*

  • tromboncudur.
  • 1997 eurovision şarkı yarışmasında dönemin en büyük başarısı olan 3.lüğü getirmiş dinle adlı şarkının bestecisidir. sertab'a veya athena'ya yapılan promosyonun yarısı dinle'ye yapılsaydı ya da tüm ülkelerde televote uygulansaydı açık ara birinci olurdu diye düşünmekteyim.
  • (bkz: sebnem paker)
  • erovizyon konusunda düşüncelerini şu şekilde açıklayan müzisyen:

    "1997'den önce ilk olarak benim erovizyon dalındaki tarihimi ele almak lazım.
    trt canlı yayınlara başladığı vakit, şimdi yılını hatırlamıyorum -'86 ya da '87 olabilir- ankara'da elemeler yapılıyordu. ben o yıllardan itibaren bu orkestranın içindeyim zaten. ankara’da kurulan erovizyon orkestrasında tromboncu, klavyeci olarak bulunmaktayım zaten.
    1987 yılında ilk olarak bir gruba aranjörlük yaparak erovizyon sahnesine çıkmaya başladım. 1990 yılında bir bestemle türkiye finallerine katıldım. 1992 yılında bir başkasına aranjörlük yaparak katıldım ancak, bu arada hala erovizyon orkestrasında çalmaktaydım. 1995 yılında mustafa sandal'ın parçasının aranjmanını yaparak katıldım türkiye finallerine. 1996 yılında tekrar benim bestemle katıldım şebnem paker'le ve ilk olarak birincilik geldi. türkiye'yi temsil etmek için o yıl oslo'ya norveç'e gittik. 46 ülke arasından 12. olarak geriye döndük. 1997 yılında yine türkiye elemelerine katıldım. yine birinciliği kazandık. bu defa irlanda'ya gittik türkiye'yi temsil etmek için. yine şebnem paker'le ve bu sefer üçüncü olduk. peki, ne değişti? dediğim gibi benim yıllardır tecrübelerim, erovizyonu takip etmem... fakat ben de işi yanlış biliyormuşum. hep erovizyon normu diye bir norm var zannederdim kendi kendimce, abba gibi, şu gibi, bu gibi. 1996 yılında yaptığım beşinci mevsim isimli parça değişik bir parçaydı. avrupa'ya gidip yarışıp tam puan aldığını görünce "ya!" dedim "bu iş yanlış. işin doğrusu değişik bir şey yapmak. yani bir anda insanı yakalayacaksın. basit olacak ve değişik olacak." ne yaptım? zaten baktığınızda işte bir bağlama, bir ney ilave ettim gruba ama tampare sistemle yani avrupa alt yapıyla. kulağa yabancı gelmeyecek, onları ürkütmeyecek şekilde üstüne bir ney, bir darbuka, bir el zili gibi şeyler koyarak gittik yarışmaya ve baktık ki üçüncü olduk, "tamam"lamıştık. bir eksiğimiz kalmıştı promosyon. kendi valizimizle gittik kendi valizimizle geldik sadece.
    trt bundan sonra yine başka eserler seçerek göndermeye başladı. fakat o eserler hiç uygun değildi bence. yani 1997 ve 2003 arasındakiler. derken 2003 yılına gelince ne yaptı trt, çok sıkı bir şekilde promosyon yaparak... sadece trt değil; sony o yıl sertab'ın sponsoruydu ve o firmadan albümü çıkacaktı avrupa'da tanıtılacaktı. çok büyük bir destek verdi sertab'a. buradaki medya avrupa'ya hakim bir grup (doğan medya –bn–) çok büyük bir destek verdi. ve nitekim bu desteğin sonucu da birincilikle geri döndü. yani koca bir devi yıkamazsınız mümkün değil. ve dolayısıyla böyle bir birincilik aldık. bu birinciliği parçanın sözlerinin ingilizce oluşundan filan almadık. ingilizce olması hikaye, hiç fark etmez. türkçe de olabilir, ibranice de, rusça da olabilir. önemli olan değişik bir parça yapıp insanı yakalamaktır. insanı yakalayacaksınız. insan müzikle yakalanır. şu anda bile "dinle"nin rumca versiyonu var yeni çıktı. alex paneyi diye bir arkadaş yapmış. üstelik bu yetmiyormuş gibi rumca'yı bonus olarak koymuşlar albüme. dinle'nin türkçe halini de okuyorlar albümde. ne oldu şimdi? ingilizce'ye gerek var mıymış? hayır, türkçe okuyor rumlar. gayet de güzel olmuş, onu da belirteyim. yani sonuçta dediğiniz gibi ingilizce, türkçe hiç fark etmez. türk enstrümanları olarak da çok tutucu olmamak lazım, o da gerekmez. değişik bir şey yapmanız lazım, çok değişik. bir yerde haklı olabilirsiniz, bunların sesi bilinen sesler değil. değişik sesler. mesela banong diye bir alet var himalayalar'da. değişik bir ses. burada bestecinin ve aranjörün çok uyanık ve akıllı olması gerekiyor... "
  • son gördüğüm hali ile yaşlandığını fark ettiğim ve üzüldüğüm aranjör/prodüktör.
  • sadece eurovision değil ülkemiz müzik tarihinin de en iyi parçalarından dinle yi besteleyen sanatçı.
    orijinal sözleri olan versiyonu zaten efsane ama yeni bir tarz yaratıp enstrümantal bir versiyon da yapmış.
    çok da güzel olmuş.
    (bkz: https://youtu.be/zvnknfoq0no)
  • bu aralar adının geçtiği uçan sineğe bile telif atıp pestilini çıkarmaya kendini adamış kişi.

    (bkz: kayahan)
hesabın var mı? giriş yap