sense and sensibility

• alan rickman da ayri bi hava katar filme..
• emma thompsona en iyi uyarlama senaryo oscarini kazandiran sevimli romantik komedi
• ayriyetten hugh grant de pek masum suratı ıle boy gosterır; 18. yuzyıl ingilteresinde gecen "ask mı kurallar mı" karmashasının romanından uyarlanmıs olan bu fılmde
• sabırlı, efendi elinor&ateşli, deli marianne dashwood kardeşlerin, köylerinde (ve ingiltere genelinde) yaşanan işçi pazarı modundaki evlilik pazarına karşı takındıkları tavır&buldukları kocaların anlatıldığı, jane austen adlı hatun kişinin yazdığı roman. kimsenin ölmemesi çok şaşırtıcı, ama bu zaten jane austen. kimse ölemez. bir tek frank churchill'in yengesi ölebilir (bkz: emma). tavsiye edilebilitesi çok, çok yüksek, kara delik gibi bişey (to quote bridget jones).
• aynı adlı kitaptan ang lee adında japon, tayvan, çin gibi yörelerden gelmiş olması muhtemel bir kişi tarafından yönetilmiş, "aa bak lan hugh grant", "heee şu da emma thompson zate", "yav bu hatun nası bıraktı kenneth branagh'ı", "ay şu titanikteki şişman kız" filan gibi nidalarla izlenen, bu nidalar yüzünden pek de anlaşılamayan ancak güzel olması kuvvetle muhtemel film.
• (bkz: cins ve cibilliyet)
• filmi de cekilmis olan jane austen romani. filmi gercekten cok basariliydi sahsen kitabi okumadim ama...
• basligindaki “sense” ve “sensibility” kelimelerinin hangisinin duygusallik hangisinin aklibasindalik oldugu konusunda kafa karistiran eser. “sensibility” zaman icinde anlam degisimine ugramistir, eserde akli basindalik anlaminda degil, duygulara gore hareket etmek anlaminda kullanilmistir. bu durumda sense mantigi temsil etmektedir (bkz: does this make sense).
• jane austen'in henuz yirmili yaslarda yazmis oldugu, ilk ses getiren romaninin adidir. romanda sense ve sensibility, karakterleri bu iki kelime ile birbirinden ayirt edilmis iki kizkardesin oykusu ile konu edilir. akli basinda, duragan, gorev bilinci gelismis elinor ile ucari, heyacanli ve dramatik marianne birbirini cok sevdigi kadar cok da farkli olan kimselerdir ve hayatlari daima kotuye dogru degismektedir. kitap, 1995 yilinda emma thompson'un girisimleri ile film yapilmistir ve filmde kate winslet, hugh grant ve alan rickman gibi oyuncular oynamistir. cok melankolik, sonu da buruk bir gulumseme ile biten bir filmdir ve sanki fonda hep beethovenin moonlight sonata'si calmaktadir.
• yıllar önce izlenilmiş güzel bir film... emma thompson'ın oynadığı karakter ve filmin sonu özel olarak etkileyiciydi. hele de o sondaki attan uzaklara bakma sahnesi.. aşka, aşkın karşılıksızlığına ve saçmalığına dair güzel bir hollywood filmi.