• tersolan bir şey/durum.

    (bkz: ters)
  • genellikle zincirleme ya$anilan hadise.
  • aksi yönde yuvarlananların birbirlerine merhaba deme şekli.
    kısaca;
    - selam. sizi yuvarlanırken gördüm, bir merhaba diyeyim istedim.
    - de get.
  • paspartu olduğunuzu düşündüğünüz birgün, etraftan "ne kadar ışıltılısın,makyajın vs mi" şeklinde tepkiler aldığınızda..
    her zaman geçen en sık otobüs, geç kalmamanız gerektiğinde gelmediğinde..
    iyi gittiğini düşündüğünüz ilişkiniz birden ters köşe olduğunda..
    sevdiğiniz halde söyleyemediğinizde..
    susmanız gerekirken kendinizi tutamadığınızda..
    konuşmanız gerektiğinde sustuğunuzda..
    istemezken elde ettiğinizde

    yaşadığınız durumdur tam olarak.
  • hayvan dışkılarının biriktirildiği yer. (bkz: samuralık)
  • "sanat, kitsch'i yaşamdan kazımaya yarayan bir araç değil midir? sanat, yaşamı kesit kesit ortaya çıkarır. sanat soyutlaştığı ölçüde, hava da saydamlaşır. peki sanatın yaşamdan uzaklaştığı ölçüde açıklık kazandığı söylenebilir mi? yaşamın sanattan daha önemli olduğunu ileri sürmek, ne biçim bir tersliktir? yaşam, sanatın karşısımda tutunabildiği ölçüde iyidir: böyle bir güçten yoksun olarak yaşayan ise kitsch'tir!" robert musil - nachlass zu lebzeiten (kara büyü)

    (bkz: sarmalık), bokluk
    (bkz: terso)
  • bazen birikip birikip tek bir güne sıkışır.

    sabah tam evden çıkacakken daha önce de 144224 defa elimden düşen telefonumu zaten bir şey olmamıştır diye yerden aldığımda ekranın bir güzel boydan boya çatlamış olduğunu gördüm. o an pek vakit olmadığından apple'in ekran değişimi için istediği fiyata ancak ders arasında sövebildim.

    öğleden sonra eve döndüğümde, elimdekileri yere bırakır bırakmaz sabah haşat olan telefonumu iş çıkışı girdiğim bir mağazada unuttuğumu fark ettim.
    aşı kartım, belleğim, not defterim, ansiklopedim, rehberim, fotoğraf albümüm, yüz kızartıcı bilumum özel verim, resmen hayatımın yarısı gitti diye koşa koşa geri döndüm. yolda tabii ki neredeyse bir bisikletle iç içe geçtim.

    tekrar eve döndükten bir süre sonra bir yerlerden bir ses geldiğini fark ettim. sabah çıkarken mutfaktaki musluğu açık unutmuşum.

    neyse, bari bir şeyler hazırlayıp karnımı doyurayım dedim, özene bezene en sevdiğim omletten yaptım. omletli tabağı tezgahtan alıp masaya koymak isterken tabak yere düşüp kırıldı, ortalık battı, sinirlerim boşaldı ve hüngür hüngür ağlamaya başladım. biraz toparlayıp yerleri temizlemek için paspası almaya giderken elbisemin kolu kapı koluna takılıp cart diye yırtıldı.

    benden bugünlük bu kadar, (bkz: kurşun döktürme) başlığını incelemeye gidiyorum.
  • bir şeylerin yolunda gitmesi için mutlaka olması gereken...
hesabın var mı? giriş yap