world

• ing. bir kelime olmakla beraber turkce anlam ve onemi dunyadir.
• eskiliğine rağmen hala zevkle dinlenebilen bir new order parçası.
• (bkz: vadaa)
• new order şarkısı. dünyanın en iyi video kliplerinden birine sahip.
  
  ahanda sözleri:
  
  i turn sideways to the sun
  keep my thoughts from everyone
  it's a jungle, i'm a freak
  hear me talk, but never speak
  
  so i'm stepping out of time
  because breaking is a crime
  and it may all be too late
  but i've no passion for this hate
  
  that's the price of love (that's the price of love)
  can you feel it (can you feel it)
  if we could buy it now (that's the price of love)
  how long would it last (that's the price of love)
  
  and when this building is on fire
  these flames can't burn any higher
  i turn sideways to the sun
  and in a moment i am gone
  
  that's the price of love (that's the price of love)
  can you feel it (can you feel it)
  if we could buy it now (that's the price of love)
  how long would it last (that's the price of love)
  
  that's the price of love (that's the price of love)
  can you feel it (can you feel it)
  if we could buy it now (that's the price of love)
  how long would it last (that's the price of love)
• jericho adlı dizide de çaldığını duyduğum, güzel bir five for fighting şarkısı.
  
  got a package full of wishes
  a time machine, a magic wand
  a globe made out of gold
  no instructions or commandments,
  laws of gravity or indecisions to uphold
  printed on the box i see ‘acme’s build a world to be’
  take a chance, grab a piece
  help me to believe it
  
  what kind of world do you want
  think anything
  let’s start at the start
  build a masterpiece
  be careful what you wish for
  history starts now
  
  should there be people or peoples
  money, funny pedestals
  for fools who never pay
  raise your army, choose your steeple
  don’t be shy, the satellites can look the other way
  lose the earthquakes, keep the faults
  fill the oceans without the salt
  but every man, on his own
  hey, can you dig it baby?
  
  what kind of world do you want
  think anything
  let’s start at the start
  build a masterpiece
  be careful what you wish for
  history starts now
  
  sunlight’s on the bridge
  sunlight’s on the way
  tomorrow’s calling
  there’s more to this than love
  
  what kind of world do you want
  (x3)
  think anything
  build a masterpiece
  history starts now
  starts now
  be careful what you wish for
  
  start now
  now...
• (bkz: böyle bir yazar aslında yok)
• gergefi anasından zilli bir oluşum. seviyoruz ve yaşıyoruz doyasıya ailecek.
• cannes'daki ünlü mü ünlü intercontinental carlton hotel'de çekilmiş olan siyah beyaz klipte baştan sona sadece 4 kamera hareketi vardır. klibin başında çirkin, yaşlı ve bol makyajlı zengin bir kadını su kayağı yapan ve çok büyük ihtimalle sevgilisi olan genç bir erkeğe el sallarken görürüz. çocuk kadının parasını eğlenerek yemekle meşgul olduğundan onu umursamaz ve kadın el salladıktan sonra "hay allah görmedi" diyen hafif üzgün bir omuz silkmeyle geri döner, yürümeye başlar ve müzik ona eşlik eder. uzun iskele boyunca yürürken güneşlenmekte olan tanıdıklarına selam verir, iskele kenarında zengin erkek veya kadın avlamaya çalışan mini mayolu ve kaslı genç jigololara bakmadan geçer. new order grubunun ilk üyesini (peter hook) bu iskelede görürüz. onu da geçip ilerleyen kadın en az kendi kadar çirkin, rüküş ve yaşlı 3 kadının masasına oturur ama kamera durmadan devam eder. hemen yandaki masada yine büyük ihtimalle sevgilisi olan genç erkekle kavga eden bir adam bağırarak ayağa kalkar, peçetesini masaya fırlatır ve kamera onu takip ederken müzik nakarat kısmına ulaşmıştır. adam duşların oradaki merdivenlere ilerlerken new order'ın solisti bernard sumner kameraya doğru yürüyerek görüntüye girer ...that's the price of love....can you feel it?
  
