göbete

• göbete. misket (bilye?) oyununda yanyana dizilen misketlerin tam ortası. ya da işte bu ortadan vurma durumu.
  
  o o o o o x o o o o o
  
  burada misketinizi (bilye?) savurduğunuzda seriyi "x" konumunda bulunan yerden vurunca göbeteden vurmuş olurdunuz. en azından iç anadolu'da böyleydi. eskişehirde de ankarada da gördüm. bu başarı gerçekleştiğinde vuran kişi "göbeteeeeaaa" diye bağırır, anırırdı. işi fizik bilimiyle açıklamak gerekirse;
  
  ben açıklayamam anlamıyorum.
• (bkz: kopete)
• bir tür tatar böreği. babaannem yapar arada.
• (bkz: gbt)
• trakya'da yapılan göbete ziyadesiyle ilginç bir yemektir, zira hamurun içine tavuklu pilav doldurulan bir tür börektir kendisi. bir kalori bombası, karabiberin tavuklu pilavla yaşadığı seviyeli bir birliktelik. malzemeler açısından perde pilavına benzer, henüz trakya dışında, hatta tekirdağ il sınırları dışında rastlamadım kendisine. hemen tüketilmesi gerekir, içinde tavuk olan nice yemek gibi bekletilmeye gelmez; ki pilav da tekrar ısıtıldığında tadından kaybedecektir.
• köbete ile aynı şeydir. bazıları göbete der, bazıları da köbete. fakat köbete diyenler çoğunluktadır.
• yufkalar küçük küçük açılır, arasına erimiş tereyağı sürülür yaklaşık 10 kat tepsi büyüklüğünde açılır. araya tavuklu pilav, karabiber, tuz eklenir, bir on kat da üstüne örtülür. fırında kızarsan kadar pişirilir. sonra da afiyet olsun, her türlü gömülür.
• pirinç, patates ve kıymanın bir arada kullanıldığı enfes tat.
• underrated bir börektir. etrafta annemden başka yapanı görmedim. tavukla yapılır, en azından biz öyle yapıyoruz. fırından çıktıktan sonra dilimlenmiş soğuk böreğin üzerine sıcak tavuk suyu dökülür. sıcak da yenir, soğuk da. orgazmik bir lezzettir.
• şu an yerken bu bsşlığı okuyorum.
  
  kilo almak isteyenlerin tercih etmesi gerekir.