak bir nüfusa evrildi son yıllarda.

    daha az şeker hastası, daha az kalp hastası, daha az kanser olduğumuz geçmiş güzel yıllarda, gündelik hayatımızda ‘ekmek= un+su+maya+tuz’ idi. o yıllarda her 100 kişiden sadece 4 şeker hastası, 10 şişman çıkıyordu içimizden. ya şimdi? her 100 kişiden 17, bir başka anlatımla içimizden her 6 kişiden biri şeker hastası kılındık. peki, şimdi ekmek denince ne yediriyorlar bize? “ekmek= 10’u aşkın katkı maddesi +un+maya+tuz+su’. boşuna değil ‘şehir hastaneleri’ patronlarına yüzde 70 doluluk garantisi vermesi akp hükümetinin. “önce ekmekler bozuldu”: onlar kâr eyledi, biz hasta olduk. şimdi de hastalıklarımızdan kâr eylemeye hevesleniyorlar.
    . . .
    sorsak ki, e300, emülgatör olarak e471 ve e477, e282, sodyum diasetat, e280 propyonik asit, e202 potasyum, e200 sorbik asit, e 202 potasyum sorbat, e283, e170 potasyum karbonat, e332 potasyum sitrat, e928 benzol perolsit, e920 sistain, e924 potasyum bromat ile birlikte sakkaroz, maltoz, fruktoz bir arada yermisiniz diye? yanıtınız hayır mı? yanıldınız: ekmek diye satılan üründen bahsediyoruz aslında.

    düşmanımız kapitalizm, sağ iktidarların himayesinde ülkemizde son elli yıldır daha da palazlandı. gelinen noktada denebilir ki, enflasyon oranlarını düşük kılmak ve halkın pahalılık algısını kırmak adına ekmeğe katılan katkı maddelerini kışkırtmak, göz yummak katıksız bir halk düşmanlığıdır.

    bizi daha fazla hasta kılan özünde ekmek olmayıp, ekmek adının gasbedilip kâr hırsı ile bize sunulan o acayip imalata dönüştürülmesi.

    evet, sağlıklı toplum adına cümle ekmek fırınları, unu öğütmek dışında ek işleme tabi tutan tüm un fabrikalarının kapatılmasını tartışma zamanı geldi.

    şimdi, evde un gibi undan biraz da maya, su ve tuz ile ekmek yapma zamanı."

    zeki gül
    https://www.evrensel.net/…irinlar-neden-kapatilmali
hesabın var mı? giriş yap