ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
atm'den pentagon'un dosyalarına girmek
-
türkiye'deki çoğu atm kullanıcısının yapabildiğini düşündüğüm eylem. atm'den yapılan işlemlerde -hele ki böyle kredi kartı ödemesi gibi işlemlerde- insanımızın yüzünde oluşan o "mavi kablo mu kırmızı kablo mu?" gerilimini başka türlü açıklayamıyorum. ben 50 ytl çekmek için vakıfbank atm kuyruğunda -10 derecede beklerken, önümdeki adamın "pentagon 'un taliban'a uzun menzilli füze satışı" başlıklı şok dosyaları incelediği düşüncesi şu soğuk günlerde benim için sıcak bir teselli oluyor. allah hepinizin belasını versin... dondum lan dondum...
yaran facebook durum güncellemeleri
-
baba: - benim seçtiğim bir kızla evlenmeni istiyorum
oğul: - hayır!
baba: - kız bill gates’in kızı
oğul: - o zaman tamam.
... baba bill gates’e gider:
baba: - kızını oğlumla evlendirmek istiyorum.
bill gates: - hayır.
baba: - ama oğlum dünya bankası’nın ceo’su
bill gates: - o zaman tamam.
baba dünya bankası’nın başkanına gider:
baba: - oğlumu ceo yap!
başkan: - hayır.
baba: - oğlum bill gates’in damadı
başkan: - o zaman tamam.
canlı yayında para saymak
-
bill gates veya mark zuckerberg'e bak, bir de bizim zenginimize bak. pişmiş kelle gibi sırıtıyor bir de görgüsüz.
edit: açıkçası videoyu twitter'da görmüştüm. sözlüğe girince başlığında yalnızca üç entry olduğunu gördüm ve sırf test için, yaratıcılık bakımından hiçbir değeri bulunmayan klasik debe entrysi girmek istedim. sonuç ortada. umarım sözlüğün halinin vahametini anlıyorsunuzdur.
en azından bu durum hayırlı bir işe vesile olsun diyor ve sizi şu başlığa yönlendiriyorum: (bkz: hamza'nın protezi için 25bin tl gerekiyor)
berberle samimiyet arttıkça tıraşın kötüye gitmesi
-
başlığı açan arkadaşa ibretlik tespitinden dolayı kocaman bir teşekkür. deneyimlerime dayanarak söylüyorum ki berber sizi devamlı müşterisi olarak belledikten sonra ;
- randevu vaktinize sadık kalmaz.
- saçınızı kafasına göre tıraş eder.
- tıraş esnasında saçma sapan videolar izletir.
- tıraş esnasında sürekli telefonla konuşur.
edit: "tıraş"
48 saatte tel aviv'den girer kudüs'ten çıkarız
-
48 saatte ttnet aboneliği iptal edilemiyor aq ülkesinde israili mi alacaz !
(bkz: ttnet aboneliğini iptal ettirme girişimi)
yabancı forumlarda türkiye'ye gelin yazıyoruz
-
suriye forumlarına girip, bir kaç arkadaşı ikna ettiğim kampanya . 500 bin kişi olarak gelecekler.
umarım faydali olmuştur .
star wars serisinin zeka yaşı
-
1977 senesinde ilk filmi cekilmistir star wars serisinin. film, uzayda bir uzay gemisini kovalayan, baska bir devasa uzay gemisinin lazerli savasiyla baslar. daha sonraki sahnede uzay gemisinin icinde 3 robotla devam eder.
su an elindeki cep telefonunla cektigin videoya, yine cep telefonunla efektler ekleyip bundan daha iyi bir sahne yapabilirsin. ama 1977 senesinde boyle bir sahneyle sinema seyircisini karsilamak, serinin zeka yasinin zamaninin cok otesinde oldugunu gosterir.
tabletinde talking tom, televizyonda pepe' yle buyumus cocuklarin anlamayacagi bir durumdur.
db edit: (bkz: 4 ağustos 2015 ıspartakule gişeleri trafik kazası)
isveç'te günlük mesainin 6 saate düşürülmesi
-
çok uzun süreli çalışma saatleri insanda psikolojik baskı yaratıyor bence.
işleri zipleyerek, daha kısa çalışma süresine toplamak hem konsantrasyonun dağılmasını engelliyor, hem de çalışanda akşam erken çıkacak olmanın mutluluğu bulunduğundan, daha verimli olunuyor.
öteki türlü insan ay bir çay, bir sigara, iki feysbuk, üç sözlük derken işi de savsaklıyor, zamanı da...
yani kısa mesaide "işimi bitirip gideyim, yaşayayım" var, uzun mesaide ise "tüm gün burdayız zaten amk, biraz da mola verelim" kafası...
1955 le mans faciası
-
motorsporları tarihinin en büyük faciası. 11 haziran'daki yarışın 23. turunda, start-finiş düzlüğündeki çarpışma sonucu bir mercedes parçalarıyla beraber seyircilerin üzerine uçmuş, sürücüyle birlikte 84 kişi ölürken, 120 kişi yaralanmıştır.
ham görüntüler:
http://www.youtube.com/…ayer_embedded&v=jek85gkjn6k
http://www.youtube.com/…oh5hzaazk&feature=fvwp&nr=1
kazanın nedeni, frenleri austin healey(sürücü lance macklin) marka araca göre çok daha kuvvetli olan jaguar'ın (sürücü mike hawthorn) ani bir kararla pite girmek için frenlere asılması, bunun üzerine austin'in önündeki jaguar'a çarpmamak için mecburen sola kırması ve arkadan son sürat gelen mercedes (bkz: pierre levegh) ile çarpışarak onu pistin dışına uçurması.
bugün gerçekleşse muhtemelen kimsenin burnunun bile kanamayacağı kazanın bu derece vahim sonuçlar doğurmasının tek nedeni, pist ile seyirciler arasında bırakın bir lastik barikat ya da tel örgüyü, en ufak menzil - mesafe bile bulunmamasıydı. yarışın ardından fransa, almanya, ispanya, isviçre ve diğer ülkelerdeki tüm pistler gerekli standartlara getirilene kadar bütün motorsporu aktivitelerine ara verildi.
http://en.wikipedia.org/wiki/1955_le_mans_disaster