hesabın var mı? giriş yap

  • kanada'nın hamilton kentinde üniversite öğrencilerinin yaptığı sosyal deneyde öğrencilerden biri müslüman kıyafeti giymiş diğer öğrencinin otobüse binmesini rol icabı engellemeye çalışıyor. bir kaç yerde tekrarlanan deneyde her seferinde insanlar müslüman çocuğu savunuyor, hatta en sonunda birisi tacizci genci yumrukluyor. geçen hafta ottawa'da bir askerin müslüman bir fanatik tarafından öldürülmesinin ardından müslümanlara bakış açısında negatif bir değişim olmadığı gözleniyor. hatırlatalım hamilton öldürülen askerin memleketi ve düşük gelir seviyeli insanlardan oluşuyor. ırkçılık kanada'da bir kez daha barınamıyor.

    haber ve video

  • birisi de tivitır'da malum fotoğrafı paylaşıp altına;
    "murat yeğenini sert bi dille uyarıyor beyler ne var bunda" yazmış, ona üç saat güldüm*

  • passaparoladan;

    -bir örümceğin peter parker isimli lise öğrencisini ısırması sonucu meydana gelen süper kahraman. ö1, ö2, ö3...
    -öri potır.

  • türk insanı cimri değil. fırsat bulduğunda çoğunluk şekilde yemeye içmeye çok düşkünüz.

    yunan esnafının ve kapıda vize sonucu gidenlerin son durum hakkında verdiği bilgiye göre, türkler çok mutlu. yemiş, içmiş, harcamışlar. sefaları olsun.

    özellikle yiyecek ve içecek ama genel olarak hizmet sektöründe türkiye'de gerçekte var olmayan bir enflasyon yansıtıldı. geçen sene yaptığım aktivitelerin birçoğu bu sene 3-4 katı fiyatlarda. bu bir tabak tavuk yemeğinden, kalıcı oje hizmetine kadar böyle.

    böyle bir enflasyon yok. bu esnafın kendini garantiye alma ve kazıklama refleksi. özellikle tatil yörelerinde sadece otel rezervasyon fiyatlarına bakarsanız ve bu fiyatları yunanistan, italya, ispanya gibi turizmde rekabet edebildiğimiz ülkeler ile kaeşılaştırırsanız devasa saçmalığı göreceksiniz.

    türk lirası kazanıp euro kazanıyormuş gibi harcanıyor bu ülkede. yunan esnafının zengin olmasını şu an için destekliyorum. umarım bu sene tatil destinasyonu tamamen yunan'a kayar da bizim esnafımız ekstrem fiyat politikasını ve düşük kalite hizmetini gözden geçirir.

  • fenerliyim. entrylerime girip bakilabilir. fakat daha da galatasarayi agzina alan fenerlinin amina koyayim ben. baskalariyla sidik yaristiracaginiza bi uyanin akillanin da su takim duzelsin artik

  • hayatımda ilk kez bir tabela üniversitesinde bir dersin hakkıyla notlandırıldığını görüyorum. hocaya burdan tebriklerimi yolluyorum.

  • kıtlık etkisi (scarcity effect), insanların az bulunan bir nesneye fazla değer yüklemesi durumudur. buna bilişsel önyargı demek de mümkündür.
    akılcı karar verme süreçlerimizden çok sezgisel ve duygusal karar verme mekanizmalarımızın baskın çıkmasıyla ilgili bir olgudur.

    kıtlık etkisinin altında yatan başlıca nedenler:
    - bir nesneye faydasına, fiyatına, ihtiyaca göre değil bulunma sıklığına göre değer biçmek
    - çok satan malın iyi olduğuna dair inanç
    - elde etme fırsatını kaçırma korkusu (bkz: fomo)

    pazarlamacıların bu etkiyi elde etmek için aşağıdaki kalıpları kullanır:
    - fırsat kaçıyor (stoklarda az kalmış şekilde gösterme)
    - sınırlı sayıda üretim (starbucks yılbaşına özel toffee nut latte ve gingerbread latte)
    - kısa süreliğine geçerli teklif (online alışveriş sitelerindeki süre geri sayımları)
    - indirim günleri (satıcının yarın bu fiyat geçerli olmaz ifadesi)
    aynı zamanda pazarlamacılar kısa sürede etraflıca düşünmeden hızlı karar almanızı sağlayarak kıtlık etkisini arttırır. bu etkiyi arttıran bir başka neden de başka kişilerle bu kısıtlı kaynaklar için yarışma ve mücadele içinde olduğumuz algısıdır.

    kıtlık etkisinin bir başka yan etkileri de yalnızca çok istediğiniz o nesneye arzu duymanız nedeniyle fazla odaklanmanız sonucunda zihinsel baskı hissetmeniz ve başka fırsatları kaçırmanız olabilir.

