• turkiye’nin en onemli iktisat tarihcilerinden biri, belki de en onemlisi. omer lutfi barkan’in ogrencisi olarak basladigi akademik kariyeri esi benzeri olmayan bir seruvene hatta biraz da ibret hikayesine donusmus guler yuzlu, inanilmaz bilgili, “hocam” diyebilmekten gurur duyulan nadir insanlardan. seruven diyebilecegimiz olaylar silsilesi fransizca ve ingilizce kaynaklardan hazirladigi “osmanli devleti’nin iktisadi yapisi” adli doktora tezini barkan’a teslim etmesi ile baslar. omer lutfi barkan beyfendi ise bu tezi bir kenara koyarak kendisine “simdi de osman li arsivine bir gir bakalim” der. bu dipsiz kuyu mehmet genc’in akademik kariyerinin title anlaminda sonu, lakin essiz bilgi hazinesini acisindan baslangici olur. mete tuncay hocamizin aktardigina gore mehmet genc herhangi bir ferman da kullanilan sozlerin secilisinden hangi doneme ait oldugunu soyleyebilecek tek isimdir. kendisine istanbul universitesi 8 subat 1996’da fahri doktora unvani verse de bu tarihte 62 yasinda olan mehmet genc bu kaygilari coktan asmis, kendisini sadece “ogrendiklerini ogretmeye” vermistir. benim gordugum ve gercekten uzuldugum bir ozelligi ise biraz sokrates tavriyla. “bilen yazmaz, yazan da bilmez” demesi ve bu yuzden hayati boyunca verdigi konferaslarin bir kisminin toplandigi bir derleme kitabi disinda hicbir yazili matbuat birakmamasidir. halen istanbul universitesi edebiyat fakultesi sosyoloji bolumu’nde yuksek lisans ve doktora sinifinda tarih ve sosyal bilimler dersleri, istanbul teknik universitesi’nde insan ve toplum bilimleri bolumu’nde osmanli iktisat tarihi dersleri, istanbul bilgi universitesi’nde ise osmanli iktisadi yapisi derslerini vermektedir.
  • "osmanlı'da devlet, toplum ve ekonomi" kitabı çıkana kadar, bazı tarihçilerin -haşa- "kitapsız peygamber" dedikleri, ilmine ihtiram edilen mütevazı insan.
    ancak mehmet genç'in daha büyük eseri; hayatındaki ilkeler ve bu ilkere gönülden hissettiği bağlılıktır.
    fıtratındaki asillik de tüm bu unsurlarla birleşince ortaya; aşağıda yazılmış mektup çıkar, bu mektup nasıl abidevi bir şahsiyetle karşı karşıya olduğumuzun bir belgesidir:

    "sayın orhan birgit,
    aydın doğan vakfı yürütme kurulu başkanı
    hürriyet medya towers
    34544 güneşli
    istanbul

    aydın doğan vakfı tarih seçiciler kurulunun osmanlı imparatorluğunda devlet ve ekonomi adlı kitabım hakkındaki övgü ve takdirlerini bildiren 19 mart 2001 tarihli nazik ve mültefit mektubunuza teşekkür ederim.

    ödüller kazanmak ve popüler olmak benim hayat tercihlerim arasında yer almaz. itibarı pek yüksek olan vakfınızın vereceği tarih ödülü için herhangi bir başvuruda bulunmamış olmakla da bu tutumumu imâ etmiş olduğumu düşünüyordum. seçiciler kurulunuzun saygı değer üyelerinin kitabım hakkında verdikleri kararla, bu konuda benim de yanılmış olduğumu ortaya koyan bir yanlışlığa düştüklerini görüyorum. herhalde, benim bu yarışmaya katılmayı uygun bulmadığımı daha açık bir biçimde ifade etmem gerekirdi. hata yapmışım.

    sizin de pek iyi bildiğiniz gibi, her ödül açık veya kapalı bir yarışmanın sonucudur. çok sayıda başvuru arasından ödüle lâyık olan eser ve yazarı tesbit ve ilan edildikten sonra, ayrıca kazanamayanların isimleri açıklanmaz! normal ve tabii olan da budur. vakfınızın 1997’den beri başarı ile sürdürülen ödüllendirmeleri de aynı tabiiliğin içinde bulunur. nitekim bu yıl verilecek ödül ile ilgili olarak yaptığınız duyuruda da ‘ödül tek kitaba verilecek’ diye tarafınızdan ilân edilmiş bulunuyordu.

    ancak, bu yıl seçiciler kurulunuz bu tabiiliğin sınırlarını zorlayarak ‘bir yenilik icad etmiş’ ve sadece ödülü kazanan eseri ve yazarı tesbit ve ilan etmekle yetinmemiş, ayrıca ödüle lâyık görülmeyen eserler arasından en az kötüsü saydığı bir kitabı da seçerek onu, ödüle lâyık görülmeyen eserlerin âdeta temsilcisi gibi ilan etmeyi uygun görmüştür.

