• türkiyede yetişen bir çay cinsi. çernobil faciasından sonra, kuzey anadoluda yetişen çayların radyasyondan etkilendiği, çaylara tutulan gayger sayaçlarının cayır cayır öttükleri ve de çay lezzetinin bekerel ölçüsüyle tarif edildiği yıllarda, dönemin diktatörü ile sağlık bakanı televizyon kameraları önünde radyasyonlu çay demleterek, hüpürdete hüpürdete içmişler ve "bakın bişeycik yapmıyor, korkmayınız siz de içiniz" diye halkımıza telkinde bulunmuşlardı. (bkz: ya sev ya terket)
  • anaokul yıllarımda çay içmediğim ve sevmediğim için içmediğim her bardak çay sonrası örtmenlerin kızması üzerine neden olarak öne südüğüm faktör. hatta bi keresinde annemi çaartmışlardı şikayet için de, "böle böle çocuğunuz çay içmiyo etrafındakilere kötü örnek oluyo, elebaşılık yapıyor, hede hödö" demişlerdi.

    annem mi ne demişti?
    - o radyasyonlu çay içmez.
    (bkz: son nokta)
  • bunun bir de radyasyonlu findik versiyonu vardir. o donem ilk okullarda poset poset findik dagitmislardi, biz de afiyetle yemistik. tabii cocukken radyasyonla radyoyu ayirt edemezdik pek. nasil bir devlet sirf bir kac ton findik israf olmasin diye gelecegini zehirler hala anlamis degilim.
  • çernobilin çaya, devletimin halkına hediyesidir. ailecek çay tiryakisiyizdir. o dönem de öyleydik. baktık radyasyon ayağı göt ayağı.. tehlikeli bir durum. annem olaya çözüm getirdi. kaynar suya limon suyu ve şeker o dönemi atlattığımız içeceğimiz oldu. adını da limonav koyduk.
  • dünya tatlısı bir abimiz vardı, kaybettik, allah rahmet eylesin, sıkı bir çay tiryakisiydi. o çay bardağı hiç düşmezdi elinden. bir gün sorduk kendisine, dedik ki "abi bu radyasyonlu çaylardan etkilenmedin mi sen hiç o yıllarda?" gayet içten bir şekilde anlatmaya başladı, "çok sevdiğim iki arkadaşım vardı o zamanlar bornova'da, bir akşam evlerine gittim muhabbete, kızlar radyasyonlu diye çay almamışlar, bütün gece oralet içtik amına koyiim, işte o gece çok etkilendim ben".
  • zamanında radyasyon'un olmadığını ispat için türkiye'de içilmişti. şimdi aynısını suyla japonya'da yapıyorlar. doğu toplumları hiç değişmeyecek.

    http://www.bbc.co.uk/…s/world-asia-pacific-15533018
  • 80'li yılların sonlarına doğru türkiye'de yaygın olan durumdu. bu durumdan müzdarip bir halde hergün ana haber bültenlerinde saçların dökülmesinden tutunda erken ölüme kadar saçma sapan uyarılar beynimde nasıl vuku bulmuşsa 24 yaşıma kadar çay içmemiştim.
  • icirten (ve icen) bakan* hayatini kaybetmis.
  • lipton tarafından 10000 bekerel üstü radyasyon taşıyanları bile bile piyasaya sürülmüş çay. ( o dönemde 3000 bekerel üstünün piyasaya sürülmesine izin verilmiyormuş) taek çayınız radyasyonlu piyasaya sürmeyin demiş ama ertesi yıl herhalde tamamen tüketilip bitmesi beklendikten sonra "biz demiştik ama dinlememişler" diye açıklama yapmış. (bkz: http://www.gecmisgazete.com/…platiliyor&icerik=4652) edit: link uçmuş. enteresandır ki verdiğim link dışındakiler duruyor . yeni link vermeyeyim onu da uçururlar. lipton geçmiş gazete diye arayıverin göreceksiniz. 80lerdeki usulsüzlükler bile siliniyor bir garip dünya...
hesabın var mı? giriş yap