• içinde bulunduğu duruma anlam veremeyen insan nidası.. (gora'da da geçiyordu yamulmuyorsam)
  • enfes bir cihan ceylan karikatürüdür.

    http://karikatur7.blogspot.com/…icirdiniz-bana.html
  • ertesi sabah uyandıktan (tam olarak değil) sonra eski sen olmadığını farkettiğin an hemen telefona sarılıp arkadaşa kurulan ilk cümledir...
  • kafasını dik tutamayacak, sabit iki nesneyi asla bir araya getiremeyen, ağzından çıkanları akıl süzgecinden geçiremeyip hatta sonradan duyan kişiden 'ne içiiirdiniz lan beanae?' şeklinde duyabileceğiniz tepki.
  • (bkz: hostel)
  • belkide cok begendiginden tarifi almak icin verilen tepkidir.

    edit:imla
  • ne icirdiler bilmem ama ne yedirdiler biliyorum..

    (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=gki82caqlsw)

    agzindan girenden cikandan haberi olmayan kendini bilmez birinin serzenisi.
  • genellikle çok içilen bir günün ardından söylenen gayet samimi ve yerinde laflardan birisidir. bu lafı söyleyen birisi genellikle önceki gecenin yarısını hatırlamadığı veya hafızasından sildiği için sabah uyandığında şaşkın bir şekilde böyle bir tepki gösterebilir. bu sözü genellikle insanlar genellikle şöyle durumlarda sarfedebiliyor: çok çirkin bir hatun veya erkeğe yazılıp hatırlamamak, bulunulan ortamda rezalet çıkartmak, arabayı bir yere çarpmak veya sürtmek, haddinden fazla hesap ödemek, değerli bir eşya veya kimlik vs. gibi şeyleri kaybetmek.

    bu sözle ilgili hayatımda unutamadığım anı çok ama bir tanesi var gerçekten efsane. şimdi çocuk sayılabileceğimiz yaşlarda 2 tane yediği içtiği ayrı gitmeyen arkadaşım ankara'nın en pislik ortamlarının bulunduğu ulus pavyonlarından birisine gidiyorlar. buraya gitmeden önce ikisi 1 tane 70'lik rakı içiyorlar ama söylediklerine göre kafaları gayet normal. neyse, bunlar arabadan iniyor orda bir pavyona giriyorlar. pavyon güya tanıdık olduğundan bunlar bir şey olmayacağına inanıp önceden bir 70'lik daha söylüyorlar, yani içeri girdiklerinde rakı masada bulunuyor.

    neyse, bizim arkadaşlardan bir tanesi nereye giderse gitsin cüzdanını masaya koyar. buraya koymazsa da kesinlikle arabasında kol dayamanın altında bir yere koyar. bu adam ölecek derecede içse bile beynini nasıl bu konuda geliştirdiyse, pavlov'un köpeği herif bu hareketi benimsemiş resmen. bunlar içeri girer, bu cüzdan sahibi arkadaş biraz hızlı davranır hemen içmeye başlar. diğer eleman ise biraz bekleyip sonra içeceğini söyler, bu sırada mekanda sözü geçen artık şef garson mudur nedir bilmiyorum, gelir ve bunların yanına oturur. adam ilginç bir şekilde içmeyeni "oho, oturmaya mı geldin? sen niye içmiyorsun, içelim güzelleşelim" gibi laflarla sıkıştırmaya başlar, hatta kendine de 1 duble rakı ister.

    tam o esnada yerlerini beğenmeyen bu tipler, yer değiştirmek ister ve güzel bir yer boşalır. neyse, masa vs. tamamen taşınıp yeni yere oturulmuştur. 1. dublesini bitiren arkadaşa diğer arkadaşı da eşlik etmek için rakıyı koyacakken garson gelir ve ikisine da rakı koyar. bu cüzdan sahibi vatandaş da masayla ilgilensinler diye bahşiş vermek için elini arka cebine atar fakat cüzdan yoktur. masanın üstüne bakar cüzdan yok, diğer masaya bakarlar cüzdan yok. daha sonra cüzdan sahibi değil de diğer içkiye daha başlamayan arkadaş cüzdana bakmak için arabaya gider ve klasik yere bakar cüzdan orda da yoktur. o cüzdanı aramaya gittiğinde diğerinin yanına sahnedeki hatun gelir ve "ya, acaba senin cüzdanı x mi arakladı? acaba yapmış olabilir mi?" tarzında sorular sormaya başlar. mekanın sorumlusu vs. gelir aynı şekilde boku x'e atmaya çalışırlar. bu esnada x tekrar masaya gelir ve bulamadığını söyler.

