• dead can dancein ilk dinlemeden itibaren hem sözleri hem de müzigiyle tapınılması caiz olan, into the labyrinth albümünde yer alan sarkisi.

    i thought that you knew it all
    well you've seen it ten times before.
    i thought that you had it down
    with both your feet on the ground.
    i love slow...slow but deep.
    feigned affections wash over me.
    dream on my dear
    and renounce temporal obligations.
    dream on my dear
    it's a sleep from which you may not awaken.
    you build me up then you knock me down.
    you play the fool while i play the clown.
    we keep time to the beat of an old slave drum.
    you raise my hopes then you raise the odds
    you tell me that i dream too much
    now i'm serving time in disillusionment.
    i don't believe you anymore...i don't believe you.
    i thought that i knew it all
    i'd seen all the signs before.
    i thought that you were the one
    in darkness my heart was won.
    you build me up then you knock me down.
    you play the fool while i play the clown.
    we keep time to the beat of an old slave drum.
    you raise my hopes then you raise the odds
    you tell me that i dream too much
    now i'm serving time in a domestic graveyard.
    i don't believe you anymore...i don't believe you.
    never let it be said i was untrue
    i never found a home inside of you.
    never let it be said i was untrue
    i gave you all my time.
  • yaşam ile ölüm arasında bir yerden gelen, yavaş yavaş merdiven çıkıyormuş hissi uyandıran enfes bir dead can dance şarkısı. (bkz: ürperti) (bkz: labirent) (bkz: kanı donmak) (bkz: ubik)
  • hepsini bildin diye düşündüm
    pek ala,onu onlarca defa görmüştün öncesinde
    ona hakim olduğunu düşündüm
    iki ayağın da yere basarak ( mükemmeliğini düşünüdüm.)
    yavaşı severim.. yavaş ama derin.. ( sen böyleydin.)
    yalan sevgiler beni aşındırır
    düşle sevgilim
    ve fani zorunluluklardan feragat et ( bana bunu sen öğretmiştin.)
    düşle sevgilim. ( ben de düşleyen olmayı seçtim.)
    bu belki uyanmayacağın bir uyku.

    beni sen güçlendirdin sonra sen yere serdin
    aptalı oynarsın ben soytarıyı oynarken (aşk bize aptal şeyler yaptırdı.)
    tempo tutarız yaşlı bir kölenin vuruşuna davula
    umutlarımı canlandırır sonra anlaşmazlıklar yaratırsın
    çok düşlediğimi söylersin bana
    şu anda eyyamcılık yapıyorum aldanmamacasına...

    artık sana inanmıyorum... sana inanmıyorum

    herşeyi bildiğimi düşünmüştüm (yanılma ihtimalim yoktu.)
    tüm işaretleri gördüm öncesinde (herşey hesaptaydı.)
    senin 'o' olduğunu düşündüm
    karanlıkta kalbim fethedildi ( sahte güneşin kandırmaya yetti beni...)

    beni sen güçlendirdin sonra sen yere serdin
    aptalı oynarsın ben soytarıyı oynarken (aşk bize aptal şeyler yaptırdı)
    tempo tutarız yaşlı bir köylünün vuruşuna davula
    umutlarımı canlandırır sonra anlaşmazlıklar yaratırsın
    çok düşlediğimi söylersin bana
    şu anda eyyamcılık yapıyorum,aileye ait bir mezarlıkta...

    asla sadakatsiz olduğum söylenmedi
    senin içinde bir ev bulamadım hiçbir zaman
    asla sadakatsiz olduğum söylenmedi
    bütün zamanınımı sana verdim

    lisa gerrard ve brendan perry'den tadına doyulmaz bir iş: dead can dance'in 1993 çıkışlı into the labyrinth albümünden. arkadaki kırbaç efekti sevgilinin kendine verdiği cezanın simgesi adeta... perry müthiş vokalleriyle aklımızı alıp kırbacını sallarken kulak zarlarımıza, yer yer oryantalizm kokan tınılar,ritimler zaman zaman klasik çizgide seyir eden melodiler sızıyor kırbacın açtıklarından içeri...

    aşkın büyüsüne kanan,hep öyle gideceğini sanan başka bir kurbanın öyküsü sadece, cinseyeti pek önemli değil,önemli olan ne kadar epik bir şekilde yansıtmayı başardığı grubun... kurbanın kandığı illüzyondan sıyrılmaya çalışması ve geçen zamana laneti göze çarpan..
    suçlu mr. lovegrove değil ama ne yazik ki...
  • nasil da kendimi buldugum bir sarkidir bugun bu. boyle bir siir yazmak isterdim ama burda yazilmisi var. muzigini hic beceremezdim o ayri.

    you build me up then you knock me down
    you play the fool while i play the clown
    we keep time to the beat of an old slave drum
    you raise my hopes then you raise the odd...

    (bkz: bir gunluk olarak eksi sozluk)
  • son derece akıcı sözleri bulunan dead can dance parçası. her dinlediğimde brendan perry'nin hislerine ortak eder beni. son zamanlarda loopa aldığım parçalardan biri ayrıca. tek pişmanlığım var o da dead can dance'i geç keşfetmiş olmam..
  • in to the labyrinth albümünden, 1993 tarihli, dead can dance müjdesi.
    brendan perry tarafindan su sekilde tanimlanmis:
    "the abstract relationship of myself and woman"

    "i"lar ve "you"lar arasinda gecen cümlelerle bu kadar göze batmayan bir sarki yazilir ancak, ki onu yazmak da perry'ye nasip olmus... iyi de olmus hani..

    bir de ilginc yani var bu sarkinin: hic göstermeksizin albümün theseus temasina uyumlu bir agir aksak ritimle yürüyor sarki, yarali bir ayagini sürüyerek, ama durmaksizin..
    modern cagin günahini temizleyen, carmihini tasiyan insan gibi..
    the last temptation of jesus christ gibi.
  • deadcandance.com'un anasayfasından sadece bir mail adresi karşılığında edinilebilecek olan live happenings - part 1 isimli canlı kayıt albümünde harika bir yorumu bulunan harika eser.

    http://deadcandance.com/
  • "the crossing guard" filminin soundtrack'leri arasında da yer alan şarkı.
  • dead can dance'a verilen uzun bir aradan sonra, tekrar başlamak için alınması gereken dozdur.
hesabın var mı? giriş yap