• elif şafak'ın ilk kitabıdır ve öykü kitabıdır ama hiçbir kitapcıda, sahafta bulunamamaktadır; baskısı tükenmiştir... tüm aramalarıma rağmen bir türlü izine raslayamadığım kitapdır...
    (bkz: aramaya inanmak ama bulamamak)
  • kendisinide pek sevmedigini soyledigi, okudugumda beni sasirtan konulari ve izledigi yolu -mitoloji, masal, tarih - daha sonra yazacaklarina isaret eden ilk kitabi.
  • yazarının en az sevdiği kitabıdır.kendisinin pinhan'la başladığına inanır.
  • yazarın en az sevdiği kitabı olduğu için devamlı okumayı ertelediğim kitabıdır. saklarım kendilerini ama bir şekilde tıpkı şimdi olduğu gibi çeşitli formlara girerek* kendini hatırlatmaktadır.
  • arayanların atatürk kitaplığı'nda bulabileceği kitaptır. elif şafak, annesine ithaf etmiştir bu kitabı ve başına şöyle bir not düşmüştür:
    "şafak'a,
    onu anlatmak istediğimde
    kelimelerle aram yok."

    sevmiyorum bu kitabı dese de, çok özel olduğundan yeni baskısını istememiştir. med cezir'i okuyanlar bilir, annesi şafak hanım, elif şafak'ın en mahremidir. annenin adıdır, elif'in soyadı. zaten sevilmeyecek yanı yoktur, gayet hoş bir dille akmıştır öyküler.

    kitabı oluşturan 15 öykünün bol tamlamalı isimleri dikkat çeker.
    hicaz makamı pembelik;
    farelerin intiharında şiirsellik aranırsa;
    tuğralı öykülerin son kuşları göçünce;
    kınalı gecenin bekâreti;
    cadılara dair;
    mezapotamya sarısı;
    kahve değirmeni ve rüzgâr;
    dalgasız denizlerde kumdan fetvalar;
    anadolu;
    toprağın altında dönen rüzgârgülüne övgü;
    çeyiz sandığından çıkan 40 günlük öykü;
    yedi damla diyar-ı bikr;
    sarı sızı;
    topal kartallarla tarihsiz avcılar;
    üç kırık leblebişekeri.
  • resmi sitesinde ismine rastlanmayan bir ilk kitaptır.

    hani bu öykü kitabının kendisi için özel bir anlamı vardı ve bu yüzden bir daha bastırmayacatı?
    biyografiye bile alınmayan bir kitap oldu gitti... üzg..

    http://www.elifsafak.com.tr/kitaplar.asp?c=1
  • elif şafak'ın bu kitap ile ilgili dü$üncelerini anlatan feysbuk beyanatı $u $ekildedir:

    *
    bir yazarın yazdığı her şeyle barışık olması gerektiğine inanmıyorum. bu tıpkı insanın kendi geçmişine bakıp vaktiyle çok yanlış bir insana âşık olduğunu fark etmesi gibi bir şey. seneler sonra insan kendi kendisine sorar, nasıl oldu da bu kadar yanlış birine böylesine âşık oldum diye. bunun gibi bir şey yazarın geçmişte yazdığı bir k...itaba seneler sonra soğuk bir nazarla bakması. benim nezdimde en çok sevdiğim kitabım hep bir sonraki kitabımdır, yani henüz yazmadığım kitap. en az sevdiğim kitabıma gelince, onun da cevabı belli: ilk kitabım. ilk kitabım kem gözlere anadolu’yu sevmem, sahiplenmem. bence bu kitap ham bir meyveye benziyor. hayatı ve edebiyatı henüz daha ham bir açıdan gördüğüm bir mevsimde yazıldı. pişmeden ikram edildi. ben bu yüzden kendi edebi miladımı bu kitapla değil, bir sonraki kitabımla başlatırım, yani pinhan ile. gittiğim her yerde okurlar soruyorlar bu kitabı niye bulamıyoruz diye. bulamıyorsunuz; çünkü yeni baskıları yapılmadı diyorum. işin tuhaf yanı yasak ya da saklı olan her şey insanların ilgisini iki kat daha fazla çektiğinden, okurlar çok merak ediyorlar benim sevmediğim bu ilk kitabın ne menem bir şey olduğunu. sırf bunu bulabilmek için sahafları dolaşanlar, fotokopiler yapanlar var. açıkçası ben nasıl dürüst davranıyorsam bu kitap hakkında, nasıl sakınmadan eleştiriyorsam kendimi, okurların da buna saygı duyup bu kitabı aramaktan vazgeçmelerini tercih ederim.

    kitabı oluşturan 15 öykünün isimleri;
    hicaz makamı pembelik;
    farelerin intiharında şiirsellik aranırsa;
    tuğralı öykülerin son kuşları göçünce;
    kınalı gecenin bekâreti;
    cadılara dair;
    mezapotamya sarısı;
    kahve değirmeni ve rüzgâr;
    dalgasız denizlerde kumdan fetvalar;
    anadolu;
    toprağın altında dönen rüzgârgülüne övgü;
    çeyiz sandığından çıkan 40 günlük öykü;
    yedi damla diyar-ı bekir;
    sarı sızı;
    topal kartallarla tarihsiz avcılar;
    üç kırık leblebişekeri.

    elif şafak
  • çok özel bir anım var bu kitapla ilgili.

    daha siyah sütler, aşklar çıkmadan evvel bir seyahat sırasında ayvalıktan aldığım bit palas ile başladı benim elif şafak yolculuğum. kapağı mı ilgimi çekmişti yoksa konusu mu bilmiyorum. bir nefeste okuduktan sonra çılgınca diğer kitaplarını okuma isteği doğdu içimde. daha sonra bunların hepsini okumuştum ve bir tek kem gözlere anadolu kalmıştı. basımı yoktu ve sahaflarda da bulamamıştım. siyah süt'ün çıktığı dönemlerde imza gününe gittiğimde sormuştum kendisine. ham diyorsunuz bu kitaba, ama ham meyvenin ekşiliğini seven de olur demiştim ve gülmüştü. dikkate alacağım demişti ve almadı.

    gel zaman git zaman bir kitap sitesinde bu kitabın altına yorum yazan bir kişiye ulaşıp durumu anlatmıştım. çok anlayışlı bir hanımefendiydi kendisi ve kitabın fotokopisini gönderebileceğini söylemişti ve gönderdi. adeta korsan kitap gibi kapağını bile yaptırmıştı. maddi bir karşılık da beklemedi.

    işte böyle sözlük. benim için çok özel bir kitap.
  • elimde bir adet bulunan kitaptır.

    arayanı, isteyeni çok ama basımı yoktur.
  • ya allah aşkına pdfi varsa biri yüklesin dediğim yazarını sevmesem de basımı olmadığı ve ikinci elcide çok pahalı olduğundan dolayı ele geçiremediğim için çoook çoook merak ettiğim elif şafak 'ın ilk kitabı. kendisi bu kitabından nefret eder. bastırmaz ama belli bir sayıda satma potansiyeli olduğu için pdflerine de izin vermez. yani iki ucu boklu değnek durumuna somut bir örnek...
hesabın var mı? giriş yap