• fransizcadan yamulmus, ara anlamina gelen kelime. sinemalarda bolca bulunur. hatta bu isimde bir sinema dergisi vardi galiba, olmadigini ispatlayana ilk uc sayisinin birer kopyasini yollarim.
  • sinemada iki yarı arasındaki "on dakika ara"nın tiyatro, opera, balede iki perde arasındaki versiyonudur. mola demektir.
  • 1989'dan beri her hafta yayınlanmakta olan ve sinemalarda ücretsiz olarak dağıtılan yayın organı. şu anda bildiğimiz, tanıdığımız, sevdiğimiz (ya da sevmediğimiz) pek çok sinema yazarı ordan yetişmiştir.
  • tam adı "haftalık antrakt sinema gazetesi" olan, sinemalarda ücretsiz dağıtılan gereksinim halini almış dergi (ya da gazete)
  • geçen yaz tunca arslan'ın sözlüğe geçirdiği yazının yayımlandığı, şu an haftalık olarak yayımlanan tek yazılı sinema organı. iyidir ama eksikleri çoktur. inşallah ilerde daha iyileri de olur...
  • efendim bunun asli, operalara, konserlere, temsillere dayanir. hakiki oyun baslamadan once turlu sebeplerden oturu gec kalanlar uzulmesin vs. vs. gibi sebeplerden dolayi ufak bisiler gosterilir mesela 15-20 dk. felan; ha iste ondan sonra 20 dk civari bi ara verilir ki bu ara antraktir.
    daha sonra kapilar kapanir, isiklar soner iceriye kesinlikle hic kimse alinmaz. bunu takiben, birinci perde biter, kapilar tekrar acilir o olayin adi antrakt degil "ara"dir.
  • ne olduğunu bilmemenin çok acı sonuçlar doğurabileceği kavram.

    nasıl mı? anlatayım... *

    öss badiresini atlattığım senenin yazıydı ve bütün sene ders çalıştıktan sonra birdenbire boş kalmanın verdiği eblehlikle günlerim üst seviyede bir anlamsızlıkla geçmekteydi. evde can sıkıntısıyla volta atmaktayken aklıma annemin 3-5 filmden oluşan dvd koleksiyonu geldi.

    gözüme ilk çarpan film doctor zhivago oldu. ismini milyon kere duyduğum bu filmi o ana kadar izlememiş olmamın en büyük nedeni annemin en sevdiği filmlerden biri oluşuydu. bıktırıcı uzunlukta olduğu halde (192 dk.) annem bu filmi o an dek 3 defa seyretmiş, üstelik şahsıma da "film dediğin böyle olur" gazını verip izlemem konusunda defalarca telkinde bulunmuştu.

    öss badiresini atlattığım senenin yazıydı... ve dvd yeni çıkan bir medyaydı... hani şu dvd nin iki tarafına da veri yazıldığı zamanlar...

    neyse, dvdyi dvd oynatıcısına taktım. çok geçmeden herhangi bir menü çıkmaksızın bembeyaz bir ekranda kocaman şerifli puntolarla yazılmış bir entr'acte yazısı belirdi. lisedeki fransızca bilgimi kullanmaya tenezzül etmeyecek kadar mercimek beyinli olduğum için bunun o zamanın filmlerine özgü bir şey olduğu konusunda kendimi ikna edip izlemeye devam ettim. ettim ama entr'acte yazısının ekranda durduğu 3. dakka artık dayanamayarak biraz ileriye yani "filmin başına" aldım.

    açıkçası ilk on beş dakika içinde film ile ilgili bütün negatif önyargılarım yerlerini pozitif düşüncelere bırakmıştı. özellikle kurgusu çok etkileyiciydi. film döneminin çok ilerisindeydi. anlamak başta çok zor olsa da ve insana bir "neler oluyo lan!?" hissiyatı verse de ilerledikçe geçmişte olan olaylara yapılan ufak vurgular (flashbacklerden ziyade önceye yapılan hatırlatmalar) yavaş yavaş filme hakim olmamı sağlıyordu. açıkçası çok ilginç bir deneyimdi. 60lı yıllarda çekilen diğer filmler gibi bütün her şeyi hazır bir biçimde izleyicinin önüne koymuyor, bilakis memento gibi düşünmeye sevk ederek filmin içine katıyordu. yine de kafamda tam oturmayan bazı şeyler kalıyordu ama bunları ya kaçırdığımı ya da henüz öğrenmediğimi düşünerek filmi izlemeye devam ediyordum.

    film başlayalı bir buçuk saati az geçmişti ki birden -spoiler olmasın diye detayına giremeyeceğim- dananın kuyruğu koptu. şaşkınlıkla filmin kalanını nasıl doldurduklarını düşünüyordum ki çok düşünmeye kalmadı, ekranda credits belirdi. kaçınılmaz dumur anından sonra parçalar birleşmeye, entr'acte yazısı** anlam kazanmaya başladı...

    işte antrakt kavramı ile ilk karşılaşmam böyle olmuştu. filmin öncesini izlemedim. çünkü doctor zhivago benim için böyle anlamlıydı. özel olarak kalması gerekiyordu. öyle kaldı. sıradan bir 60lı yılar filmi olmadı...
  • (bkz: entr'acte)
  • isim, fransızca entracte (entre 'ara', acte (temsilde) 'perde'),

    1- tiyatro ve benzeri sahne sanatlarında iki perde arasında geçen zaman, ara, fâsıla.
    örn. --> oyunlara biraz ara verelim beyler! bir antrakt verelim, iki gazoz verelim. (bkz: oğuz atay)*

    2- (anlam genişlemesi) iki çalışma devresi arasındaki dinlenme, ara.*

    kaynaklar:
    1- tdk, kubbealtılügatı/antrakt, ötükensözlük, tarihî ve etimolojik türkiye türkçesi lügati
    2- ötüken türkçe sözlük

    not: geri döndüm^^
hesabın var mı? giriş yap