lottery

• ingilizcede piyango.
  (bkz: national lottery)
• (bkz: nba lottery)
• misfortune, got you like a sickness
  the saints and angels all agree
  trouble sure as trouble sees it
  i need it in writing to believe
  to believe
  
  the target was your heart in the beginning
  now they're digging soft ground for your grave
  i hope the mourners will bring plastic flowers
  they'll drink to your death with pink champagne
  pink champagne
  
  now i hear your widow crying
  her weeping i made into this song
  it's popular with the disco dancers
  they'll play it on the radio all week long
  all week long
  
  misfortune, got you like a sickness
  the saints and angels all agree
  trouble sure as trouble sees it
  i need it in writing to believe
  to believe
  
  melodisinde,yürüyüşünde anlamadığım bi çekicilik var bunun.gun içinde birden söylerken bulabiliyor insan kendini.çözemedim ben.ayrıca rosie thomas'ın sesi de başka bi tuhaf yapıyor insanı.guzel olmuş damien jurado albumunun guzel şarkısı.
• güzel diziydi.
  
  ne dizisi diyenler için,
  (bkz: 80'lerde çocuk olmak).
  
  müziği de şöyle bir şey:
  
  just a turn of the cards, just a roll of the dice,
  i opened my eyes and i'm dancing in time.
  who could have believed that the world would be mine.
• patricia wood'un forrest gump tadında güzel kitabı.
• gune +£98 ile baslamama saglamis uber olusum. allah verdikce veriyor, durduramiyorum. yoksa, acaba:
  
  (bkz: sana seker gonderen rabbin simdi ortunmeni istiyor)
• k camp - lottery amatör dansçılar çok iyiler zaten çoğunun kendi dans videolarına rastlıyorum ama asyalı hatunun mimikler ve figürler çok sevimli ^*
• bunun bir kısa filmi vardı, her sene kura çekip kazananı recm ediyorlardı. artık kazanmış mı oluyor kaybetmiş mı oluyor bilemedim. sebebini de "lottery in june, corn be heavy soon" mottosuyla açıklıyorlardı, bir nevi adak gibi bir şey. küçük yaşta izleyince etkisinde kalınabilecek bir yapımdı.
• 80'lerde trt'de yayınlanmış 1 sezonluk abc dizisi. şöyle bir açılışı vardı.
  
  aklımda kalan bir bölümde fakir aile lotoyu kazanıp hayvan gibi ev alıyordu. bir odayı da evin küçük çocuğuna atari odası yapmıştı. çocuk halimle delirmiştim tabii. fakat prize o kadar çok arcade ve tilt makinesi fişi taktılar ki kısa devre yapıp bütün ev yanmıştı. kendi evim yanmış kadar üzülmüştüm.
  
  bir gün piyangodan parayı bulma hayalim ve fişleri prizden çıkarma huyum bu diziden kalma büyük ihtimal.