hesabın var mı? giriş yap

  • ege (4,5 yaş) öğle uykusu zamanını geciktirmek için her şeyi yapmaya hazır.

    ege: anne çişim var.
    romica: tamam git yap.
    ege: anne süt verir misin?
    romica: tamam.
    ege: anne madagaskar'ı açar mısın?
    romica: açtım.
    ege: yok ben nemo izleyecektim.
    romica: peki.
    (istekler karşılandıkça taleplerin ardı arkası kesilmez...)
    ege: anne kalkıp oynayabilir miyim?
    romica: olmaz.
    ege: lütfen anne, azıcık, minicik oynayacağım.
    romica: ı-ıh!
    ege: karınca kadar oynayacağım.
    romica: hayır.
    ege: karınca yavrusu kadar?
    romica: olmaz dedim.
    ege: karınca yarusunun ayağının izi kadar?
    romica: ege!!!
    ege: ya! karınca yavrusunun ayağının izinden daha küçük nasıl oynayabilirim!
    romica: yat çabuk!
    ege: karınca yavrusunun ayak izinin gölgesi kadar?
    romica: la havle!

  • ekşi sözlük bir sikimi beğenmeme timi tarafından yine haksız yorumlara maruz kalan fransız basket tepicisi. ''kritik maçların, kritik anların adamı değildir'' yazmadan önce biraz araştırmak gerektiğine inanıyorum. araştırıldığı taktirde adamın tam aksine kritik maçların adamı olduğu gözle görülebilir bir şey ve net istatistiklere sahip.

    adam 2015-2016 yılının hem normal sezon, hem final four mvp'si. iki final four maçında toplam 52 sayı 11 asist, 8 ribaund yapmış. final maçında fenerbahçe'nin elinden son anlardaki muazzam oyunuyla kupayı tek başına almıştır.

    daha 2 ay önce oynanan final four da;
    real madrid'e karşı 23 sayı, 4 ribaund, 2 asist (giden maçı tek başına çevirmiştir)
    finalde efes'e karşı %100 isabetle 15 sayı, 4 ribaund, 4 asist yapmış.

    bonus: bu sene baskonia'ya karşı oynadıkları playoff maçlarında takımını ipten almış, ispanya'da oynanan maçların toplamında 55 sayı attı.

    oynadığı sekiz tane final four maçının dört tanesini şu istatistiklerle bitiren adama ''kilit maçların adamı değil'' demek bana göre büyük haksızlık.

  • --- spoiler ---

    görevliyse bana adres yanlışlığı nedeniyle iptal edilen siparişlerin kuryeler tarafından yendiğini söyledi.
    --- spoiler ---

    bu ne biçim iş lan?

    -irfan abi surda iptal edilen 7 porsiyon kofte var. ye onlari be.

    -tamam bilader hemen yiyorum.

  • 1488 yılında çukurova'da vuku bulan bir savaştır. bölgede hakimiyet kurmak isteyen osmanlılar ile memlükler karşı karşıya gelmiştir. 1485-1490 osmanlı memlük savaşı'nın bir safhasıdır.

    ikinci mehmet devrinde osmanlı hakimiyeti anadolu sahasında fazlasıyla yayılmıştı; karadeniz kıyıları alınmış, otlukbeli savaşı'nda akkoyunlular adeta anadolu'dan süpürülmüş, karamanoğullarının da nüfuzu iyice kırılmıştı. bu gelişmeler, anadolu'da nüfuzu bulunan bir diğer hanedan olan memlüklerin aleyhine olan gelişmelerdi. iki devleti karşı karşıya getiren bir başka mesele de ''islam dünyasının hamisi kim'' meselesi idi. konstantinopolis'i ele geçiren ve avrupa topraklarında gazadan gazaya koşan osmanlıların islam dünyasındaki prestiji günden güne artmaktaydı. memlükler ise uzun zamandır kutsal olarak addedilen toprakların* hakimiydi. osmanlıların bu denli güçlenmesi, bu mesele özelinde de memlüklerin aleyhineydi.

    ikinci mehmet saltanatının son demlerinde iki ülke arasındaki gerginlik git gide artmaya başlamıştı. memlük sultanı kayıtbay, hindistan'dan dönen bir osmanlı elçisini alıkoymuştu. bunun üzerine savaş çanları çalmaya başlamıştı ki ikinci mehmet hayatını kaybetti. bu vefattan sonra osmanlı devleti'nde taht değişikliği süreci sancılı geçti. ikinci bayezit, kardeşi cem sultan'ı mağlup ederek osmanlı'nın yeni sultanı olmayı başardı. yenilen cem sultan'ın sığındığı adreslerden biri de memlük toprakları olmuştu. bu olay, iki ülke arasındaki gerginliğin iyice artmasına sebep oldu.