    olağan dışı zamanlarda bu etki daha da şiddetli olur ve karaborsa oluşur. insanlar az bulunan bir mala daha fazla para ödemeyi de göze alırlar. örneğin savaş zamanları ya da üretimin az olduğu dönemler (çip krizi nedeniyle araba fiyatlarının artması) bir malın mali değeri kıtlık etkisi nedeniyle artar.

    yasaklanan nesnelerin daha değerli görünmesinin bir nedeni de zor erişilebilir yani az bulunur olmalarıdır.

    ekonomi ile ilgili bir olgu gibi görünse de sosyal psikoloji için de önemli bir araştırma alanıdır. yalnızca nesnelerle ilgili bir durum değildir. az bulunan fiziksel ya da mesleki özelliklere sahip kişiler de kıtlık etkisi nedeniyle olduğundan daha değerli görülebilir. karşı cinsten uygun partner bulamayan kişiler bu nedenle kariyerlerinde ilerlemeyi seçerek aile kurmayı erteleme kararı alabilirler. daha az iş ilanı olan firmanın daha fazla iş ilanı olan firmaya göre daha değerli ve daha fazla maaş verebilecek potansiyelde görüldüğü de gözlemlenmiştir.

    kaynaklar:
    https://en.m.wikipedia.org/…ity_(social_psychology)
    https://www.psychologytoday.com/…e-effects-scarcity

  • az önce tayyip kürsüde konuşma yapıyordu. konuşması bittikten sonra canımız ciğerimiz yeni göz bebeğimiz kanada'nın gencecik zeki çevik ahlaklı ve yakışıklı başbakanı justin trudeau, tayyip erdoğan ile tokalaşıp kulağına doğru yaklaşarak uzun uzun bir şeyler söyedi. tayyip de gergin bir şekilde kafa sallayıp durdu ve arkasını dönüp hızlı adımlarla uzaklaştı.

    sonra dedim ki kendi kendime; justinciğim, o ingilizce bilmiyor, öyle kulağına kulağına konuşma canım benim <3

  • cep herkülü;

    naum salamanof, böyle yazmam samimiyetimden degil türkiye'ye gelmeden bulgaristan'da kullandıgı isim oldugu icin, kücücük boyuna bakmadan yeri geldiginde 180 kilo kaldırıp hayretlere gark ederdi bizi. o halter salonlarında yan tarafta bulunan beyaz toza güvenmez, öle adettendir diye onu ellerine sürerdi.

    1986 yılında bu naim avusturalya'ya bir $ampiyona icin gider, tabi bulgar gizli servisinin elamanları her an naim'in ensesinde. adamlar gizli servis kacabilir korkusu had saffada.. naim yemege gider arkada$larıyla, arkada bulgar gizli servisi. beyaz renalult toros kullanıyorlardır illa.. niye bilmem sol aynasıda olmaz bu torosların..
    neyse naim yolda bi ali cengiz oyunu yapıp araba degi$tirir. bulgar gizli servisi falan kalmaz ortada. hemen türk konsolosluguna gider naim.. ve $ok naum'un ilk iltica talebi kabul edilmez. naim hemen melbourne'de bir eve gidip sinirinden 200 kilo falan kaldirir.. dört gün falan evde oturur, bu sıra devreye turgut özal girer ve naim ikinci gidi$inde iltica talebi kabul edilir..
    avusturalya hükümeti naim süleymanoglu'nu bir gun boyunca sorgular. en sonunda inanırlar bu aslan parcasına kendi istegi ile gittigine.. türkiye'den özel bir diplomat gider turgut özal özel ucak falan gönderir, ucakta halter bile vardır naim yolda sıkılmasın diye.. ucak önce londra'ya gider oradan türkiye'ye varır. naim bol bol $ampiyon olur, turgut özal'ın elini öper, time dergisine kapak olur, saclarını üfler..

    o dönem icin örtülü ödenek diye bir $ey ögretir bir de bize naim. meger böyle bir havuz varmı$, bi$i oldugu zaman devlet onu kullanabiliyormu$.. 1 milyon doları bulgar hükümetine boca etmi$iz o dönem. sonra tansu ciller di stefano'nun jubile macı icin 5.5 milyar verdi iyice akıllara kazındı..

    naim türkiye'ye geldikten sonra halter'de patlama oldu. mahalle aralarında herkes ta$, kaya falan kaldırır oldu. nasıl bir dönem naumoski'nin terini formasının yakası ile silme hareketi varsa, naim'de bize agır bir $ey ta$ırken sacımızı üflemeyi ögretti.
    sokaklarda biraz güclü adamlar sizi böyle omuzlar, ''ve naim silkmede rekor kırıyor'' diye bagırırlardı ''ulan bir dur'' demenize aldırmazlardı hic.

    bugun karate salonlarında kafalarıyla kiremit kıran adamları bile ben naim'in rekorlarına baglarım.