    bundan sonra kendinde olmayan cüzdan sahibi y, bir de kendisinin arabaya bakacağını söyler. o gittiği andan itibaren x'e baskı kurmaya çalışırlar. "ya bu y de buraya geldiğinde hep sapıtıyor, bu çocuk hep böyle yapıyor, yaptıklarını unutuyor, ağzıyla içemiyor" gibi sözlerle aklını bulandırmaya çalışırlar. olayın garip yanı ise bu iki arkadaşın neredeyse kardeş derecesinde arkadaş olması ve y'nin diğerine göre biraz daha ayık olması. neyse y tekrar ortama gelir ve cüzdanı bulamadığını söyler. pavyonun altını üstüne getirirler, tüm masalara, tuvalete, vestiyere kadar her yere bakarlar. neyse, cüzdan sahibi olmayan x biraz daha ayık olduğundan artık baskıya karşılık vermeye başlar ve polisi arayacağını söyler ve tüm engellemelere rağmen polisi arar.

    bu sırada mekanın sahibi tarzında bir adam gelir, onun üst katlardaki ofisine doğru geçilir. tabi bu olaylar olurken mekan iyice boşalır, saat sabahın 4:30'una gelmektedir. neyse, derken içeriye ne olduğu belirsiz bir şekilde sivil polis olduğunu söyleyen bir tip bir anda girer. onların adamı olduğu bariz olan bu takım elbiseli adam, yine bunları birbirlerine düşürmeye çalışır. bunlar artık atar yapmaya başlarlar ve cüzdanı bulmadan gitmeyeceklerini söylerler. bunun üzerine adamlar da ters yapınca pavyon gibi bir ortamda kavga etme ve başlarına bir şey gelme korkusundan cüzdandan vazgeçme eşiğine gelirler ve merdivenlerden aşağı doğru inerler çıkmak üzere. tabi cüzdanı kayıp arkadaş cüzdanın içerisinde annesinin kartı olduğundan gitmek istemez ve ağızna geleni saymaya devam eder. bunlar ofisten çıkıp mekandan gitmek üzere inecekken polis sireni duyulur, mekan sahibi ve garsonların elleri, ayakları titrer.

    daha sonra aşağı indiklerinde 5 dakika içerisinde cüzdan ilk oturdukları masanın üzerinde belirir. içinde bundan yaklaşık 3-4 sene öncesinin parasıyla 500 lira bulunan cüzdandan geriye 300 lira ve arkadaşın en çok korktuğu şey olan annesinin kartı durmaktadır. bunlar tabi okulun ilk yılında olduğundan en çok kartın başına bir şey gelecek ve bu kadar parayı nerede çektirdin diyerekten okuldan çocuğu yani y'yi alacaklar diye korkmaktadırlar.

    hala mekana tehdit yağdıran cüzdan sahibi diğer arkadaşını yani y'yi mekandan çıkartmaya çalışmaktadır x. zararın neresinden dönülürse kar mantığıyla ve karttan yüksek bir meblağ çekilmemiştir umuduyla hareket eden valeden arabayı ister, diğer arkadaş hala sövmektedir. neyse araba gelir, arkadaş diğeri söverken kolundan tutup arabaya bindirmeye çalışır. tam bu esnada söven arkadaş inen valeye döner ve o efsane hareketi yapar. "lan ben hayatımda böyle kumpas görmedim, ne içirdiniz lan bana orospu çocukları" diyerek adeta orayı inletir ve güç bela arabaya biner. vale tabi böyle olaylara alışık olduğundan ve içerideki dümenin farkında olduğundan ses etmez ve bunlar arabaya bindiği gibi giderler.

    sonuç olarak; ertesi gün bunlar karttan para çekilmediğini anlar. bu olayı bir bizden büyüklere, o ortamların gediklilerine anlatırız ve onlar çok daha ilginç hikayeler anlatırlar bize ve ucuz atlattığımız için seviniriz ve bir yandan da şok oluruz. meğer bu adamlar rakılara bir şekilde hap vs. karıştırıyorlarmış veya o rakı bardaklarını alkolle tepkimeye girecek değişik maddelerle yıkıyorlarmış. bunun gibi inanılmaz yollarla kocaman adamları bile çarpmaya başarıyorlarmış bunlar bir şekilde. gerçi ben olayı biraz kısa anlattım üşendiğimden dolayı, daha inanılmaz detaylar ve altıma pislememe neden olmuş anlar var ama yazamadım. bir de hikayeyi ayık olan arkadaştan dinlemek var ki hala ilk günkü gibi olayı yaşayarak anlatıyor resmen. tabi bunların çoğu bu ortamlarla alakası olmayan veya bu ortamlara ilk kez gidenler. bizimkiler gibi hem mekanı tanıyan hem de daha önceden tecrübesi olan kişiler değil. tabi insanlar bazı şeyleri tecrübeyle öğreniyor ama gerçekten bu onlar için ilginç bir tecrübe olmuş. şuanda eskisi kadar olmasa da hala bir şekilde bu ortama giden bu iki kişi de artık ortamlarda ne yaşarsa yaşasınlar eskiye göre tedbirli ve ne yapacaklarını bilir şekilde davranıyorlar. bu insanoğlu başına ne gelirse gelsin uslanmıyor valla.

    (bkz: ankara pavyonları)
  • (bkz: erdali)
hesabın var mı? giriş yap