• cennetin varolduğuna inanma ihtiyacının doğduğu andır. çektiğin acıların, haksızlıkların bir telafisi olmasını istediğin andır. ölmek istediğin ama yok olmaktan korktuğunu fark ettiğin andır. çok sevdiğin halde kaybettiğin insanı yeniden görebilmenin bir yolunu düşündüğün andır. hayatın boktanlığını anlayıp daha güzel bir dünya hayal ettiğin andır.

    kısacası tüm insanların herhangi bir dine inanmasının sebebi neyse odur. bir umut.

    not: ateistim.
  • hergün, yalnız olduğum bir sırada, elime 1 tl metal para alıp "eğer allah benim inanmamı istiyorsa, bıraktığımda bu para sadece 10 saniye için yere düşmesin" diyorum.

    ve her seferinde, bıraktığım anda yere düşüyor.

    halbuki sadece 10 saniye havada dursa, düşmese, o an benim ateizmden vazgeçtiğim an olacak.

    demek ki ya benim inanmam allah'ın umurunda değil, ya 5 gramlık parayı 10 saniye havada tutacak gücü yok ya da zaten akü komple yok.

    bu kadar kitaba deftere elçiye savaşa cihata masrafa gerek yoktu halbuki.

    5 gram ve 10 saniye, hepsi bu. 2 üstteki entryde görülen evreni yaratan bir güç için çok da zor olmasa gerek.

    ben yine de hergün denemeye devam edeceğim. bir gelişme olursa haber ederim merak etmeyin.

    edit: aha bak yine düştü...
  • ateizm insanlarin indirilmis denilen kitaplarin hicbir mantigi olmadigini düsünerek belli bir zekaya ve sorgulama yetisine sahip olan örn. deistlerin gecis veya kacis yaptiklari bir alandir. ateizm bana göre ayni zamanda bir gecis süreci ve durumudur. bu gecis süresi hayat boyu da sürebilir, sadece belli bir süre de. fakat bazi kisiler daha fazla sorgulamak ister, herseyin bir anlami olup olmadigina yakindan bakmak, bu isin, "yoktur" demenin de, "vardir" demek kadar kabulcülük ve hazircilik olduguna kanaat getirmek ister, ve varolusu daha fazla anlamak ister (down the rabbit hole).

    bu sürecte kisinin panteizm, agnostisizm ya da apateizm gibi alanlara gecmesi mümkündür. ateizm zaten bu son iki saydigimla celismek zorunda degildir, kisi hem ateist olup, hem de agnostik ya da apateist olabilir.

    sonucunda tamamen bireyin gecmisine, düsünce yetisine, karakterine, ve cevresel faktörlere bagli olarak gelisen bir durumdur.

    tanri'nin varligini ya da tanri'nin yoklugunu bugüne kadar kimse kanitlayamamistir. bu kanitin gerekliligi veya gereksizligi konusunda da cok tartisma vardir.

    tavsiyem, herkesin derin bir nefes alip, birer birey oldugunu kabullenmesi, ne istiyorsa ona inanmasi veya inanmamasi, diger insanlarin yasamina ve bu evrendeki deneyimine karismamasi ve kisacik hayatta güzellikleri 'mümkün oldugunca' yasayarak hayat yolculugunda gittigi yere kadar devam etmesidir.
  • evrenin büyüklüğünden dem vuran dangalakları göstermiştir.

    ulan eblek evrenin büyüklüğü konusunda hemfikiriz. burada mevzu bahis olan evrenin tüm sırlarını insanoğluna göstermesi değil. varlığı muallakta olan bir tanrı, doğa fenomenlerine anlam yüklemek suretiyle kanıtlanmaya çalışılan bir tanrı. gönderdiği iddia edilen bir kitabın içinde yazanlarla kanıtlanmaya çalışılan bir tanrı. varlığının yayılmasını kanla şiddetle emreden bir tanrı. çarpıklık karıncaya pleysteyşını anlatmakta değil, milyar yıldır orada duran dünyaya 600lü yıllarda bir çöl bedevisinin aracılığıyla kendini duyurma çabası. asıl boktanlık ise bu numaranın kendinden önce bin defa tekrarlanmış olması. dahası kendini pazarlamak için sekse başvurması, peygamberine geçtiği torpillere vs. hiç girmiyorum bile.

    insanın aklının alamayacağı kadar büyük bir evrende sik kadar noktaya tekabül eden dünyadaki boktan organizmaların ne yiyip ne yiyemeyeceğine, nasıl oturup kalkacağına, saçının teline, gözünün karasına vs. varıncaya kadar karışan bir tanrıya iman ettiğin için o engin evreni anlayabiliyorsun değil mi? ahaha malın önde gidenisin.
  • aşkına karşılık bulmak için dua etme ihtiyacı hissedilen an...
  • uhrevi isler hakkinda kafa yormanin zaman kaybetmek oldugunu fark ettigin andir. o dakikadan itibaren agnostik dersin kendine.
  • kalbin öyle nedenleri vardır ki aklın ondan haberi bile yoktur. (bkz: pascal)
hesabın var mı? giriş yap