ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
viktor e. frankl
-
insanın anlam arayışı kitabında şöyle der, serbest bırakılan bir tutuklunun ruhsal durumunu tasvir ederken:
"özgürlük. bu sözcüğü kendi kendimize tekrarladık, ama anlamını kavrayamıyorduk. bu sözcüğü yıllar boyunca o kadar çok kullanmış, buna ilişkin öyle çok hayal kurmuştuk ki, anlamını yitirmişti. gerçekliği bilincimize işlemiyordu; özgür olduğumuz gerçeğini kavrayamıyorduk."
öyle çok istemiş, öyle çok beklemiş, öyle çok hayalini kurmuşuzdur ki artık sahip olduğumuzda, sahip olduğumuz an'a dair olan hayallerimizdeki gibi coşku duymayız bazen. artık gerçekten de sahip olmanın, beklenen'in gelmesinin, bir anlamı kalmamıştır tıpkı onun dediği gibi..
the sims'te sim öldürme teknikleri
-
babam kızkardeşimin* vurdulu kırdılı, vahşet dolu oyunlar oynadığını görünce kendisine midtown madness'ı uygun görüp almıştı. sonra yayaları öldürmeye programlı bir halde araba kullandığını görmüştük kendisinin de sonunda the sims almıştık gidip beraber ki o sıralarda on yaşının baharında olan kızkardeşimin ruh sağlığı daha fazla hasar görmesin; evde sakin sakin takılsın diye. ama sonradan farkettik ki çocuklarla uğraşamayacağını anladığı vakit, bahçesindeki muazzam havuza bu çocukları sokuyordu. sonra eşya satın alma moduna geçip, havuzun merdivenlerini satıyor ve haliyle çocukların patır patır can cekişerek ölmelerini izliyordu. artık başka çare bulamayıp kendisinin bu bastırılmayan öldürme isteğini en azından oyunlarla tatmin etmesine izin verdik de ailede kimse ölmedi.
fenerbahçe'nin gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu
-
isim olarak tartışmasız roberto carlostur ki oyun olarak alex'tir, istatistik olarak da alex'tir, fenerbahçe'ye bağlılığa göre alex kusura bakmasın ama lefter'dir. fenerbahçeli olmamı sağladığı için okocha'nın bende yeri de ayrıdır. ayrıca kaçıp giden orteganın da amk
selvi kılıçdaroğlu'nun 1199 tl'lik sweatshirtü
-
muhtemelen 3 ay önce 400 tl olan giysiydi. hamdolsun erdoğan sayesinde 1199 tl olmuş.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
uzun ve yorucu yolculuk ertesinde yaklaşık bir saat boyunca insan kaynakları çalışanlarının gelmesini bekledikten sonra mülakatte;
- hmm.. biliyosunuz fransızca bilmeniz bizim için pek birşey ifade etmiyor. ?
- hmm.. isabet olmuş bende sizin için öğrenmemiştim*
devletin iyice beleşçi arkadaşa evrilmesi
-
eskiden devlet baba derdik saygı gösterirdik. hoş hala saygıda kusur etmiyoruz ama devlet artık iyice beleşçi arkadaşa, hatta hayırsız evlada döndü.
beleşçi arkadaş örneğinden gidelim;
1 telefon alıyorsun devlet gelip kanka 1 tane de bana al diyor,
1 araba alıyorsun hacı 2 tane de bana alsana diyor,
1 paket sigara almaya gidiyorsun, 4 paket de bana al diyor.
maaşı alıp eve geliyorsun, bilader sen bu ay iyi kazandın maaşından bir yüzde 30 bana versene diyor.
sizin cebinizden yiyor, içiyor, geziyor, evinizde kalıyor, hatta it kopuk arkadaşlarını getirip sizin evde yatırıyor. yetmiyor, kardeş bunları da yedirelim diyor.(bkz: mülteciler)
kendisi ticaret yapıyor. parayı tahsil edemeyince; kanka şu kadar zararım var sen ödesene diyor. (bkz: kayıp kaçak bedeli)
bankalardan, tefecilerden borç para alıyor. sizi kefil gösteriyor. (bkz: dış borç, cari açık vs..)
bilader, sen ne iş yapıyorsun, bana ne faydan var diye soruyorsun. kanka ben senin can ve mal güvenliğini koruyorum, biliyorsun çevrem geniş, gücüm kuvvetim yerinde diyor. aradan zaman geçiyor, sokakta serseriler önünüzü kesip paranızı gasp ediyor, ağzınızı burnunuzu kırıyor (bkz: ışıd eylemleri)(bkz: pkk saldırıları) vs........
bilader niye yardım etmedin bak ne hale geldim diyorsunuz, kanka ben o ara karısını döven yan komşuyu ayırıyordum yetişemedim diyor. (bkz: suriye iç savaşı) (bkz: filistin saldırıları) vs. .................. hatta komşunun çocuklarını da getirdim, evde dayak yiyorlardı bunlar da sende kalsın sen bakarsın diyor. çocuklar sonra evi kırıp döküyor.
bilader bıktım artık böyle yapma diyorsunuz. arkanızdan demedik laf bırakmıyor. (bkz: fetöcü, vatan haini, çapulcu, ayyaş, nankör vb.) ama evden de çıkmıyor.
ısrar ediyorsunuz, artık sana para vermeyeceğim diyorsunuz. üzerinize yürüyor, sizi dövüyor. (bkz: icra takipleri, vergi borçları, eylemcilere dayak,vs.....)
anlayamıyorum nedir bu bilader. aynı şeylerin çeyreğini, örnekte olduğu gibi bir arkadaşınız yapmaya kalksa kafayı yersiniz. devlet olunca çaresiz kalıyoruz.
keşke devlet bizi kaz gibi yolmak yerine, bizim de insan olduğumuzu ve biz var olduğumuz için kendisinin de var olabildiğini idrak etse. herkese saygılar.
edit: imla. uyarıda bulunan arkadaşlara teşekkürler.
emrah serbes
-
bu adam canlı yayında "ne demek kardeşim prime time'a başörtülü koyamassın, günümüz gerçeğiyse koyacağım, istemiyosan sen kırp dizinin o bölümlerini" demiş adam.
dindar insanların hakkını da savunmasını bilir yani. akepeli arkadaşlar söylenmeden önce düşünsün kendileri 10 yıldır kaç kere başörtüsü hakkını bu şekilde savunmuşlar?
pis tırsaklar.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
başvurularıma dönmeyen bir ton firma varken başvurmadığım halde teklif aldığım firmayla bugün yaşadığım :
- neden bizimle çalışmak istiyorsunuz ?
- açıkçası siz beni davet ettiniz.
- peki neden kabul ettiniz ?
- neden benimle çalışmak istediğinizi merak ediyorum.
ciddiydim aslında ben.
irlandalı turistin esnafı dövmesi
-
işte bir allahın sopası olmaması hadisesi daha.
huzurlarınızda; bu güzide turiste sponsor olalım, şehir şehir, il il, belde belde dolaştıralım kampanyası başlatmak istiyorum.