  merdivenleri tırmanmış olan adam otel girişine doğru yürümektedir. and when this building is on fire... these flames can't burn any higher... sözleri söylenirken itfaiye araçlarının yanından geçer. önünden bir grup bisikletli geçmesini bekleyip yürümeye devam eder ve sağa döner ama kamera onu izlemez ve dümdüz otele doğru ilerler. otel girişinin hemen önünde sağda fotoğraf çektirir gibi görünen çift new order'ın diğer iki üyesidir (stephen morris ve gillian gilbert) . kamera onları da geçerek kapıdan girmekte olan şapkalı kadının peşinden gider.
  
  şapkalı kadının yüzünü otelin içine girerken görürüz. klibin başındaki kadın gibi çirkin, makyajlı ve yaşlıdır. gülümsediğinde daha da çirkinleşmektedir. onu pas geçen kamera otelin içinde pahalı elbiseleriyle podyumda yürür gibi dolaşan diğer konukları çeker ve yanlarından süzülerek odalara çıkan merdivenlere doğru ilerler. sol köşede fiyatta anlaşmış yaşlı kalantor bir erkek ile mini eteğiyle genç bir kadın girer görüntüye. kadın oturduğu yerden kalkıp merdivenlere doğru hamle yapar adamın arkasından. kamera merdivenleri çeker, döne döne çatıya ulaşan bir sürü kat.
  
  bir sonraki sahnede adam ile kadını uzun koridorda görürürüz. adam önden koşar adımla giderek odanın kapısını açar, kadın arkasından odaya girerken kamera yine onları izlemeyerek düz devam eder. koridorun sonundaki kapı açılır, içerden güneş gözlüğünü açık renk ve dar kotunun ön cebine takmış, elindeki paraları sayan bir jigolo çıkar. kamera onu da geçer, açık kalan kapıdan odaya girer, şöyle bir dolaşır, aynadaki yansımadan gerçek görüntüye geçer. kabarık ve uzun saçları karışmış, makyajı hafiften akmış bir halde yatakta oturan, uzun tırnaklı ellerindeki mendille oynayan, ağlayan yaşlı bir kadına. kadın bedelini ödeyip satın aldığı birkaç dakikalık aşkın ardından, rüzgarda uçuşan perdelerin arasından görünen denize bakar, kamera denize döner, müzik susar.
  
  1993'ten beri arada rüyalarıma girmiş çok ama çok tuhaf, boğucu ve hüzünlü bir video kliptir bu. bu başlıkta şimdi silinmiş, klibin hakikaten ne kadar çarpıcı olduğunu anlatan bir entry daha vardı. onu bulamayınca yıllardır aklımdan çıkmamış, arada halen bıkmadan dinlediğim bu şarkının hikayesini anlatayım dedim. new order'la tanışmamı bu videoya borçluyum galiba. ve şarkı çok tırt bir şey yahu diyenleri ciddiye bile almadan, insanların bir başka tenin sıcaklığını kısa da olsa yeniden hissetmek için, bu her şeye baskın çıkan ihtiyaç için ne kadar ileri gidebileceklerini, kendilerinden neler vereceklerini tekrar tekrar görmek için izliyorum arada.
  
  televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız.
• curved airin air cut albümünde bulunan şarkı. yaşama sevincini tattırıyor.
  
  i'm on my own and i'm so alive to the world,
  i don't feel down when i look around at my world.
  cos my right hand's picking and my left hand's gently curled.
  
  my music's playin' and my thoughts keep straying to you,
  ain't no day like the day i lay and felt blue.
  my body's resting but my mind's got plenty to do.
  
  a baby's crying but an old man's dying as well,
  it makes me sad but i'll soon be glad, i can tell,
  a heaven's calling as i turn my eyes from hell.
• çoğunlukla ^* üzerinde bulunduğumuz gezegen olan dünya^** yerine üzerinde yaşanabilir herhangi bir gezegen, diyar anlamında kullanılır.
  
  (bkz: earth)