    ödül için başvuruda bulunmayan bir kitabı ve yazarını, kazanamayanların arasına yerleştirdikten sonra gazetelerinizde ilan etmiş olmanızı - iyi niyetle yapılmış beğeni, takdir ve övgülerle dahi olsa! - sizin açınızdan ciddi bir yanlışlık, benim açımdan ise maalesef tatsız bir yol kazası olarak değerlendirdiğimi ifade etmek isterim.

    saygılarımla. mehmet genç"
  • o hac yolunda bir karınca..
  • dersi "siz şimdi resim çizmeye başlamadan ben bitireyim şu dersi ,sonra benim resmimi de yapmaya başlarsınız " diye bitiren bir hoca..
    öğrencinin dinleyip dinlemediğini sezer dinlemediğini anlarsa (gözlerinde ışık sönerse) kendisinin de anlatma isteği kalmıyormuş..
  • yurdum akademisyenlerinin titr icin kendini yirttiklari donemde akademyanin da hic de oyle kutsanacak bir sey olmadigini herkese gosteren degerli insan.
    her kelimesi yillarin imbiginden gecirilerek yazilmis osmanli iktisat tarihi ile ilgili calismalari - ki bir elin parmaklarini ya gecer, ya gecmez- yurdum üniversitelerindeki bir araba essege "bilimsel calisma nasil yapilir" isimli dersde mutlak surette okutulmalidir.
    ayrica bildigim kadariyla su siralar bilgi universite'sinde ders vermektedir.
  • hani derler ya şeyh uçmaz mürit uçurur diye, işte adı güzel mehmet hoca için tersi geçerlidir bunun. zira burada sözkonusu olan kişi sıradan bir ademoğlu değildir, karakterinin pürüsüzlüğü bir yana dünyanın osmanlıya, osmanlı düzenine, osmanlı algılayışına bakışını değiştirmiş bir bilim peygamberidir. ne mutlu onun öğrencisi olana, ne mutlu onun tedrisinden geçene...
  • nihayet dinleme şerefine eriştiğim değerli insan. asil bir duruşu ve komplekssiz tavırları ile semineri için takdir edilen sürenin hiç bitmesini istemeyeceğiniz kişidir. osmanlı tarihi üzerine bir umman olduğu daha ilk kelimesinde anlaşılır. her anlattığı anektod, her değindiği konu sizde ayrı bir merak ve hayranlık uyandırır.
    ayrıca iktisat tarihi üzerine çalışanların başvuru kitabı kıymetinde bir kitabı da vardır. * * *

    mehmet genç in seminerleri, takip etmek isteyenler için tarık zafer tunaya kültür merkezinde yapılmaktadır.
  • uludag universitesi uluslararasi ilikiler bolumu ogretim uyesidir.
  • kolonyadan nefret eder kendisi. bir keresinde derste kendisine ikram etmek isteyen arkadaşa şöyle bir bakıp teşekkür ettikten sonra "ben kullanmıyorum ne o öyle petrol artığı şeyi, kokusu da çok fena geliyo bana" demişti.
  • ilim hayatına başladığı 60'lı yıllardan bugüne, 40 yılı aşan bir süredir medyada görünmemek, gösterişli ortamlardan uzak durmak için özel çaba harcayan, davetlerin çoğunu özürler dileyerek kibarca geri çeviren, bunun yerine vaktini ilme ayıran, bugün 74 yaşında olmasına rağmen hala osmanlı arşivlerinde çalışmaya devam eden, osmanlı iktisat tarihinin dev ismi.

    mehmet genç, dünyada osmanlı iktisat tarihinin yatağını, osmanlı imparatorluğu'na bakışı değiştiren isim olarak tanınıyor. uzun yıllara dayanan çalışmalarıyla, "niçin geri kaldık?", "sanayii devrimi osmanlı imparatorluğunu nasıl etkiledi?" sorularına verilen popüler cevapların asılsızlığını gösteren birçok araştırmaya imza attı. osmanlı imparatorluğu'nun yıkılışına neden olduğu söylenen kapitülasyonların bütün ticari antlaşmalarda olduğunun tespit edilmesi, günümüzün en önemli meselelerinden biri olan hantal bürokrasinin, katlanan memur sayısına karşı kısalan mesai saatlerinin sanılanın aksine batılılaşmanın eseri olarak tanzimat'la birlikte başladığı gibi birçok önemli tespit de yine mehmet genç'in eseri.

    bugüne kadar türkçe, ingilizce, fransızca ve yunanca olarak çok sayıda makale yazan mehmet genç, 2000 yılında tebliğ ve makalelerinin önemli bir bölümünü bazı ilavelerle "osmanlı imparatorluğunda devlet ve ekonomi" adlı kitabında yayımlamış ve bu kitap ile "türkiye yazarlar birliği" tarafından fikir dalında ödüle layık görülmüştür. 2001 yılında aynı kitap ile "aydın doğan vakfı" özel ödülüne layık görülen mehmet genç, bu ödülü reddetmişti. (bkz: #3562634)

    bu arada mehmet genç için, talebeleri ve arkadaşlarının girişimiyle şükran gecesi düzenleniyor.

    kokteyl ve fotoğraf sergisi ile başlayacak olan "üsküdarlı bir ilim ve kültür adamı mehmet genç - şükran gecesi"nde, prof. dr. korkut tuna, beşir ayvazoğlu, prof. dr. mehmet ipşirli, prof. dr. murat çizakçave doç. dr. erol özvar da birer konuşma yapacaklar.

    yer : altunizade kültür ve sanat merkezi
    tarih : 08 mayıs 2008, perşembe
    saat : 19.30

    dibin notu: burada yazdığım entryi şurada burada orada öteki tarafta beride falan gördüm diyerek kaynak neyi gösterilmemiş bilmemneremize girebilir gerekçesiyle ispiyon edenler olacaksa eğer şimdiden söyleyeyim de ispiyoncuların yanlış yönlendirmelerine maruz kalmasın bazı yetkili arkadaşlar. bu vakitten sonra bu metni göreceğiniz her yere servisi bizzat kendim yapmış olacağım. ayrıca bu metin ilk olarak burada yayımlanmaktadır biline...
hesabın var mı? giriş yap