• demir demirkan'ın ilk albümünden olan bir parça.
    back vocalde sertab erener ve şebnem ferah bulunmaktaydı
  • murat ejderin bas caldigi demir demirkan sarkisi. sonuna dogru super bir slap sahlanmasi vardir.
  • sevdiğinizden karşılık bulamazken aynı anda sizi seven birine karşılık verememe durumu.. ee her halukarda ben sikiliyom, ne ki şimdi bu dedirten durum..
  • sözleri şu şekilde olan demir demirkan şarkısı:

    bana sevgilim demiştin.
    çok özlüyorum demiştin
    ne düşündün hiç bilmedim.
    kötü zamanlama, kararsızım, arkadaş kalalım dedin.

    hayat aşka karşı, ölüm hayata.
    aynı bizim gibi karşılıksız bir aşk üçgeni.

    ben aşığım sen değilsin dedim.
    hayallerimi söyledim.
    bunun sonu belli dedim.
    yaşadım nefesinle, dinlendim sıcağında, arkadaş kalalım dedin.
  • yaş 13, deliler gibi aşığım o zamanlar. kendimi bile bilmediğim bir çağdayım, en cahil, en velet halim yani. ama fena aşığım, öyle böyle değil. çocuk da yakın arkadaşım -hatta sıra arkadaşım, ki sıra arkadaşlığı yakın arkadaşlığın önkoşulu gibi bir şey, o kadar küçüktüm işte- ama tek kelime bile edemiyorum tabii, hiçbir şeyden korkmadığım kadar korkuyorum açılmaktan.

    demir demirkan'ın yeni çıktığı zamanlar. bir arkadaşım bu şarkıyı dinletiyor bana, walkman'in altın çağları yaşanmakta... sonra diyor ki, "düşünsene ne kötü bir şey. sen mesela gidip o'na sevdiğini söylüyorsun, o da 'arkadaş kalalım' diyor..." düşüncesi bile kötü.

    aradan birkaç ay geçiyor, mezun olma zamanı yaklaşıyor ve benim ödüm kopuyor mezun olunca o'nu bir daha göremeyeceğim diye. çünkü hemen hemen hepimiz evlerimizden 1 saat kadar uzakta bulunan bir okulda okuyoruz ve okul dışında pek de iletişimimiz yok. bir şeyler yaptım yaptım, yapamadım, derdime yanmalıyım. biraz da dolduruşa geliyorum tabii ve konuşmaya karar veriyorum. bundan sonra beni görmek istemezse diye korkuyorum ama zaten mezun olmak da ondan uzak olmak demek, tamam diyorum, ne olacaksa olsun artık...

    konuşmaya çağırıyorum ama gözlerine bile bakamayacak kadar heyecanlıyım, o yüzleşme anında farkına varıyorum aslında ne kadar sevdiğimin.

    derdimi anlatıyorum zar zor. asgari sözcük kullanımıyla azami anlamı verdiğim başka bir yer olmamıştır herhalde, benim tarzım laf salatasıdır daha çok. neyse "o an" geliyor. ben susmuşum ve yanıt bekliyorum. başka şeyler de söylüyor tabii, güzel şeyler. ama can alıcı cümle şu: "sen benim arkadaşımsın". (şimdi düşünüyorum da, 'arkadaş kalalım'dan çok daha güzel ve anlamlı, üstelik her zaman için geçerli olan bir cümle.)

    yanından mutsuz ayrılmıyorum ama bir hayal kırıklığı da yok değil. birkaç gün sonra bana bu şarkıyı dinleten arkadaşımın söylediklerini hatırlıyorum. gidip çemkiriyorum, neden öyle şeyler söyledin, diye. şarkının ne suçu varsa...

    velhasıl bana şarkıyı dinleten arkadaş mezun olduktan sonra ufak ufak çıkıyor hayatımdan. sevdiğim çocuğu dört buçuk sene hiç görmüyorum, yalnız haberini alıyorum ortak arkadaşlardan. bu arada ben o'nu hiç unutamadığımı fark edip arıyorum, yeniden görüşmeye başlıyoruz, hayatında biri olduğunu öğreniyorum ve ancak o zaman, o'nu sevmekte 10. yılımı doldurduğum zaman atabiliyorum aşkını içimden, gerçekten bir karşılıksız aşk üçgenimiz olduğunda. ama devam ediyoruz arkadaşlığımıza hala.

    o belki o gün bana böyle bir söz verdiğini bile unutmuştur, ama ben, bana verdiği sözü tutan tek adamı asla unutmayacağım. ve bu şarkı da anlattığı o acıklı hikayeye rağmen her zaman beni gülümseten bir şarkı olarak kalacak.
hesabın var mı? giriş yap