• ingilizlerin (amerikalıların da) türkiye kökenli olmayan türklere verdikleri isim. sanırım ingilizcede "türkümsü" gibi bir anlama geliyor.
  • türklerin eski medeniyetlerle bir bağı bulunduğunda entel tarihçiler nasıl olur aq şeklinde tepki gösteriyorlarmış. müthiş uğraşlara rağmen başka gruplarla bağlantı da kuramamışlar en sonunda türk demek istemediklerinden turkic tabirini uyduruvermişler.
  • saf türkçe'ye/saf türk'e batıca verilen isim.
  • türkçe ve/veya türkçe'ye yakın bir dil konuşan halkların tümü için kullanılan terim.

    anadolu'nun ekseriyetteki dili türkçe olan nüfusu için de yeri gelir bu tabir kullanılır,etnik türk manasında.keza türkmen'de öyle.

    (bkz: turkic origin)

    türk milleti (turkish people); türkiye'nin halkı,türkiye cumhuriyeti toplumu demek iken, türkî halklar (turkic peoples) ise bütün dili türkçe olan, türkçe'ye yakın bir dil konuşan halklar ve cumhuriyetler'dir.

    kimilerine göre de türk gibi,türk'e benzer demektir.
  • ingilizce’de “türkî” anlamına gelen söz.

    olurda türkiye türk’ü olmayan bir türkle ingilizce konuşursanız kendisine “turkish” yerine bu sözü rahatlıkla kullanabilirsiniz.

    çünkü “turkish” türkiye cumhuriyeti vatandaşı anlamına geldiği için karşınızdaki insanın milli benliğini yok saymış olursunuz. zaten özellikle asya türkleriyle aramızdaki birinci sorun, onların alt kimliklerini yok sayıp kendilerini sadece “türk” diye yorumluyor oluşumuz.

    aynı şekilde rusça konuşuyorsanız “turetskiy”(turkish) yerine “tyurkskiy”(turkic) sözünü kullanmalısınız.
  • turkic de turkish de turk sözünden türemiştir. mesela ingilizce milliyetinizi söylerken turkish yerine turk demek daha doğru olur. turkish kelimesini konuştuğumuz dil için kullanmak daha yerinde olur. turkic ise tek başıma hiç bir mana ifade etmez. ancak tamlamalarla kullanılabilir. turkic states (türk devletleri), turkic languages (türk dilleri), turkic world (türk dünyası)... türki kelimesi ise hem hem turkish hem turkic kelimelerinin arapça karşılığıdır. arapçada her ne kadar türki deyince türkiyedeki türkler akla gelse de bütün türk halklarının yerine de kullanılabilir. mesela azerbaycan türkçesi için arapça tabir "el-lehcetüt türkiyyetül azerbaycaniyye" ingilizce karşılığı "azerbaycan turkic language". bizim dilimiz için kullanılan tabir "el-lugatüt türkiyyetül istanbuliyye" ki böyle bir tabir batı dillerinde yoktur. "el-lugatit türkmaniyye" kelimesi de istanbul türkçesiyle eş anlamlıdır bu da ırak anayasasıyla alakalı bir durumdur. farsçada da arapçadakine benzer bir durum vardır. ancak türki kelimesi sadece dil adı olarak kullanılır. mesela farsçada "men türkem" demek ben türküm demektir. azerbaycan türkleri için "türkha-yi azerbaycani" denir. ayrıca zeban-i türki tabirini bütün türk dilleri için kullanılabilir. zaten irandaki azerbaycan türkleri ile afganistandaki özbek türkleri dillerini bu şekilde tanımlar. bizim konuştuğumuz dilden bahsetmek için "zeban-i türki-yi istanbuli" azerbaycan dili için "zeban-i türki-yi azerbaycani" denir. tabiki farsçada ü farfi olmadığı için tork denir ama neyse... türk tarihinde ise islamiyet öncesi dönemde türük budun denildiği zaman bütün türk milletleri anlaşılırdı. islami dönemde ise aynı durum devam etmiştir. bunun için en güzel örnek divanü lugatit türk. buradaki türk kelimesi bütün türk milletleri için kullanılmıştır. ve ali şir nevai "muhakemetül lugateyn" adlı eserinde kendi dilini türkçe olarak bahsetmiş ama karşılaştırdığı diller çağatay dili ve fars dilleridir. ancak o zamanlar çağatay dili diye bir ifade yoktu. kanuni esaside ise resmi dil olarak lisan-ı türki olarak bahsedilirdi. ancak türki farsçada "türkçe" kelimesinin karşılığından başka bir şey değildir. yani osmanlıca diye bir kelime yoktur. tabiki türkiye cumhuriyeti kurulduğunda alışageldiği gibi resmi dile türkçe, halkına da türk denmiştir. aynı şekilde 1920de kurulan azerbaycan cumhuriyetinin resmi dili olarak türkçe, halkına ise türk denmiştir. bugün de azerbaycan türkleri (hepsi olmasa da) kendilerini türk olarak tanımlarlar. azerbaycanlı ise azerbaycanda yaşayan herkesi kapsar (türk, tat, talış, lezgi...). orta asyadaki durum ise tamamen sovyet politikalarıyla alakalıdır. sovyetler birliği türkiye türkleri ile orta asya türklerini ayırmak istemiş ancak bunlara diyecek başka birşey de bulamadıkları için türki diye yeni bir kavram icat etmişlerdir.
  • slav demek gibi birşey.
    nasıl sırpları, rusları, ukraynalıları belirtmek için slav halkları diyoruz (slavic folks), onlarfa bizi komple tanımlamak için turkic derler.

