fırlatılmışlık

• mısırbilimci erik hornung, heidegger'in "fırlatılmışlık" kavramının gnostik düşünceden aparma olduğunu iddia ediyor. birisi dini, diğeri ise ezoteriklikten arındırılmış bir felsefi konsept. tadından yenmiyor valla böyle disiplinlerarasıcılıklar.
• hayvanların ölümün farkında olmayıp öfkeyi bilmemeleri hayvan ana başlığına dahil oluşları sürdüğünden. insan misali bilinç-bilgi ile cennetten kovulmadıklarından. insan hayvanlar arasındaki rahat yaşamını bırakıp bilinç sahibi olmayı seçmedi. bu garip arada kalmışlığı kucağında buldu. belki ilk ayağa dikelen ve çıplak kalan maymundan beri. yani ben artık kesinleşmiş bir küme dışlanmasından söz ediyorum. oldu bitti, artık böyleyiz, insan olarak fırlatılmışız^* yeryüzeye. doğaya dönelimciliğimiz, cenneti dünyada kuralımcılığımız^* beyhude. (bkz: kopuş/@ibisile)
  
  (bkz: fırlatmak), dünyaya fırlatılmak
• egzistansiyalist veyahut ontolojik veyahut varoluşcu kuramların temel terimlerinden olup fakat ilgili kuramlara ait söylemlerin sesi olamamış bir sözcük.
  
  * * *
  
  toplum her ne kadar küllerine yabancılaşsa da bu kavrama yabancı değiliz azizim. ilk insanın gözünü açmasıyla tanıştığı bir kavram aslında. kavramın etki ettiği anlamın derinliğini irdelerken insan dölü olarak algılamamalıyız, kavramın vurguladığı şey; insanın evrene ve evrenin insana esenliğini(esenlikler) dile getiren metafiziklerinden yaratılmış "gerçeklikler denklemleri"nden bahsediyorum azizim.
  
  sıfırda gerçel ontolojik bir değer, ne tuhaf. yaşamda koca bir sıfır olmak... döngülerin akışında kaybolmanın adıdır fırlatılmışlık. fırtınalı bir akdeniz akşamında gemi güvertesinin dibi boyladığı o unutulmaz akşam... geminin kontrolünü istemdışı kaybetmektir fırlatılmışlık... gerçeklikler denklemi takır takır çalışır. her gerçeklikler denkleminin şahsi güdülerle işletilen lokomotiflerle çalışmadığı gibi.
  
  doğruya giderken yanlışlığa fırlatılmışlık. her şey bunda saklı. saklanacak neyim kaldıysa tabi... tüm evrensel değerlerin insan haklarının benimsenmesi için insanlığa daha kaç yeni alfabe gereklidir? hiç düşünmedim. -hiç düşünmediğime ben de inanmadım azizim- ben saymayı bıraktım alfabeleri. glagol'la da yazılsa, kekinowin'le de yazılsa, latince de fısıldansa insanlık olarak ortak değerlerin benimsenmesi zor. ben rumeli bir türk olarak fikirlerin inşa ettiği ütopya devleti diyorum o bana silahla devrim ve işgal ettiği topraklarını anlatıyor...
  
  * * *
  
  ideallerin peşinde seve seve gelen realizm aslında başlı başına fırlatılmışlık. kast ettiğim şey bu. öyle işte.