demir atmak ^*

• geminin çipasını denize bırakması durumu
• uzun yolculuklardan sonra kendini bütünleyecek bir cografya bulup, orada kalmak.
• demir almak eyleminin tersi.
• sanılanın aksine geminin çapayı sadece denize öylesine atıvermesi değil, demiri attıktan sonra yarım daire şeklinde hareket ederek demirin bağlı bulunduğu metrelerce zinciri de deniz yüzeyine döşemesi durumudur. yoksa özellikle akıntılı yerlerde koskoca bilmemkaç grostonluk gemiyi ne kadar büyük olursa olsun hiç bir çapa yerinde tutamaz. zaten demirlerin zincirleri de bu nedenden dolayı öyle metrelerce uzunluğundadır. çapa sadece zincirin ucunu yerinde tutarak döşenmesini kolaylaştıran bir aparattır.
• yalnız denizcilikte değil, inşaat alanında da kullanılan bir terimdir.
  
  (bkz: beton atmak)
• en eski denizcilik teknolojilerinden biridir, antik çağlara dayandığından atasözlerinde, şiirlerde, edebiyatta, dövme olarka insan vücudunda, futbol terimi olarak defansif ortasahalarda her şeyde kendine yer bulmuştur. ilk örnekleri bir ipin ucuna takılmış büyük bir taştan oluşmaktadır. gemilerde genelde 2 çıpa (burun) bulunur, her ne kadar biri yedek olsa da, çok ciddi hava şartlarında ikisi birden kullanılabilir. tek çıpa ile genelde limandan ayrılmanıza izin verilmez.
  
  en basit, en temel fakat en öncelikli güvenlik önlemlerinden biridir.
• (mec) uzun süre bi yerde durmak, durup beklemek için kullanılır.