*

  • mehmet barlasin yazisinda bahsettigi sendromdur,

    http://www.sabah.com.tr/…-takintili-bir-hayat-tarzi

    --- spoiler ---

    başbakan erdoğan'a takıntılı yaşamak" diye isimlendireceğimiz bir hayat tarzı var sosyo- politik yaşamımızda...

    köşe yazılarını okuyorsunuz, siyasetçilerin konuşmalarını dinliyorsunuz... konu dönüp dolaşıp başbakan'a geliyor.

    acaba bunlar sabah kahvaltıda çay soğuk geldiğinde de başbakan'a öfkeleniyorlar mı?

    patronlarının devlet ve siyasetle haşır neşir olarak yaptıkları servetleri sorgulamayan gazete yazarlarının yazıları kesilince "beni başbakan susturdu" diyerek, artık patronlarının devletten bağımsız olduğunu düşünmek gibi bir yanılgıya düşüyorlar.

    seçim kazanamayan muhalefet liderinin bundan başbakan erdoğan'ı sorumlu tutmasını anlamak mümkün... "bu erdoğan ille de her seçimi kazanarak çoğulcu demokrasiyi sabote ediyor" şeklindeki bir tepkinin muhalefetteki parti sözcüsünden gelmesi anlaşılabilir.

    bu iktidar döneminde servetlerine servet katan istanbullu sermaye sahiplerinin öfkesi de anlaşılabilir. çünkü eski bayiler şimdi "anadolu kaplanları" olmaya yönlendiler.

    şu anda türkiye'de 250 civarında özel jet varmış. yatların sayısı ise bilinmiyor.

    önüne gelen herkes zengin olunca eski zenginlerin huzurlu olması nasıl beklenebilir? allah bilir onlar şimdi "halk zengin oldu, vatandaşın zenginliğinin tadı kalmadı" diye yakınıyorlardır.

    belki mevcut boğaz köprüleri de öfkelidir erdoğan'a... "biz varken bir 3'üncü köprü ile karşımıza bir rakip çıkarmanın ne anlamı olabilir" diye düşünüyor olabilir mesela fatih sultan mehmet köprüsü...
    "başkanlık sistemi" olabilecek mi bilemeyiz. ama şu anda "başbakanlık sistemi" olduğu kesin. anayasa hukukçuları buna "parlamenter sistem" deseler de, tek parti çoğunlukta olunca kaçınılmaz şekilde "başbakanlık sistemi" işlemeye başlıyor. beraberinde de "başbakan'a takıntılı sosyo-politik yaşam" başlıyor.
    ama yine de bunu saplantı haline getirmekten kaçınmalıyız. çünkü saplantılar akıl hastanesine götürebilir sahiplerini. geçenlerde böyle bir vakayı anlatıyorlardı.

    akıl hastalıkları kliniğine giden bir gazeteci doktora "bende alfabe sendromu var, bunun sebebi de rte" demiş.
    doktor anlamamış "ne demek istiyorsunuz" diye sormuş. adam açıklamış:
    - eğer recep tayyip erdoğan'ın alfabeye saygısı olsaydı isminin harflerinin r-t-e değil e-r-t sıralamasında bulunması gerekirdi!
    işin garibi "erdoğan takıntısı" sadece bizim sınırlarımız içindeki bir ruh hastalığı değil. mesela suriye'nin beşar'ında da, mısır'ın sisi'sinde de bu takıntı yoğun biçimde görülmekte.
    bunlar da kendi insanlarını katlederlerken, bunu kınayan başbakan erdoğan'a öfkelenmiyorlar mı?

    --- spoiler ---
  • bir ornegi icin
    (bkz: rte'nin psikolojimizi bozması)
  • bir obsesif kompülsif kişilik bozukluğu belirtisidir.
    bundan muzdarip (dertli, bu hastaliga tutulmus) hastalarda hayatlarindaki herseyin, iyi ya da kotu, rte tarafindan ya da onun etkisi ile gerceklestigine inanma gorulur.

    hastaligin ilerleyen evrelerinde, rte'nin adi iyi ya da kotu her durum ile baglantili olarak tekrar edilmeye baslanir. hastalarda, rte isminin soylenmemesi bir sikinti olusturur. bazi hastalarin ruyalarinda rte'yi gordugu, kan ve ter icinde uyanip gene rte ismini anmadan uykuya dalamadiklari musahede edilmistir (gorulmustur).

    hastaliga yakalanan insanlarda yapilan arastirmalarda, cinsiyet ve egitim seviyesi ve hastaliga yakalanma arasinda bir korelasyon gorulememistir.

    ornegin (ornek olarak) eksisozluk'te egitim seviyesi dusuk ve bos gezen goygoycu diye tabir edilen insanlarin cogunlugunda gorulen bu hastalik, hasan cemal gibi kendini aydin sinifina sokan insanda da gorulmektedir.
  • oral çalışlar'a böyle bir yazı bile yazdırabilir.
  • menderes hakkinda sunlari yazan hasan cemal'in sahip oldgu:

    "adnan menderes’in gem vurulmaz hırsına, tarihe ‘ülkeyi bir baştan öteki başa imar etmiş başbakan’ olarak geçmeyi öngören ihtirasına artık bir yerde ‘dur’ demenin ya da bu gidişi frenlemenin gerekirliğinde çok kişi birleşiyordu. basına iş çıkmıştı

    bir basbakan'in ulkeyi imar etmis biri olmak icin ihtiras sahibi olmasi suc mudur ?
    buna dur demek vatana hizmet midir ?
    buna dur demek icin basin ne yapmistir ?

    belki de hasan cemal ve digerlerinin takintisi rte'ye degil de, ulkeyi bastan basa imar etmis veya etmeye calisan basbakanlara karsidir ?
hesabın var mı? giriş yap