• mustafa kutlu'nun 2013 yılında piyasaya çık(acak)an kitabı.
    edit: henüz raflarda yerini almadı
  • ramazanı beklemedi, çıktı efenim. afiyet olsun!
  • evvelen şunu yazmıştım: (bkz: #29431154) .

    yine aynı sokakta, aynı ağacın altında, bu defa menekşe yerine aslanağzı saksılarının yanıbaşında ve bir solukta okuduğum kitap olmuştur. mustafa kutlu kitaplarının hepsinde olanlar yine var. yoksul, zengin, akıllı, âşık, terkedilmiş, nazik, bilge, irfan sahibi, makam sahibi, köylü, kentli, genç, ihtiyar...herkesten yine eser miktarda var. hikâyelerine rağmen sıradan insanlar ana öykünün kahramanları olmuşlar yine.

    kültür, sanat, edebiyat dünyasına bir ayna tutulmuş. gerçek yaşamdaki imzasız ve iddiasız zanaat sahiplerinin mahareti ile mikrofonlar ve kameralar önündeki "sanatçı" kisvesine bürünmüş suretlerin karikatürize edilmesini okuyoruz. bilhassa kitaba adını veren sıradışı ödül töreni, aslında tüm bu mizansenin hakiki temaşa perdesi...bu hayal perdesinde kendi kırgın aksimizi seyrediyoruz.

    banka mevzusuna ben de takıldım. yine de bir evvelki kitaptan daha sıcak geldi. bu kitapta konuşan ses, dıştan ikaz eden bir ses yerine, içimizden, özümüzden neşet eden ve bizi yine özümüze dönmeye çağıran o hakiki ses gibi...rahatsız edici ve fakat çeki düzen verici.

    bütün bunlara rağmen, diğer kitaplarında olduğu gibi, sıradışı bir ödül töreni de ümit verici. bunu nasıl yapıyor aklım ermiyor, fakat mustafa kutlu okumaktan zevk almamın birinci sebebi okuruna bitimsiz bir umut aşılaması. o'nun hikayelerinde her şey birden oluveriyor. bütün işler farkında olmadan yoluna giriveriyor. elbette zahmet çekiliyor, pek tabii engeller çıkıyor. fakat o yol, ne olursa olsun yürünüyor. yolun sonunda ise iyilik, güzellik yolcuları karşılıyor. bu iyilik ve güzellik her zaman vücut bulmuş bir şekilde olmuyor tabii. kanaat, rıza ve tevekkülden müteşekkil başka bir yol görünüyor, başka bir kapı açılıyor, başka bir perde aralanıyor. fakat değişmeyen tek yoldaş umut oluyor.

    "umut sen ne renkli bir kuşsun.
    umut sen ne sesli bir kuşsun.
    umut seni gözlerinden öpüyorum."

    biz de sizin ellerinizden öpüyoruz mustafa kutlu, kabul buyurun.
  • hikayede nefis girişimcilik dersleri bulunuyor. insanın köy yerinde yaşayıp o girişimcilik heyecanlarını tadası geliyor. kumsalı olmayan bir köyde ne yapabiliriz de turizmi canlandırabiliriz?
  • ikinci baskının kapağı microsoft powerpoint sunularındaki arka planları çağrıştıran öykü kitabı.

    uzun hikâye bu kitap yazılmadan bir buçuk ya da iki yıl önce filme uyarlandı. filmin vizyona girmesinin ardından yazdığı ilk kitabı bu başlıktaki kitap sanırsam. anadolu yakası'nı bitirdiğinde film henüz tamamlanmamıştı diye hatırlıyorum. lafı uzatmayalım; filmin gişesinden yazara âhir ömründe güzel bir meblâ kalmış olabileceğinden sıradışı bir ödül töreni'ni de kolay senaryolaştırılabilecek ve fazlaca açık bir şekilde yazmış. ilköğretim dördüncü sınıf öğrencisine versen, kolaylıkla okur ve anlar öyle ki puntoları bile oldukça iri tutmuş.

    ayrıca popüler kültürün peşine takılarak adetâ duvar yazısı ya da anlık ileti âmiyâneliğinde cümleler kullanmış. klişelere abanmaktan da çekinmemiş.

    uzun hikâye'nin öncesindeki kitaplarında var olan hava zâten yok, sonrasında yazdıklarından da giderek uzaklaşıyor.

    mustafa kutlu gâlibâ artık çok sıkıldı ve okuyucu beklediği için yahut maddi kaygıyla yazıyor.
  • (bkz: türkiye kafadan bacaklılar derneği) oldukça yaratıcı olmuş lakin mustafa kutlu'nun yirmiye yakın deneme-hikaye-nehir söyleşi türünden eserini okumuş birisi olarak şunu söylemeliyim ki sanki biraz aceleye gelmiş bir akış söz konusu. üstad, 2010 sonrası her sene bir kitap ritüelinde kadim okuyucularına armağan sunuyor mamafih tecrübesi, deneme türü eserlerde çok daha keyif verici olmaya başladı sanırım.
    ayrıca mustafa kutlu'nun hikâyelerinde ilk defa rock'n coke fest havasında bir bitirişe şahit olacaktım ki yine ezana bağladı.
hesabın var mı? giriş yap