*

  • gergin bir ağızla sessizce gülmek. genellikle menfi anlama çekilir. sırıtanlara sırıtma diye ikaz edilir.
  • dikkat cekmek.
  • hosa giden bir haber duyuldugunda otuz iki disin keman calmasi hali.
  • bir kişiliği anlatabilecek eylemdir. herkesi merak ederim sırıtanlar hariç. ne kadar uzak o kadar iyi.
  • anlamsız, sebepsiz, kontrol edilemez olanı tehlike işaretidir. "ben karar verdim bi halt edicem ama kendimin bile daha bundan haberi yok eheheheh" anlamına gelen eblek bir bakışla desteklenir. genel olarak aşıklarda görülür ama elzem değildir, olmadık işlere kalkışacak her bireyde görülebilir. siz ona bakarsınız, o uzak bir hayale dalmış sırıtıyordur. kendisi bile kafasında dönenleri tam olarak farkında değildir. aynı bireyi takriben 1-3 ay arası bir zaman içinde sus pus olup dalıp gitmiş selam vermek için bile ağzını açamaz hale gelmiş görürseniz, bilin ki o sırıtışların faturası gelmiştir. yok iyi durumdaysa, normal görünüyorsa geçmiş olsun, her ne halt ettiyse kuvvetle muhtemel elinde patlamamıştır. ama… genelde patlar. (üzgünüm) yine de devam eder hayat, sırıtmakla sus pus olmak arasında… sanırım insan olmakla ilgili bi durum. yetkililerle görüştüm, "oluyor öyle," dediler.
  • aşağılanmışlığın doğurduğu hakim olunamayan acının dudaklardaki dışavurumu. kimse isteyerek soytarı olmaz ve eğer biri soytarının yüz ifadesine bürünmüşse arkasındaki zorbayı kusana kadar bu tavrından kurtulamaz. bir kurbanlık maskıdır sırıtış.
  • tanımsız bir sözcük.

    gülmek eylemini emellerine göre yoran insanlar uydurmuş.
hesabın var mı? giriş yap