zehir
-
femme fatale: "tadı bal huyu zehir"..
toksik: tadı bal huyu zehir
nasıl olduysa, bumeraklı`, zehir bellekli, anıcı yapıma karşın ilk öpüşmemi ne an olarak ne tarih olarak anımsayabiliyorum.. büyük kayıp olmasa da şaşırtıcı bir açık ve zaaf.
aşkın tipik sıvısı zehirdir. ateş suyu karakterinde. yaşayan da, yazan da, söyleyen, aktaran da bilir. özellikle mitoloji ve yaratıcı mitoloji olan sanatta böyle betimlenmiştir. zehir (olan aşk) hem öldürür (egoyu mu, hayata belirsizliğe olan direnci mi?) hem kişiyi-kişiliği çözüp itiraf durumuna, yaşama uyum durumuna getirir.
"..., çünkü hafızamızda her çeşit şey bulunur; hafızamız, bir tür eczane, bir tür kimya laboratuvarıdır, elimize tesadüfen sakinleştirici bir ilaç da geçebilir, tehlikeli bir zehir de." marcel proust - la prisonniere
"öldürmek için en çok uğraştığı agrippina oldu. neron ona minnettardı, çünkü onun karnının meyvesiydi; çünkü evlatçığı, yani o, tahta çıkabilsin diye kocası imparator claudius'u zehirlemişti. ancak sevgili anneciği* agrippina imparatorluğu yönetmesine izin vermiyor ve her fırsatta onun odasına girip uyuyormuş numarası yapıyordu. ondan kurtulması kolay olmadı. neyse ki insanın tek bir tane anası oluyordu. neron ona daha önce köleler ve hayvanlar üzerinde denenmiş çok güçlü zehirler ikram etti, odasının tavanını yatağının üstüne çökertti, bindiği teknenin gövdesine bir delik açtırdı... en sonun onun ardından gözyaşı dökebildi*" eduardo galeano - espejos una historia casi universal
"acayip rüyalar: kırmızı ağızlı silindir şeklindeki plastik bir şişeden bir şey içiyordum ve korkuyla içtiğim şeyin nişasta zehri olduğunu fark ettim - midemin kasılıp burkulmasını bekledim, sonra panzehirlerini hatırlayıp buzluğa koştum ve bütün bir yumurtayı çiğ çiğ yuttum: ted bunun sembolik bir gebelik rüyası olduğunu söylüyor." sylvia plath - the journals of sylvia plath
"üstünde dereceler çizili bir bardak aldım, şöyle sırtımı ona çevirdim, görünüşü zararsız bir şişe seçtim, çünkü insan zehir şişelerinin üstünde etiket bulundurmazsa kodesi boylar zaten. terementi gibi kokuyordu. bardağa biraz döküp verdim. kokladı, camın ardından bana bakarak." william faulkner - as i lay dying
"seni seveni zehir olsa da yut.
seni sevmeyeni bal olsa da unut." mevlana
"çocukların kendi zehirlerini yine kendilerinin seçmediğini mi düşünüyorlar yoksa?" jean-paul sartre - les mots
(ilk giri tarihi: 4.4.2016)
(bkz: zehir hafiye)
(bkz: zehir hatları)
(bkz: zehirli)
(bkz: curare/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap