• sırf arada kan bağı var diye normalde hiçbir şey paylaşamayacağı insanlarla mecburiyet dışında pek görüşmeyen insandır. (bkz: herkes yerinde sağolsun)
  • dünyanın en şanslı insan modelidir.
    hayatlarıı, akrabaları tarafından berbat edilmiş bir ailenin bireyi olarak, dünya üzerinde imrendiğim tek insan modeli bu akrabalarıyla ayda yılda bir görüşen, hatta mümkünse hiç görüşmeyen insan.
    fırsatınız, imkanınız varsa hemen uzaklaşın akrabalarınızdan. çünkü siz o fırsatı değerlendirmezseniz, hayat sizi öyle bir noktaya getiriyor ki yerinizden kımıldayamıyor ve akraba saçmalığına mecbur bırakılıyorsunuz.
  • yine iyi gorusuyormus valla, helal olsun.

    benim çeyrek asırdır görüşmediğim akrabalarim var. çok seviyorum hepsini.
  • hatunsa benim için ideal eş adayıdır. bugüne kadar akrabalardan, kuzenlerden herhangi bir fayda görmedim. yakın çevremde de gören bilen yok. çekirdek ailesi dışında insanın kendi seçtiği kişilerden oluşan sosyal çevresi yeter hatta fazla bile gelir.
  • şu yaşıma geldim akrabalık kavramının düğünde, cenazede kuru kalabalık yaratmaktan başka ne işe yaradığını çözemedim. götürüsü getirisinden büyük. bir kötülük gördüğümden de değil. genel olarak zorlama ve samimiyetsiz buluyorum konsepti. annenin 30 senede taş çatlasa 3 kez gördüğü dayısının hiç görmediğin oğlunun kayınvalidesinin cenazesine gelen katılımcıyı otogarda karşılayıp ölen kayınvalidenin yengesinin evine bırakmak gibi bir görev üstlenmek zorunda kalmamalı hiçbir insan.

    insanların yardımlaşması güzel bir şey ama bunu akrabalık gibi zorlama ve altı boş bir kavramın gereği olarak değil de, erdemli insan olma yolunda bir adım olarak sunmak hem daha anlamlı ve hem de uzun vadede erdemli bir toplum oluşturmak için daha faydalı olur diye düşünüyorum. kan bağı dolayısıyla birileriyle görüşülmesi ve yardım edilmesi gerekliliğini topluma pompalamak sanılanın aksine topluma zarar veren bir olgu. şöyle açıklayayım:

    teyzenin kızının kocası iş için senin bulunduğun şehre geliyor ve 2 gece senin evinde kalmak istiyor. sen sırf akraba olduğu için belki de daha evvel düğünde yakasına 50 dolar takmaktan başka hiçbir paylaşımının olmadığı bu adamı evinde misafir ediyorsun mecbur. normalde tek çeşit yemekle sofradan kalkabilecekken oturup yanına 2 çeşit daha yapıyorsun. tatlısını ayrı, kahvaltısını ayrı, havlusunu çarşafını ayrı düşünüyorsun. sen kafana göre takıl diyemezsin, oturup sohbet de edeceksin illa ki boş beleş konular hakkında. şuydu buydu derken baya bir mesai oluyor totalde. hem zaman hem enerji kaybı. ama nihayetinde adam sana "her şey için teşekkür ederim" diyerek ayrılıyor evinden. belki aylar belki yıllar sonra senin işin düşerse de onlar sana yardımcı olur işte. karşılıklı menfaat ilişkisi. bu ve benzeri durumlar sıklıkla yaşanıyor.

    diyeceksin ki; ne güzel işte, herkesin işi görülüyor. ben de onu diyorum. esas mesele iş gördürmek. bunu allayıp pullayıp romantize etmenin bir manası yok. bu tip saadet zincirlerine katılmak istemeyen bireyleri hayırsız, vefasız gibi etiketlerle yaftalayarak zincire erdemlilik katamazsın. peki zarar bunun neresinde? onu da şöyle açıklayayım:

    toplum akrabalık kavramını kutsallaştırmış durumda. akrabayı ziyaret etmek, akrabaya yardım etmek, akrabanın cenazesine gitmek gibi kendine göre çok ulvi eylemler tanımlamış ve yeni nesillere de bu içkin değerleri kodluyor. bu "hizmet"ten faydalanan kişilerin ne ölçüde bunları hak ettiği sorgulanmıyor. mesela, amcan karısını ve çocuklarını periyodik olarak döven bir pislik de olsa, sırf amcan diye hastaneye ziyaretine gidiyorsun, onu önemsediğini hissettiriyorsun ve moral veriyorsun herife. gitmezsen başta halaların ve baban olmak üzere sülalenin her bireyi tarafından ayrı ayrı kınanıyorsun. zaten çoğunlukla ziyarete gitmeme gibi bir seçeneğinin olduğunun bile farkına varmıyorsun ve ahlaki olarak sorgulamıyorsun bile durumu. bütün bu mesaini gerçekten hak eden iyi insanlara ve başka iyi işlere harcayıp iyiliği yüceltebilirdin ama sen akrabalık kurumunu yüceltiyorsun.

    diğer bir konu dünyada akrabası olmayan ya da çeşitli sebeplerle akrabalık zincirinin dışına itilmiş insanlar var. içlerinde ilgiye muhtaç ve ilgiyi kendi akrabalarımızdan daha çok hak edenler var. biz kendimizi akrabalık kurumunun yılmaz bir neferi olarak gördükçe bu insanların ilgiye ve yardıma ulaşma olanakları da azalıyor. yani iyiliği ve erdemli olmayı yüceltmek yerine kan bağı gibi kyımeti kendinden menkul saçma bir şeyi yüceltiyorsun.

    zaman da bir kaynaktır ve kısıtlıdır. kısıtlı kaynaklarımızı fayda/maliyet analizi yapmadan kullanıyoruz çoğu durumda. akrabalık da bu durumlardan biri. bu yüzden gereğinden fazla paye verilmemesi gerektiğine inanıyorum. insan olarak çok sevdiğin akrabaların vardır, ayrı. ama genel olarak çok sevdiğimiz için değil görev icabı sürdürürüz akrabalık ilişkilerini ve bu da çok sağlıklı bir birey-toplum ilişkisi değil.

    güncel durum: bu yazıyı yazdıktan 3 sene sonra en büyük pisliği de bu güruhta gördüm. ne kadar ileri görüşlüymüşüm. tamamına yakınını hayatımdan def ettim. o gün bugündür çok huzurluyum. pislikten arınma hissine eşdeğer bir duygu.
  • en doğrusunu yapan insandır.
  • akrabalarının bir tanesi bile beş para etmiyorsa, en doğrusunu yapan insandır. akrabalık yasaklansın. bi sike yaramıyorlar.
  • akıl sağlığı yerinde olan insan modelidir zira ne kadar çok görüşürseniz o kadar çok sinir hücreniz heba olacaktır.
hesabın var mı? giriş yap