    osmanlı'da taht değişikliğinin yaşandığı 1481 senesi itibariyle sınırlar şu şekildeydi: görsel haritada da görüldüğü üzere iki ülke arasında bir nevi tampon vazifesi gören beylikler mevcuttu. bu beyliklerden dulkadiroğulları osmanlılara, ramazanoğulları da memlüklere tabi durumdaydı. kısa süre içinde sınır bölgesinde çatışmalar yaşanmaya başladı. memlükler ile dulkadiroğulları arasında çıkan çatışmalara çok geçmeden osmanlı da müdahil oldu. 1485 senesinde de ikinci bayezit, memlüklerle savaşma kararı aldı.

    savaşın başlamasıyla çukurova topraklarında çok büyük ve bir o kadar da kanlı çarpışmalar yaşandı. iki ülke de bu topraklarda kesin bir hakimiyet kuramıyordu; savaş uzuyordu, bölge devamlı el değiştiriyordu. hal böyleyken, 1487 senesinde ikinci bayezit, bölgede kesin bir hakimiyet kurması için vezir-i azam davut paşa komutasındaki büyük bir orduyu bölgeye gönderdi. paşa, memlüklere bağlı varsaklarla turgutoğullarını ezip, bölgedeki aşiret reislerini itaat altına alıp, adana ile tarsus'u osmanlı hakimiyetine sokmayı başardı.

    1488'e gelindiğinde ikinci bayezit, bölgedeki hakimiyetini kuvvetlendirmek adına hem donanmasını hem de vezir hadım ali paşa'yı bölgeye gönderdi. vezir, namrun'u ele geçirip, ramazanoğulları'nın kuvvetlerini dağıtıp, bölgeyi tekrar kontrol altına aldı. ardından da ayas, anazarva ve kozan kalelerini ele geçirdi. osmanlı ordusu bölgeye iyice hakim olmaya başlayınca, memlük sultanı kayıtbay oldukça büyük bir ordu toplayıp, bölgeye gönderdi. emir özbek komutasındaki bu ordu adana'ya doğru yürüdüğü esnada, orduya, osmanlı taarruzundan kaçan ramazanoğulları, turgutoğulları kuvvetleri ve bazı türkmen beyleri de katıldı. velhasıl büyük memlük ordusu ağustos ortalarında ayas üzerinden çukurova'ya giriş yaptı. ardından ceyhan ve seyhan nehirlerini aşıp, adana-tarsus arasında yer alan ağaçayırı mevkiine konuşlanıp, kamp kurdu. memlük ordusunun bu ilerleyişi esnasında vezir hadım ali paşa, ordusunu derleyip, toparlayıp, savaşa hazır hale getirmekle meşguldü. memlük ordusunun ağaçayırı'nda kamp kurduğu haberini alınca da ordusunu harekete geçirdi. -bu noktada ayrı bir parantez açmakta fayda var. bu savaş sürecinde bölgenin kilit isimlerinden biri de dulkadiroğullarının beyi alaüddevle bozkurt bey idi. kendisi, çıkarları doğrultusunda devamlı ikili oynamaktaydı. memlük komutanı, alaüddevle bey'e ordusuna katılması yönünde çağrı yapmıştı fakat alaüddevle onu oyalamayı başarmıştı. diğer yandan osmanlıların tarafında da doğrudan yer almamıştı. kendisini savaşın dışında tutmayı başarmıştı- velhasıl 16 ağustos günü iki ordu ağaçayırı'nda karşı karşıya geldi. osmanlı kuvvetleri büyük memlük ordusu karşısında fazla direnç gösteremedi, bozguna uğrayıp, dağıldı. kaçan osmanlı askerlerinin bir kısmı adana'ya sığındı. memlük ordusu zaferden sonra ilerleyişini sürdürüp, adana'ya ulaştı. şehri kuşatıp ele geçirdi. buraya sığınan osmanlı askerlerini katletti. diğer yandan memlük ordusunun bir kısmı da tarsus'a yönelip, burayı ele geçirdi.

    bu savaş, çukurova'daki memlük hakimiyetini kesinleştirmiş oldu. çukurova'ya yerleşen memlük kuvvetleri akınlarını sürdürüp, niğde-karaman bölgesine kadar ulaştı. bir vakit sonra ikinci bayezit, memlüklerin çukurova'daki hakimiyetini kabullenmek zorunda kaldı ve barış yapmak istedi. memlüklerde ise uzun soluklu savaş ekonomiye de ağır bir darbe vurmuştu. devlet hazinesinin bu savaşın yükünü daha fazla kaldıracak gücü kalmamıştı. bu nedenle de barışa yanaştı. 1491 yılında iki devlet anlaştı. bu antlaşmayla tarsus ve adana memlüklerin oldu. gülek kalesi de iki ülkenin sınırı oldu.

    kaynaklar:
    + fatma akkuş yiğit - ''osmanlı-memlûk mücadelesinde beş yıl savaşları'' makalesi.
    + ismail hakkı uzunçarşılı - osmanlı tarihi - cilt: 2 - türk tarih kurumu yayınları.
    + refet yinanç - dulkadir beyliği - türk tarih kurumu yayınları .

