ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
iki çocuk plastik toplarıyla voleybol oynuyorlar. top gidip dikenli tele çarpıyor ve patlıyor haliyle.
çocuklar:
- anaaa! öldü lan top!
- olsun. ölenle ölünmez...
(bu ikinci çocuk büyüyünce türkiye'nin bob marley'i olabilir, inanıyorum)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
sınavdan çıkınca 85, arkadaşlarla konuşunca 55, soruları cevaplayınca 35, araba da 5, evde 15, hoşuma da giderse bütteyiz.
anadolu çomarını şıp diye deşifre eden hareketler
-
insanların bel bölgesine diz sokmaktır. dalga geçmiyorum. minibüs, servis gibi araçlarda, sırtınızda iki adet diz hissediyorsanız mesela, 'önde insan oturuyor' algısına sahip olmayan bir anadolu çomarı arkanızda oturuyordur.
çirkin bir kadın olmak
-
erkek olmak gibidir. calismak zorunda kalirsiniz.
batman v superman dawn of justice
-
iki yetimi birbirine kırdıran film.
ultimate edition edit: film böyle daha anlamlı oldu. ytd.
boğaz köprülerinin çift taraflı ücretlendirilmesi
-
desteklediğim karar. hatta köprüye bakanlardan da 2-3 tl kesilebilir. yok öyle çengelköy'de köprüye karşı oturup çay içmek beleşe bro. muhafazakarsan muhafazakarlığını bil. devletine katkını yap. oraya koca köprüyü sen beleşe manzara izle diye mi yaptı devlet?
sözlükçülerin karayolundaki hız rekorları
-
100 km.
acelemiz yok, kenardan kenardan gidiyorum.
nuri bilge ceylan ingilizcesi
-
ah ulan ah! hayattaki tek başarısı, ilkokul çağlarından beri, kurs, özel hoca, kolej derken kafasına vurula vurula öğretilen ingilizce olan, ezik ergenlerimizi tatmin etmemiş.
adam iyi bir yerden mezun mu? mezun...
dünyaca ünlü bir yönetmen mi? evet...
ingilizce biliyor ve derdini anlatabiliyor mu? evet...
fazlasını da sen başar o zaman, ergen kardeşim!
ders çalışırken verilen ara
-
ekşi sözlüğe çıkar.
(bkz: kurtarın beni)
edit: arkadaşlar kurtarın dedim siz şukulayıp duruyorsunuz, e ben de dönüp dönüp açıyorum sözlüğü noldu acaba benim entari diye, bu böyle olmaz...
tl'yle burun silen israillinin gözaltına alınması
-
(bkz: filistin asıllı israilli)
t-shirt insanı vs gömlek insanı
-
gömlek insanı, tişört giyecekse polo yaka tişört giyer.
caz ile blues arasındaki farklar
-
kökenlerine bakıldığında en önemli fark, jazz'ın şehir, blues'un ise kırsal kökenli olduklarıdır, hatta bu durum türk sanat müziği (klasik olanı haliyle, muazzez ersoy'un nostalji serisinden söz edilmemektedir) ve türk halk müziği arasındaki farka dahi benzetilebilir... illaki kategorize etmek gerekiyorsa tabii... ikisinin de temelinin aynı olduğu söylenir, hatta 1920'lerin sonuna kadar aralarında çok da büyük farklar görülmez. blues'un imparatoriçesi olarak bilinen bessie smith'in birçok kaydında korneti louis armstrong çalmaktadır, üstelik bir stüdyo müzisyeni gibi değil, çalınması gerektiği gibi...
ancak burada çalınan parçaların aslında blues olmadığını söyleyenler de bulunmaktadır. w.c. handy'nin bestesi olan st louis blues, adında blues geçmesine rağmen minör ve majör tonaliteler arasında dolanır, önceden belirlenmiş bir formu vardır. aynı durum, "ain't nobody's business" için de geçerlidir, ancak şunu unutmamak gerekir, bir parçanın blues olması demek, illaki katı blues formunda olması demek değildir. blues, parçanın ruhundadır, icra edenlerin ruhundadır... aynı şekilde, tonik, subdominant, dominant (bkz: 12 bar blues /@camurlusular) kalıbı üzerinde çalınan her pentatonik parça da blues değildir, haşa sofradan! (bkz: blues /@camurlusular)
jazz'a gelince... jazz, 1940'ların başında bebop akımıyla, diatonik kalıpların iyice dışına çıkmış, kendi başına üst düzeyde armoni ve enstrüman hakimiyeti gerektiren bir tür haline gelmiştir... blues kalıbında birçok jazz standartı vardır, ancak çalınma şekli dolayısıyla blues ile uzaktan yakından alakası olmadığı bile söylenebilir... miles davis'in kind of blue albümündeki "all blues" ve "freddie the freeloader", armonik olarak blues kalıbına çok yakındır, üstelik blues icrasına çok yakın bir şekilde çalınmasına rağmen blues olduğu söylenemez... 1960'lardan sonra ise bazı birleştirme çalışmalarına rağmen, blues ve jazz birbirinden iyice ayrılmıştır...
ama bir ilginç durumu da belirtmeden geçmeyelim, blues'daki i - iv - v kalıpları, jazz armonisinde çoğunlukla ii - v - i şeklinde bir kadansla karşılaştırılabilir... modal veya diatonik, eski veya yeni, birçok jazz parçasında bu kadans o veya bu şekilde belirmektedir... belki de, 150 sene öncesinden kalan spiritual ve work song etkisinin son kırıntısıdır bu...
yıllar sonra gelen edit: allahtan birileri başlığı değiştirmiş de fark ettim... cazın eritme potası new orleans olarak kabul edilir, blues ise genel olarak mississippi'nin kırsal bölgelerinde yoğurulmuştur...
gripten daha hızlı kurtulma yolları
-
spor ne zaman hasta olsam halim olmasa bile spor yapıp ter atmaya çalışırım sonra ılık duş ve güzel bi uyku . bu süreçte soğuk almamaya dikkat etmeli tabiki