    turkic, türki halkları belirtmek için kullanılan ingilizce bir kelime.

    hepimizin bildiği ülkeler ve halklar. tatarından tuvasına, kırgızından türkmenine, özbekinden gagauzuna, türkistanından türkiyesine.

    türkçeye turan yada türki olarak çevirebiliriz.
  • tüm türkleri kapsayan üst addır. moldova'daki gagavuzlar da bu tanıma girer, litvanya'daki karaimler de, anadolu'daki türkler de, ırak'taki türkmenler de, asya'nın ortasındaki altaylar da, sibirya'daki yakutlar da. yunanistan'ın kırağındaki köylerde yaşayan türkler de, çin'in sincan bölgesindeki uygurlar da.

    "türk" sözcüğünün birinci anlamını belirten ingilizce sözcüktür.

    bir de sonradan anadolu'da gelişen ikinci anlamı vardır, o da türkiye (anadolu) ve çevresinde yaşayan, aidiyeti ve geçmişi buraya bağlı olan türklerdir. bunların çoğunluğu selçuklulardan sonra anadolu'ya göç eden türkmenlerdir. bunlara ingilizcede turkish denir.

    üçüncü anlamı ise türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşuyla ortaya çıkan, türkiye sınırlarına vatandaşlık bağıyla bağlı olan kişileri ifade eden yine turkish'dir.

    bu terimlerin ayrımı türkiye türkçesinde bulunmaz, birçok türk lehçesinde de yoktur ancak ayırt edilmesi önemlidir. bir özbek ile bir gagauz etnik olarak türk olabilir ancak aralarında binlerce km mesafe ve uzun bir tarih vardır. birisi müslümandır, ötekisi hristiyan; birisi asya'nın bozkırında yaşar, ötekisi avrupa'da. bunları ayırt etmek için alt adlar kullanılmalıdır. zaten tarihi süreçte her biri kendisine "gagauz", "özbek", "kazak", "kırgız", "türkmen" demiş, alt adlandırmalara ayrılmıştır. bu adlandırmalara eski türkçenin yazıtlarında dahi görürüz çünkü türkler; büyük boylar halinde yaşamış, devlet kurmuşlardır. sanılanın aksine ruslar gelip ayırmamıştır.

    tarih boyu türkiye'de (anadolu'da) yaşayan türkler ise kendilerine başka bir ad koymamışlar, türk demeye devam etmişlerdir. dost veya düşman oldukları çevresindeki medeniyetler de böyle tanımlamış ve türk demiştir. zamanla türklük üzerine çalışmalar arttıkça ve türklerin milyonlarca km2'ye yayılmış büyük bir toplum olduğu görülünce turkic ve turkish ayrımı yapmak kaçınılmaz olmuştur. bu ayrım, yalnız ingilizcede bulunmaz; almanca, rusça gibi diğer gelişmiş dillerde de bulunur çünkü tasnif olmadan bilim yapılamaz.

    örneğin kırım tatarı birisi turkic anlamında bir üst toplum adı olarak türk'tür ancak turkish anlamında türk değildir. kırım her ne kadar zamanında osmanlı vilayeti olmuş olsa da kırım tatarlarının kendi lehçeleri, diğer türklerden ayrı kendi kültürleri vardır. yine özbekistanlı birisi turkic anlamında türk'tür, turkish anlamında türk değildir. nasıl ki anadolu'da yaşamış bir türk (turkish), özbek değilse özbekistanlı bir türk (turkic) de turkish anlamında türk değildir. turkic, tüm türk topluluklarını kapsayan üst toplum adıdır.

    bir de özellikle cumhuriyetle gelişen vatandaşlık anlamında türk (turkish) adı vardır. bunun da diğer dillerde ayrımı bulunmaz. anayasayla belirlenmiş bir vatandaşlık tanımıdır. bu anlam çok daha yakın zamanlarda kavramlaştığı için üçüncü anlamı olarak değerlendirilmelidir. bu etnik bir tanımlama değildir, türkiye'nin kuruluş felsefesiyle ilişkilidir. esas olarak ülkenin kurucu unsurlarını tanımlayan bir ad olsa da bugün türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı alan kişiler de "türk" (turkish) olarak kabul edilmektedir. öyle ki spor müsabakalarında ülkenin milli formasını taşıyan yabancı uyruklu kişiler de bulunur. dolayısıyla bugün türk vatandaşlığını almış bir rus veya bir somalili de "türk" kabul edilmektedir.

    bu üçüncü anlama turkic olmayan kişiler de dahil olduğu için ilk iki anlamdaki "türk"ten farklıdır.

    not: amacım ırkçılık değil, gayet rasyonel nedenlere bağlı ve bilim dünyasında kullanılan bir terminolojiyi açıklamaktır.
hesabın var mı? giriş yap