  • '' profesyonel fotoğraf makinasi aldim... yanında 3 sokak çocuğu, 9 güvercin, 2 yaşlı teyze ve 3 eli yüzü kırışmış ağzında sigara içen amca verdiler... ''

  • bir anda ortadan kaybolduğuna inanılan bölgenin sakinleri: angikuni gölü!

    kasım 1930'da kanada'nın manitoba kentindeki pas kasabasında yaşayan bir gazeteci, angikuni gölü'nün hemen yakınındaki küçük bir inuit köyü hakkında haber yaptı. köy zaman zaman oradan geçen avcıların durak noktasıydı, ancak 1930'da joe labelle isimli bir avcı, bölgeyi tamamen terk edilmiş halde buldu. bazı yiyecekler masadaydı, bazıları pişmekteydi ve kıyafetler hala askıda duruyordu. bu da joe labelle'e sanki köylülerin aniden ortadan kaybolduğunu düşündürdü. etrafı kolaçan etmeye başladığında, köyden uzaklaşan ne bir ayak izi ne de taşıt izi bulamadı. daha da rahatsız edici olanı açlıktan ölmüş yedi kızak köpeği ve yanlarında kazılmış bir mezar bulmasıydı. labelle, mezarın etrafındaki taşlara zarar verilmediğinden, bunu bir hayvanın yapmadığını tahmin etti ve olayı, kayıp kişileri arayan kuzey batı atlı polisine bildirdi. bölgede yakın zamanda çıkan bir yangın olduğuna dair söylentiler vardı, ancak ne ölü ne de diri hiç kimse bulunamadı.

    hikâye, ilk olarak emmett e. kelleher tarafından yazılan 27 kasım 1930 tarihli danville bee gazetesinde yer aldı. joe labelle'in 6 çadırlı boş bir köy bulduğu ve 25 erkek, kadın ve çocuğun ortadan kaybolduğu belirtildi. ancak olayların kanada gazetelerinde yayınlanmasının ardından, ocak 1931'de the pas'da görev yapan çavuş j. nelson, kamuoyuna bir açıklama yaptı. hikâyenin hiçbir temeli olmadığını, joe labelle'in o sezon ilk kez avlanma ruhsatı aldığını ve kelleher'ın belirttiği yazının aksine gerçekten bölgede bulunup bulunmadığının bile sorgulandığını bildirdi. nelson ayrıca hikâyede kullanılan fotoğraflardan birinin 1909 yılına ait olduğunu belirterek, kelleher'in "uydurma hikayelerle" tanındığını ekledi. burada bir dip not olarak şunu da belirtmekte fayda var: ilk olarak emmett e. kelleher’in kaleminden çıkan bu hikâye, değişikliğe uğramadan frank edwards'ın 1959 tarihli stranger than science, dean koontz'un 1983 tarihli korku romanı phantoms ve whitley strieber'in 1989 yapımı bilim kurgu romanı majestic isimli eserlerde de yer aldı. bu yazarlar, emmett e. kelleher’in yazdığı yazıdan esinlenerek mi yazdılar, bilmiyoruz, dolayısıyla kuzey batı atlı polisi, bu hikâyenin frank edwards'ın kitabından kaynaklandığını iddia ederek olayın bir şehir efsanesi olduğunu söyledi. ayrıca, bölgede çıktığı düşünülen yangın söylentilerini reddederek olağandışı herhangi bir durumun bulunmadığını ekledi.

    bilime ve şüpheciliğe odaklı tarzıyla bilinen amerikalı yazar ve yapımcı brian dunning, kendi podcast'i olan skeptoid'in bir bölümünde bu iddiaların bazılarını çürüttü. kelleher'in hikayesini hala "şüpheli" olarak nitelendirirken, yayınlanan makalenin "gerçekten var olduğunu" da belirtti fakat köy sakinlerinin aniden ortadan kaybolması bugüne kadar gizemini korumayı başardı. dünya dışı varlıklar tarafından kaçırılma, kitlesel histeri ve hatta kanada hükümetinin bir çeşit deney yaptığı gibi çeşitli teoriler öne sürüldü, ama şu ana kadar herhangi bir teoriyi destekleyen, kesin bir kanıt bulunamamıştır.