• cinsellikle ilgili kullanımı adamın kendisini at olarak görmesi yanında, seksi de atın arpayla olan ilişkisi boyutunda (yemek yemek, su içmek) algılaması açısından enteresandır.

    - olum aids olursun korunmadan yapma
    - koy götüne moruk atın ölümü arpadan olsun
    - bırak lan arpayı, küspeyi kuş beyinli kadın kamu malı
    - acı patlıcanı kırağı çalmaz aga
    - atasözü algını skeyim senin
  • travestilere takilan ve de korunak olayina girmeyen yurdum delikanlisinin, arena muhabirine verdigi demec
  • bu düsturu benimsemiş yurdum insanı - mesela dedem - kendisine yasaklanan her bir yiyeceği yerken, kendisine "babaaa yemeeeee! çok zararlı bak" diyen kızlarına aldırmayarak şöyle söyler: "kurşunu varsa sıksın!" kendi babasının da aynı cümleyi yıllar evvel kendisine yasak olan şeyleri yerken söylediğini ve kalp krizinden öldüğünü unutarak sanırım. bilmiyorum.
  • dışarıdan lahmacun söylemeye niyetlenip üç ve dört arasında kaldığımda uyduğum atasözü. bu sayede kazanan daima dört lahmacun oluyor.
  • aidsli hayat kadınlarıyla yatmaya can atan yurdum abazasının mantalitesini yansıtan yegane cümle
  • aklıma hep reha muhtar'la show ana haber'i getiren atasözü. show haber muhabiri kadın fahişe rolüne bürünüp aidsli olduğunu söylüyordu kendisiyle pazarlık yapanlara. pazarlık yapılan abazan da umarsızca boşver yavrum atın ölümü arpadan olsun diyordu.
  • sonucunda zarar görmek bile olsa, çok sevilen bir şeyden vazgeçememe durumunda sarf edilen cümle.
  • prezervatif takmama sebeplerine verilebilecek olası cevap.
  • yıllar önce gıcık olduğum birine biraz da alkolün etkisiyle densizce söylemiş olduğum bir laf.

    arkadaş son derece hijyenik ve organik yaşayan, sigara ve alkol kullanmayan, düzenli spor yapan, bu çerçevede olmayanlara inceden inceye laf sokan, o da yetmezmiş gibi eviyle, işiyle, arabasıyla, bilmemnesiyle övünmekten başka bir laf konuşamayan biriydi. ha, ne işim vardı böyle adamla, tavşanın suyunun suyu misali, eski kocamla yaptığımız 2 haftalık yurtdışı seyahatimiz esnasında evinde kaldığımız arkadaşın iş arkadaşıydı. etrafta da fazla türk olmamasından ve biraz da eski kocamla iyi bir ahenk tutturduklarını düşünmelerinden ötürü hemen hemen her akşam yemeğini dördümüz bir arada yer olmuştuk.

    vatandaş benim sigarama taktı önce, açık havada bile rahatsız oluyordu. kibarlık ettim, "madem öyle bas arabanı git, tutan mı var hıyarağası" demedim arkadaşımızın hatırı için. sonra benim ha babam biraları, kızartmaları, tatlıları hüpletmeme geldi sıra, kendisi o kadar sağlıklı yaşam diye tuttururken yarım dünyadan hallice biri olmasına rağmen karşısındaki hatunun bu kadar sağlıksız beslenip te nasıl ince kalabildiğine akıl sır erdiremiyordu. ya sabır çektim içimden. bir hafta tahammül ettikten sonra artık fenalık gelmeye başlamıştı, koca veya arkadaş hatırı dinlemeyip ilk yemekte verecektim ayarı.

    daha ilk sigarayı yaktım, biramı açtım, akşamın açılışını yaptı bu. ben de sayısı artan biraların verdiği cesaretle "sana batan nedir benim içtiğim sigaradan, biradan" diye çemkirdim. meğer bir yakını akciğer kanserinden, başka bir yakını da sirozdan gitmiş.

    ve 3 senedir "dilimi o an eşek arısı soksaydı da konuşamasaydım" diye düşündüğüm cümle döküldü ağzımdan : "atın ölümü arpadan olsun".

    meşru müdafa indirimi istiyorum hakim bey.
  • (bkz: aids), (bkz: frengi), (bkz: cinsel hastaliklar)...
hesabın var mı? giriş yap